İNCİ

By asin1lnm

2.8M 130K 16.7K

Polis Bey Ahmet Emir'cim: Nasıl görmedim seni İnci: İşinin başında olduğundan görmemiş olabilirsin İnci: Vurm... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56

42

35K 1.9K 195
By asin1lnm

😭İNCİ😭

Eve gelmiştik ama o kadar mutsuz hissediyordum ki kendimi. Yarın annemlerin yanına gidecektim, Ahmet Emir de işine gidecekti. Seni ben bırakırım belki, ayarlayabilirsem demişti.

Onu da ayarlayamamıştı. Tek başıma gidecek olmam yetmiyormuş gibi bir de orada kalabalığın içine girecektim. Annem teyzemlerle halamların geldiğini söylemiş, geldiğin gibi surat asma demişti.

Çok kolaydı sanki, biz burada biricik sevgilimizden ayrılıyorduk.

Kendimi salondaki koltuğun üstüne atıp oflayarak televizyonu açtım. Gitmek istemiyordum. Annemi bir şekilde ikna ederdim de babamı ikna etmek çok zordu. Hiç girişmek istemiyordum o yüzden.

Ahmet Emir gelip yanıma oturunca kolunun altına girdim. "Gitmek istemiyorum." diyerek biraz da sesli mızıldamak istemiştim. "Ben de gitmeni istemiyorum." dedi ve saçlarımdan öptü. "Senden o kadar süre nasıl ayrı kalacağım?" kafasını sağa sola yatırıp kıtlattı. "2 hafta boyunca herkes benden çekecek anlaşılan." dediğinde güldüm.

"Ben seni sakinleştiririm, yazık insanlara." Güldü. "Yazık mı insanlara." diyerek üzerime eğildi. "Bana yazık asıl." Sağ eliyle yanağımı sıktı. "Şu güzelliğini göremeyeceğim. Bana yazık olmasın da kime yazık olsun?" dedikten sonra sıktığı yanağımı ısırdı. "Acıttın dana." diyerek üzerimden itmeye çalıştım ama gerçek bir dana gibi olduğu için başaramamıştım.

"Nereye gideceksin ya, dur şurada."iyice sıkıştırdı beni. "Seveyim seni biraz, gidiyorsun zaten." dedi sahte bir kızgınlıkla. "Oy oy." diyerek ellerimi yüzüne koydum. Ben koltukta yatıyordum o da üzerimde uzanıyordu. Ağırlığını vermemişti çünkü verseydi nefes alma sürem 2 dakikadan fazla olmazdı.

"Ne yapacağız senin bu tatlılığını ya?" diyerek yanaklarını sıktım. "Bilmem ne yapmak istersen." dedi ve güldü saf saf. "Küçük kızsın anladığım kadarıyla." dedim ilk mesaj attığım zamanlarda bana dediği gibi. "Canın da sıkılıyor belli ki." Yavaşça vurdum yanağına. "Hani bekleyemezdim senden benim hissettiğim duyguları?" Kaşıma dokunduktan sonra aşağıya doğru indirdi parmağını. "Eşşeklik yaptık zamanında." diyerek yüzüme doğru yaklaştı. "Aklım da kalbim de boş demiştim, doldurmak istersen diye." dudaklarını dudaklarıma değdirip geri çekildi. "Bu kadar iyi hissettireceğini bilmiyordum."

Cümleleri beni güldürürken o beni gülerken öptü. "Her zaman böyle gül istiyorum."

"Sen yanımdayken ben hep böyle gülerim zaten." Üstümden kalkıp beni de kucağına çekti. Elbisem sıyrılmıştı neredeyse ve hala utanmamıştım. Ellerini kalçama koydu ve sıktı. "Seninle beraber gelmeyi istiyordum. Ailenle tanışıp burada güvende olduğunu bilmelerini de. Tabii mesleğimi kullanıp biraz da kendimi sevdirmeyi planlamıştım. Ayarlayamadım ama belki almaya gelirim." dediğinde gözlerimi heyecanla açtım. "Çok iyi olur Ahmet Emir'cim. Burada güvende olduğumu biliyorlar da, seninle tanışmalarını istiyordum."dediğimde kollarımı boynuna sardım.

