Governmently Show | Harry Sty...

By annamolie

2.2K 440 1.9K

Ayağa kalktı, tezgaha doğru ilerledi. "Sen düşündüğümden daha da aptalsın, Black." Ve tekrardan gülmeye başla... More

Promo
1
2
3
4
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32

5

83 19 84
By annamolie

"Prensesi sikeyim, ben bir kralım.
Eğil ve yüzüğümü öp. Sürtük olmak benim garipliğim. Başka ne düşünmüştün?"

Praskovya:

Üstümdeki, vücudumu kavrayan kırmızı saten elbisemle beraber, tamamı açık olan sağ bacağımla yumuşak halıya ince topuklumla bastım.

İçerideki insanlar bu büyük şatafatta eğeleniyorlar, sohbet ediyorlar, dans ediyorlardı (devlet büyüklerinin dansları daha ne kadar resmi olabilirse?) sanki 19. yüzyılda yaşıyormuşuz gibi.

İçeri girdiğim an Bay Fedrick heyecanla yanıma geldi.

"Aman tanrım, Bayan Black. Davetimize katılmanıza çok sevindim. Buyrun, lütfen buyrun önden."

Fedrick'e gülümseyip ilerledim, Bana doğru gelip selam veren insanlara karşılık veriyordum.

"Bayan Black, Gelin böyle. Ayrıcalıklı masamız bu tarafta. Sizin normal konuklar gibi o masalara oturmanıza göz yumamam."

Topluluktan uzaklaşmamam lazımdı fakat Fedrick'i takip ettim.

"İşte geldik, buyrun."

Fedrick sandalyemi oturmam için çekti, göz boyamaya çalıştığının farkında olmadığımı mı sanıyordu acaba? Aptal herif, çok komik gözüküyordu.

Oturmadan önce masadakilere bir göz attım. Büyük devlet adamları, sekreterleri, tercüman, Yani ortalama 12 kişi vardı masada.

En son gözümün ucuna değen kişiyle derin bir nefes aldım, Styles. Göz göze geldik. Nefesini tutmuş bana bakıyordu.

Önümü döndüm ve masadakilerin hoşgeldinlerine ve selamlamalarına karşılık gülümseyip oturdum.

Fedrick benim oturmama yardım ettikten sonra kendisi de geçip oturdu.

Hemen yanımdaki sandalyeden bir ses geldi.

"Sizi görmek ne hoş Bayan Black."

William başını eğdi ve elimi dudaklarına götürüp küçük bir öpücük kondurdu.

Styles ile göz göze geldik. Tam karşımda oturuyordu.

Önüme dönüp gülümsedim.

"Aynı şekilde sizi de, Bay William."

Masanın sağ tarafından gelen sesle o tarafa döndüm.

"Bayan black, Öteleyicilerin başarıları inanılmaz derecede büyüleyici. Halkın istediklerini yere getirmek ve her istediğinizi başarabilmek, bir nevi ülkeyi yönetmek..."

Steve denilen adam, piç kurusu ne diyecekti acaba?

"Sizin gibi; yani anlarsınız ya, sizin gibi bir kadının böyle şeyler yapması çok tuhaf. Asıl olmanız gereken yerde değilsiniz. Bu size tuhaf hissettirmiyor mu?"

Ellerimi sıktım, adamın söylediği sözler resmen beni deliye döndürmüştü.

Tam söze girecektim ki karşı sandalyeden Styles söze atladı.

"Bir kadının asıl olması gereken yer kendi istediği yerdir, Bay Steve. Sizin gibi bir adamın böyle sözler söylemesi ne komik ama, değil mi? Sonuçta küçümsediğiniz kadının sizden çok başarısı var."

Bay Steve bozulmuş yüzüyle kesik bir nefes çekip söze girdi.

"Bay Fedrick, Geçen seneki kârınızı bu sene ikiye katlamışsınız, tebrikler."

Konuyu dağıtmaya çalıştı, bu haline gülümsedim.

