70.BÖLÜM

191 40 346
                                    





Genç kadın çıkar çıkmaz Sinâ,konuştukları gibi Derin için bir tepsiye bir kâse yoğurtla bir tabak biber dolması koymuş,Kelebek'de Firuze hanımın onlar için elleriyle hazırladığı dolmaları afiyetle yemişti.

Ardından genç adam mutfağı topladı,küçük kız da parka gitmek için hazırlandı.Aradan 15-20 dakika geçtiğinde,baba-kız parka gelmiş,orada Alin ve babasıyla karşılaşınca iki genç adam banklardan birinde sohbet ederken,kızlar neşeyle oyuncakların tadını çıkarmışlardı.

Eve döndüklerinden bu yana yaklaşık 1 saat oluyordu.Bu süre içerisinde Kelebek duşunu yapıp giyinmiş ve

"Çok teşekkür ederim babacım!Saç örgüm yine harika olduuu!"

diyerek resim çizmek üzere odasına gitmişti.Sinâ

"Şimdi,şarkı söylediğine göre keyfi yerinde."

diye düşündüğü sırada,mutfağı telefonunun mesaj bildirim sesi sardı.Masada duran telefonu eline aldığında,mesajın tahmin ettiği gibi Doğa'dan geldiğini anlamıştı.

"Yol iyi geçti Sinâ,az önce geldim sayılır.Annemlerin çok selamı var,Derin'i öp bizim için."

diyordu genç adam.

"Yolun iyi geçmesine sevindim.Sen de annemlere çok selam söyle.Derin,öpücüklere bayılacak!Yemek hazırlıyorum şimdi.Görüşürüz!"

yazıp gönderdi.

Az önce fırına koyduğu köfteler pişmek üzerelerdi.Bu durumda,geçenlerde Amber'in çok beğendiğini söylediği arpa şehriyeli pilavı hazırlamaya geçebilirdi.Nasılsa Derin,pilavı da en az makarna kadar seviyordu.İşe tuzlu,ılıktan biraz daha sıcak suda yarım saat kadar beklettiği pirinçleri süzgeçten geçirip tuz ve nişastasından arındırmakla başladı.Ardından,pilav tenceresine çok az zeytinyağıyla bir kaç parça tereyağı koyarak erimeye bıraktı.Çok kısa sürede arpa şehriyeleri kavrulmaları için tencereye eklemişti.Şehriyeler yeterince kavruldularında,pirinçleri de tencereye aldı ve bir süre de böyle kavurdu.Bir kaç dakika içinde pilavın suyunu vermiş,tuzunu ekleyip ocağın altını kısarak demlenmeye bırakmıştı.Artık sofrayı hazırlayabilirdi.Saat epey ilerlemişti.

"Amber,birazdan burada olur."

diye aklından geçirip dolaptan aldığı tabakları masaya dizmeye koyuldu.


Amber,saatlerdir test çözmekten yorulmuş olduğu halde moral açısından haberi aldığı ilk ana göre kendini çok daha iyi hissediyordu.

"Sinâ haklı yani,şu an en önemli şey sınavı kazanmak.Sonrası bir şekilde hallolur."

diye düşünerek çalışma sandalyesinde gerinip kaslarını açtı ve saate göz attı.Yemeğe pek bir şey kalmamıştı.Üzerini şöyle bir gözden geçirdi.Kıyafetini değiştirmesine gerek yoktu.Sabahki hayran bakışlarından Sinâ'nın bu kıyafeti çok sevdiğini anlamıştı çünkü.

Masada duran telefonuna uzanıp eline aldı.Aynı anda telefon çalmaya başlamıştı.

"Selâm Lâl,nasılsın?"

diyerek açtı neşeyle.Genç kadın

"İyiyim canım,öylesine aramıştım.Sen nasılsın?"

diye karşılık verdiğinde,gülümsediği ses tonundan belli oluyordu.

"Ben de iyiyim canım.Saatlerdir sınav için test çözüyorum.Bir ara sadece bir fincan çayla,2 fındıklı kurabiye atıştırdım.Şimdi,hazırlanıp Sinâ'lara geçecektim."

AMBERWhere stories live. Discover now