"Sen benimle evlenmek istiyorsun he." dedi ve boynumdan öptü. Bir rahat duramıyordu.

"Eğleniyorum ben sadece, evlilik benlik değil." diyerek dalga geçtim. "Böyle eğlenilmez yalnız." Boş boş baktım yüzüne. "Nasıl eğlenilir?" diye sordum. Elleri kalçamdan ayrılıp sırtıma doğru yükseldi. Parmak uçları elbisemin fermuarına değince gözlerinin içine baktım.

Böyle mi eğlenmek istiyordu? Eğlenirdik.

Yarım ağız gülüp fermuarımı açmasını bekledim. Aşağı doğru indirdiğinde tek omuzumdan kaydırdım ip askısını. Giydiğim yapışkanlı sütyeni görünce şaşırdı. "Bu ne kızım?" diye sorunca kendimi tutamayıp güldüm.

"Elbisemin askılarından görünen sütyen mi giyseydim Ahmet Emir?" dediğimde kaşları haLA çatık duruyordu. "Tuhaf duruyor, çıkart bunu." diğer askımı da çıkarttığımda yüzü biraz güldü. "Eğlenmek istiyordun, çıkart işte." dedim cesaretimin neresinde olduğumu bilmeden.

Kafasını iki yana salladı. "Ben buna dokunmasam olur mu?" dediğinde elimle tutup direkt çektim sütyeni. Göğüslerim dümdüz karşısında kalınca bunu beklemediği her halinden belli oluyordu.

"Her şeyinle bu kadar güzel olamazsın." diyerek kucağına aldı. "Perde açık kızım, görecek şimdi birileri." Beraber odasına girdiğimizde elbisemi iyice çıkarmıştım üstümden.

Sütyensiz karşısında durmam her zamanki gibi bir şeymiş gibiydi. Odasının perdelerini de çektikten sonra bana doğru döndü. Yüzü anında gülerken iki adımda yanıma geldi. "Buradan sonrası bir sıkıntı yaratmaz diye düşünüyorum." diyerek üzerime eğildi. Kafamı iki yana salladım.

Sıkıntı yaratmazdı bence. Bu gece cesaretim fazlaca varken bir şeyler yaşamak sıkıntı yaratmamalıydı.

Dudakları dudaklarımı kavradığında her zamanki duygulardan farklıydı hissettiğim şey. Elleri göğüslerimi sıkarken dudakları boynuma doğru inmişti. Kafam yastığın içine gömülürken göğüslerimi hem sıkıyor hem öpüyordu.

NEDEN DAHA ÖNCE YAPMAMIŞTI BUNU BİZE.

Ellerini göğüslerimden ayırmadan kafasını aşağı doğru indirdi. Karnımın iyice içeriye göçtüğü yetmezmiş gibi dudaklarını değdirince yatakla bir olmuştum sanki.

Bu adam bize ne yapıyordu ?

Dudakları kasığıma geldiğinde gözlerimin içine baktı. O kadar fena bir durumdaydım ki şu an bakınca ne anlamış ne hissetmişti anlayamamıştım.

"Seni çok seviyorum." dediğini duydum ama ellerinin hareketleri beni mahvettiği için diğer söylediklerini anlayamamıştım.

777

Duş aldıktan sonra bana kendi tişörtlerinden vermişti, yatakta uzanmış onun telefonundan bir şeylere bakıyorduk.

Az önce yaşadığımız şeyleri sanki hiç yaşamamış gibiydik. Bir noktada durmamız gerektiğini ikimiz de biliyorduk.