Styles'a doğru baktığımda gözlerimiz kesişti, o da aynı şekilde Steve'in haline gülüyordu.

Bakışlarımı çektim ve geçen garsonların birinden bir bardak kaptım.

Elimdeki şaraptan bir yudum aldım ve geri masaya döndüm, üstümdeki bakışlarını hissedebiliyordum ama o tarafa bakmadım.

İlerleyen saatlerde masadaki gerginlik dinmişti, herkes gitgide çakır keyif olmaya başlamıştı. Bir kişi dışında. O adam çok zekiydi, en ufak ihtimali bile göze alıyordu.

Ama aynı şekilde ben de göze alıyordum.

Masadakiler iyice cozutmaya başladığında ne yapabileceğimi düşündüm, ya da düşündük.

Daha iki gün öncesinde hiçbir şey olmamış gibi davranmak garip geliyordu ama böyle devam edecekse ben hazırdım.

Kalkıp masadakilere seslendim. Herkesin gözü bana döndü.

"Ortam kötüleşmeden eve dönmekte fayda var, hadi kalkalım."

William kalktı ve bağırmaya başladı.

"Hey! Eğlenceyi bozmaya çalışmasana!"

Ve kıkırdamaya başladı.

Styles ayağa kalktı.

"Böyle olmayacak, ben bırakırım herkesi evine."

Başımla onayladım ve geri dönmek üzere kapıya doğru ilerledim.

Tam gidecekken Fedrick kolumdan tuttu ve beni de gittiği yere doğru sürüklemeye başladı.

"Bayan Black, bu gece için çok minnettarım. Davetime geldiğiniz için çok teşekkür ederim. Bu gerçekten bizim için çok önemli bir husus."

Fedrick hala konuşmaya devam ediyordu ama ben bir yandan kolumu ondan ayırmaya çalışıyordum.

Ne halde olduğumu gören Styles güldü ve arabanın kapılarını açtı. Şoförüyle kişileri bölündü.

Fedrick, Styles'ın arabasına binerken beni de çekiştirip hala konuşmaya devam ediyordu.

Styles söze girdi;

"Belki sen de binmelisin, ha?"

Tepki vermeden devam ettim.

"Teşekkürler, ama benim için bir taksi çevirmek zor değil."

Devam etti,

"Evet fakat amacım zorluk çıkartmadan rahatça akşamı bitirmek, sen de zorlaştırma istersen."

Derin bir nefes aldım ve cebimdekileri kontrol edip kendimi garantiye aldıktan sonra arabaya atladım.

Belki de plan tıkırında işlerse benim için avantaj olabilirdi, ona istediğim gibi zarar verebilirdim.

Zayn'e ufak bir mesaj çaktım ve kapıyı kapattım.

Fedrick hala bana bir şeyler söylüyordu.

Öne Styles'ın diğer şoförü ve William geçti.

Arkada da Styles, Fedrick ve ben oturuyorduk.

Zayn'den gelen mesajları görünce derin bir nefes aldım, bu olayı ona nasıl açıklayacaktım? Sırf drama çıkaran bir aptal kız gibi gözükmemek için arabaya bindiğimi, duygularımın işimin önüne geçtiğini nasıl söylerdim?

Ya da onla aynı arabada olup onu öldürmeye çalıştığımı söylesem daha mantıklı olabilirdi.

Bir süre sonra William'ın evine vardık. Şoför, Styles'ın emri üzerine 10 dakika William'ı evine çıkardı ve geri geldi.

O sırada Fedrick hala konuşmaya devam ediyordu, bir süre sonra kafası omzuma düştü ve sızdı.

Evine geldiğimizde şoför Fedrick'i üstümden almaya çalıştı ama adam resmen yapışmıştı. Sytles kolumdan tuttu ve öne doğru çekti beni, o sırada da şoför Fedrick'i çıkardı arabadan.

Derin bir nefes alıp geriye yaşlandım. Styles ve ben arabada tek başımıza oturuyorduk. Mükemmel.

