54.BÖLÜM

417 51 362
                                    





Sinâ,işten geleli 1 saat oluyordu.Derin'le yemek yemiş,çayı demlemiş ve mutfağı topladıktan sonra cafe sahibi arkadaşının yeni siparişi olan gemi figürünü kağıda geçirmek üzere masaya oturmuştu.

Çizim yaparken zihni,geçirdiği  yoğun ama verimli günü düşünmekle meşguldü.Cafe sahibi arkadaşının önceden verdiği 2 kartal figürünü tamamlayıp teslim etmiş,bu sırada gemi siparişini almış,adam yanından ayrıldıktan sonra da Amber'in istediği resim çerçevesini bitirmişti.

Masadan kalkarak kendine bir fincan çay aldı.Artık gemiyi detaylandırmakla ilgilenebilirdi.Fincanı masadaki altlığın üzerine bırakıp yerine oturdu ve çizime kaldığı yerden devam etti.

Derin odasında bir yandan resim çiziyor,bir yandan da genç adamın kulağına ara ara çalınan mırıltılara bakılırsa,şarkı söylüyordu.

"Kelebeğin keyfi yerinde."

diye düşünerek gülümsedi.Bir süre sonra geminin görüntüsü kâğıt üzerinde belirmişti.Arkadaşının ona verdiği gemi resmini tekrar gözden geçirdi.Çizimi,resimdeki gemiye tıpatıp benziyordu.Bu durumda yarın oyma işlemine geçebilirdi.

Çayının bittiğini fark ederek masadan kalktı ve bir fincan daha doldurdu.Yeniden salona döndüğünde televizyonun karşısındaki koltuğa geçmişti.Kanallar arasında biraz gezinip seyredecek bir şey bulamayınca,televizyonu kapattı.

Canı sohbet etmek istiyordu.İki gündür Amber'i görmemiş,konuşamamıştı.Kısacık bir an,genç kadının ona hafifçe sarılarak kokusunu içine çektiği görüntü canlandı gözlerinin önünde.Ne kadar da güzeldi.

"Kendine itiraf et bari Sinâ,özledin işte!"

diye mırıldandığında sesi kısıktı.Haline inanmakta zorlanıyordu.Başını kaldırıp duvardaki saate baktı.Akşam 9 olmak üzereydi.

"Birazdan Kelebek uyur,yine Amber'i mi arasam?"

diye düşündü.Sonra vazgeçti.Belki genç kadınının işi vardı.Sonuçta 2 ay içinde çok çok önemli bir sınava girecekti.Derin'in

"Ben yatmak için hazırım babacım,Amber ablayı arasak olur mu?Özledim onu,işi varsa bile kısacık konuşurum,söz."

diyen sesiyle ana dönmüştü.

"Çocuk olmak ne güzel!"

diye geçirdi aklından ve gülümseyip

"Tamam,olur bebeğim."

diyerek telefonu elinde olduğu halde kızının odasına ilerledi.Az sonra genç kadının numarasına dokunmuş,telefon çalmaya başlamıştı.


Amber,tıpkı dün olduğu gibi bugün de saat 6 gibi eve gelmiş,üzerine rahat bir şeyler giyip yemek yedikten sonra çayı demlemiş,mutfağı toparlamış ve uzmanlık sınavına hazırlanmak üzere soluğu çalışma masasında almıştı.

Yaklaşık 2 saattir bir yandan çayını yudumlarken,bir yandan da test çözüyordu.Artık yorulmuş olsa da,halinden memnundu.Çünkü verimli bir çalışma olmuştu.

"Acaba Kelebek ne yapıyor şu an?Sina'yla da 2 gündür yoğunluktan konuşma fırsatımız olmadı."

diye düşünürken,çalan telefonunu eline aldı.Arayanın Sinâ olması onu gülümsetmişti.Galiba "kalp kalbe karşı"durumu gerçekten de vardı.

"Merhaba Sinâ!Nasılsın,Kelebek nasıl?"

diyerek açtı.Ses tonundan gülümsediğini anlamak genç adam için zor değildi.

AMBERWhere stories live. Discover now