"Yuh." dedim gördüğüm videoya. "Ne kadar uzun boyu." Sağ omuzunu oynatıp rahatsız etti beni. "Ben de uzunum. 1.89 benim boyum." Yattığım yerden kalkıp yatağın içine oturdum. "Bir tanem, sen 189 değilsin bence." dedim. Bir süredir bunu düşünüyordum. "Nasıl değilim yavrum. 1.89'um işte." İşaret parmağımla burnumun ucunu kaşıdım. "87 falansın bence." dediğimde o da kalktı. "Değilim." odanın ışığını yakıp diğer odaya gitti. Ne yapacağını anlamadığım için arkasından baktım öylece.

Çok durmadan elinde metre ile geldi. "Kalk ölç benim boyumu." diyerek metreyi yatağa attı. Kahkaha atarak yataktan kalkıp yanına gittim. Elime bir kalem verip kapının eşiğine yaslandı.

"Çiz kafamın üstünden." dediğini yapıp parmak uçlarımda yükselip kafasının üzerinden bir çizik attım kapıya. Geri çekildiğinde elimdeki metreyi alıp aşağıdan yukarı doğru çekti. Çizdiğim yere koyup metrede görünen sayıya baktı. "Oha." dediğinde yaklaşıp ben de baktım. "1.91 olmuşum." İnanmayıp bir daha ölçtü. Tekrar 1.91 çıkınca bana döndü. "Doğru çizdiğine emin misin?" diye sordu. Kafamı aşağı yukarı salladım. "Doğru öçtüm tabi ki, bebişim benim." diyerek boynuna sarıldım. "Geç seni ölçelim." Kapıya yaslanıp dümdüz karşıya baktım. Yani Ahmet Emir'in kaslı göğsüne.

"Çık bakalım." dediğinde çıkıp metreye baktım. "Yuh kız, var mıydın sen 1.73?" dedi. Ben de bilmiyordum olduğumu.

"Ne sandın sen bizi yavrum." diyerek yanağından makas aldım zorla. Ayağıma dolanan şeyle yere bakıp Mercan'ı kucağıma aldım. "Senin boyunu da ölçelim mi anneciğim ?" diyerek öptüm. Ahmet Emir elimden alıp karnından tutup duvara yasladı. Ben de eğilip kalemle boyunun geldiği yeri çizdim. "Bir karış lan bu, ölçmeye gerek yok." dedi ve Mercan'ı kucağına alıp karnını sevdi.

"Şunun tipe bak." dediğinde ikisini uzaktan izlemeyi bırakıp yaklaştım. Elimi karnına sürtüp Ahmet Emir'in sevdiği kadar hırçın değil de yavaşça sevdim. "Uyuyalım artık." dedi ve sağ elinde Mercan'ı tutarken sol eliyle belimi kavradı. Üçümüz birlikte yatağa girdiğimizde Mercan bize dayanamamış olacak ki yataktan atlayıp gitti. Boyu da küçük olduğundan atlayamamış, onu indirmemi beklemeden yuvarlanıp gitmişti manyak.

Ahmet'im Emir'im kolunu açıp yaklaşmamı söyleyince hiç bekletmeden sokuldum ona. Çok seviyorduk biz bunu ya, nasıl dayanacaktık onsuz 2 haftaya?

Sabah Ahmet Emir ile beraber uyanıp kendi evime gelmiştim. Eşyalarımı toparlayıp öğlen de çıkacaktım.

Ayrıca aşırdığım bir telefon görüşmesi de yapmıştım sabahın 8'inde. Büyük abim aramış, terminale geldiğinde ara seni almaya geleyim demişti. Şoklar içerisinde tamam diyerek kapatmıştım telefonu.

Biraz mutlu olmuştum ama umarım eşiyle beraber gelmezdi.

Karnım acıktığı için atıştıracak bir şeyler hazırlarken cebimde telefonum titredi.

Ahmet Emir'cim: Sevgilim

Ahmet Emir'cim: Ne yapıyorsun

İnci: evdeyim askim

İnci: oturuyorum öyle

Ahmet Emir'cim: Beni bekle tamam mı

Ahmet Emir'cim: Otobüse kadar ben götüreceğim.