Styles birden ani bir hareketle sağına döndü, refleksimle bileğimdeki bıçağı çıkarttım ve ona doğru tuttum.

Styles bir bana bir bıçağa bakıyordu, kaşlarını çattı. Anlaşılan sadece daha rahat bir pozisyona geçmeye çalışmıştı.

Söze atıldım,

"Ani hareketler yapma."

Sytles devam ettirdi,

"Sen de bu kadar korkak olma."

Tek kaşım kalktı.

"Hah, yaptığım kendimi garantiye almak. Sonuçta din kardeşim olmayan yabancı bir adamla aynı arabadayım."

Styles bu söze bozulmuş duruyordu.

"Herkes senin inandığına inanmak zorunda değil."

Demek öyle?

"Eğer bu ülkede bana hizmet edecekse, evet inanmak zorunda."

Sinirlenen styles devam etti.

"Senin gibi geri kafalı, şimdiye kadar bir kitap okumamış, cahil insanların düşünce yapısı yüzünden; Kendini geliştirmiş ve kendini göstermek için çabalayan insanlar harcanıyor!"

Ne saçmalıyordu? Dediklerine takılmıştım ama buna kafa yormayı sonraya bırakacaktım.

"Dinime karşı geleni istememek cahillik mi oluyor? Kendine gel Styles! Siktiğimin yahudisi ne sanıyorsun kendini?"

Styles gözlerini yumdu.

"Senin dinine karşı geldiğim yok, Sen daha benim kim olduğumu bilmeden dinimi biliyormuş gibi davranıyorsun. Ben daha önce halka hiçbir açıklamada bulunmadım."

Styles devam ediyordu fakat sinirlerim tepeme atmıştı. Onu daha fazla dinleyemezdim.

Hızlıca arabadan çıktım ve kapıyı çarpıp ilerledim.

"Vesna!"

Arkadan gelen Sytles'ın sözünü umursamadan ilerledim, fakat birisi kolumu tuttu.

"Nereye gittiğini zannediyorsun? O kadar kolay mı kaçmak? Ben kaç yıldır nelerle baş ediyorum ve sen gördüğün en ufak sorunda kaçıyorsun!"

Ani bağırması ile yerimden sıçradım.

"Benden kaçtığını sürece üstüne gitmeye devam edeceğim Vesna Praskovya Black! En büyük kabusun olacağım. O cahil aklını değiştiremezsem, dağıtacağım! Benden kaçmaya devam edebilirsin ama seni her yerde bulacağım!"

Styles'ın ani sinir patlaması son bulmuyordu.

Beynime dolan sinirle bıçağımı çekip boynuna dayadım. Titrek nefesleri boynuma çarpıyordu.

"Eğer bir kelime daha edecek olursan seni burada öldürürüm. Ve kimseye de bir açıklama yapmak zorunda kalmam. Halk benim arkamda, bu yüzden devlette benim arkamda. Elimdeki gücü bilmiyorsun."

Bakışları derinleşti. Bıçağı iyice boynuna dayadım.

"İşlerimi zorlaştırma, ya sen gideceksin ya ben seni göndereceğim. Kim olduğunu sanıp bana bu lafları söyleyebiliyorsun? Hayret ediyorum."

Göz bebekleri genişlemişti, mimikleri sönmüştü. Hiçbir şey diyemiyordu.

"Ama çok pişman olacaksın, Styles."

Bıçağı çektim ve arkama bakmadan hızla uzaklaştım. En son gördüğüm ise Styles, onu bıraktığım gibi hiç hareket etmeden donukça karşısına bakıyordu.

__________

Devam edelim o zaman?
Bu bölüm değerli sima'm için yazılmıştır!
happ1er
Doğum günün kutlu olsun canım.

Continue Reading

You'll Also Like

39.2K 4.2K 22
"MİNHO EZ BENİ"
226K 21K 27
010 ***: hamileyim jungkook: sen kimsin
85.2K 7.2K 16
"Bir pişmanlık mı bin pişmanlık mı..?" ||Angst||
319K 29.7K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...