İnci: OYY YAVRUMMM

İnci: Yerim seni

Ahmet Emir'cim: lütfen

Ahmet Emir'cim: Annene benden güzel bahset olur mu

İnci: Anneme senden kötü bahsedemem ki zaten

İnci: O zamanki anlık bir şeydi annem de anlamıştır öyle olduğunu.

Ahmet Emir'cim: Sever yani beni

İnci: Sever tabi bir tanem aaa

İnci: Sevilmeyecek adam mısın sen

Ahmet Emir'cim: Değilim doğru

İnci: Tamaam çok yükselme

İnci: Sevmesin kimse seni

İnci: Uğraşamam kimseyle

Ahmet Emir'cim: Keske benim icin birileriyle kavga etsen

İnci: Hayırdır ya

İnci: BU NASI Bİ İSTEK

Ahmet Emir'cim: Öyle içimden geldi

İnci: Rahatsız eden varsa bileyim

İnci: Dişil enerjimi 2 saniyede yok ettin

İnci: Allah'ın cezası adam

Ahmet Emir'cim: Yok

Ahmet Emir'cim: Gördüm ben dün gece sende ki dişil enerjiyi

Ahmet Emir'cim: Öyle 2 saniyede yok olacak bir şey değil

İnci: HEEEEH

İnci: Ben de diyordum ne zaman gelecek konu oraya diye

Ahmet Emir'cim: Hoşuna gitmediğini söyleyemezsin

İnci: Söyleyemem

Ahmet Emir'cim: 🙃🙃🙃🙃🙃🙃🙃🙃🙃

Ahmet Emir'cim: Çıkacağım ben 15 dakikaya

İnci: Tamam sevgilim bi tanem

İnci: ÖmrüMMM

Ahmet Emir'cim: Sakinleş ben gelene kadar.

Gayet sakindim aslında neden öyle demişti ki? Hazırladığım sandviçi tabağa koyup mutfaktan çıktım. Salona oturup onu yerken bir yandan da annemin yaptığı yemekleri düşünüyordum. Uzun zamandır görüşmemiştik, güzel yemekler yapardı herhalde.

Son kalan ekmeği de ağzıma teptikten sonra tabağı alıp sudan geçirerek tezgahın üzerindeki delikli şeye koydum.

Ayakkabılarımı giyerken Ahmet Emir arayıp aşağıda olduğunu söylemişti. Kapıyı kilitleyip çantalarım olduğu için merdivenden inmek yerine asansöre bindim.

Apartmanın kapısında sigara içen Ahmet Emir'i görünce gülümseyerek el salladım. Sigarasını söndürüp ağzında kalan dumanı üfledikten sonra içeriye girip çantalarımı aldı. "Naber?" diye sorduğunda arkasından sırtına vurdum. "İyidir aslanım senden naber?" dediğimde güldü. "Spora seninle gidelim bir gün."

BU ADAM SPORA MI GİDİYORDU.

Tamam, kaslarını evde yatarak yapmadığını biliyordum ama ne demek spor salonuna gidiyordu ya?

"Gideriz hayatımın anlamı." diyerek yanında durdum. Eşyalarımı bagaja koyuyordu. "İzin mi aldın sen?" Yanağımı sıkıp "Ben izin almam, izin veririm." dedi.

Serseri gibiydi ya.

"Atla hadi, geç kalmayalım." diyerek arabaya bindi ben de arkasından bindim. Çok uzak değildi zaten, en fazla 10 dakika sürerdi gitmemiz.

"Ne kadar duracaksın?" diye sordu. Haziran ayına yeni girmiştik. 8'iydi bugün. "Bilmiyorum ki, oradaki duruma bağlı." dediğimde ofladı. "20'sine kadar gelirim." dedim ellerimi önüme bağlarken.

"Anasının gözü kızım." dedi şaşkınlığını gizleme ihtiyacı duymadan. "Çok fazla. Arada gel gidersin sonra tekrar. Artık annesin sen, çocuğundan o kadar süre ayrı kalamazsın." dedi ve el frenini çekti. Gelmiştik. "Çocuğunun babası da özler seni."

Kafamı sola yatırıp öylece baktım yüzüne. "Çok tatlısınız, çocuğuma da özletmem kendimi çocuğumun babasına da." diyerek kollarımı açtım. Uzanıp sarıldığında boynumdan öptü.

"Beni ara hep, arayamazsan yaz. Bak İnci, çok özlerim sen yokken."

"Çok mu özlersin kız." diyerek ellerimi saçlarının arasına geçirdim. "Ben de seni çok özlerim." Tekrar sarıldıktan sonra zorla ayrılıp arabadan indik. Bagajdan çantalarımı alıp muavine verdikten sonra kollarımdan tutup kendine çevirdi. "Dikkatli ol, bir şey olursa ara beni. Vardığında da ara, yazma ama ara." dediğinde kafamı salladım. "Tamam bir tanem, sen de dikkatli ol. Çok iyi komiser olacağım diye yıpratma kendini." dedim ve sarıldım.

"Salaksın." diyerek o da kollarını belime sardı.

Salak falandık ama seviyordu bizi. Özlerim de demişti.

"Gideyim artık." diyerek saate baktım. 5 dakikaya kalkacaktı otobüs. "Git güzelim, seni seviyorum." Elleriyle yanaklarımı tutup sertçe öptükten sonra gülümseyerek ben de onu öptüm.

Of gerçekten nasıl dayanacaktık biz bu adamsızlığa? Alıştırmıştı kendine, özlemimizden geberirdik herhalde.

Zorla arkamı dönüp otobüse bindiğimde ellerini cebine sokup beni izlemişti. Camdan ona bakıp el salladığımsa sağ elini çıkarıp salladı.

Otobüs hareket ettiğinde telefonunu eline alıp bir şeyler yazdı. Bana yazdığını titreyen telefonumdan anlamıştım.

Ahmet Emir'cim: Beni çok özleyip acillik olma

İnci: Asıl sen benim özlemimden fenalaşma.

İnci: Kızıma da iyi bak

Ahmet Emir'cim: Anneliğini yapıp bizi bırakıp gitmeden önce düşünecektin onu.

İnci: Ahmet Emir ya

Ahmet Emir'cim: Kızım büyünce anlatacağım ona

Ahmet Emir'cim: Annen sen küçükken bizi terk edip gitmişti diyeceğim.

İnci: Bana salak derken ben neyim diye düşündün mü acaba

Ahmet Emir'cim: Evet

Ahmet Emir'cim: Hayatının anlamıyım?

777

Şimdi de bölüm kısa diyin bak...

Bu arada instagramda bir reels paylastık... BİG BOY... bir gelin görün isterseniz...

instagram: asin1lnm

Continue Reading

You'll Also Like

326K 4.5K 19
''Sen benim kocam değilsin.'' diye bağırmıştım. Alphan ise dibime kadar girmiş gözlerimin içine bakarak'' Ben senin kocanım gerçek bu artık kabullen...
135K 9.9K 17
/Aile Kurgusu/ Yeni bir ev, yeni insanlar, aynı baba fakat farklı ruh. Gözlerinde yoktu artık küçük bir çocuk, çoktan terk etmişti yuvasını. Heyecan...
84.8K 700 6
Doğruluk mu cesaret mi?? Kitabın ismini değişeceğim! İddia sonucu bu ismi koymak zorunda kaldım
1.3M 29.7K 42
Tam sınıftan çıkıcaktım ki gelen sesle dikildim kaldım."sen kal ada yapamadığın son soruya bakalım" OLUR OLUR HOCAM BAKALIM. Dırırııırıırıfırı Canı...