İNCİ

By asin1lnm

2.8M 129K 16.7K

Polis Bey Ahmet Emir'cim: Nasıl görmedim seni İnci: İşinin başında olduğundan görmemiş olabilirsin İnci: Vurm... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56

13

68.9K 3.8K 553
By asin1lnm

🧚🏼‍♂️İNCİ🧚🏼‍♂️

Polis Bey Ahmet Emir'cim: İnci (02:02)

Polis Bey Ahmet Emir'cim: Ağlamadın dimi? (02:02)

İnci: Ağlamadım

İnci: Ağlayasım geldi ama

Polis Bey Ahmet Emir'cim: Gelirim yanına şimdi, istersen?

İnci: Geç olmuş gibi biraz saat, ne dersin?

Polis Bey Ahmet Emir'cim: Nöbetteyim ondan anlayamıyorum saatten

İnci: Anladımm nereye geleceksin?

Polis Bey Ahmet Emir'cim: Nereye gelmemi istersin?

İnci: Bana?

Polis Bey Ahmet Emir'cim: Çok kalmam

İnci: Fark etmez

Polis Bey Ahmet Emir'cim: 5 dakikaya oradayım.

İnci: Kahve yapıyorum.

Aniden gelen mesajına aniden cevap verdiğim için ne dediğimin farkında değildim.

Yatağımdan çıkıp odamın ışığını yaktım, aynadan kendime bakıp güzel hissedecek bir şey bulamadan ışığı kapattım.

Pijamamın üzerine siyah kapüşonlumu giydikten sonra örülü saçlarımı açıp elimle şekillendirdim.

Bizim bu adamla görüşmelerimiz hep böyle ani olmak zorunda mıydı?

Elim ayağıma dolanmıştı.

Mutfağa girip kahve makinesine kahve koyduktan sonra lavabonun içinde duran bulaşıkları hızlıca yerleştirdim.

5 dakika çoktan geçmişti.

Mutfak masasında öylece otururken telefonumun zil sesini duyunca oturduğum yerden hızla kalktım.

Ahmet Emir arıyordu.

Aramayı cevaplayıp kulağıma götürdüm. "Efendim?"

"Aşağıdayım, hangi zile basacağım?" diye sorduğunda basmasına gerek kalmadan otomatiğe basıp kapıyı açtım. "4. zil. Adım yazmıyor mu ya?" diye söylenirken telefon kapandı.

Yüzüme kapatmıştı ama önemli değildi, yanıma geliyordu zaten.

Adım seslerini duyup kapıyı birazcık kapattım. Açıktı tamamen, onu beklediğimi çok belli etmesem de olurdu.

Kapının önüne geldi, delikten bakıyordum.

Kaşları çatıktı ama o kadar güzeldi ki yüzü.

İki kere tıklattı kapıya, "Aç istersen artık?" dediğini duyunca hemen açıp geri çekildim. "Geçsene." diyerek geri çekildim. Yanan tek ışık mutfağın olduğu için oraya ilerledi. Bende peşinden ilerleyip kahve bardaklarını çıkardım.

Tezgaha sırtımı yaslayıp ona doğru döndüm. "Aç mısın? Eğer açsan yemek var dolapta, ısıtabilirim." diye seçenek sunduğumda güldü.

Kaşları da çatık değildi artık.

"Değilim, kahveye de gerek yoktu. Oturup konuşmak yeterdi."

Omuzlarımı kaldırıp indirdim. "Olsun, oldu zaten." diyerek çıkardığım kupalara kahveleri döktüm.

Ne diyeceğimi bilemediğim için sessizce oturup kahve içiyordum.

O da öyleydi, ama onun ne diyeceği hakkında bir şeyler bildiğine emindim.

"İnci." dedi. "Konuşayım mı?"

"İzin istemene gerek yok Ahmet Emir, konuş tabi ki." diyerek güldüm.

Yani biraz ortamın yumuşamasına ihtiyacım vardı.

"Yanında olmam seni rahatsız ediyor mu?" diye sordu pat diye.

"Hayır tabi ki." Kahve bardağını masanın üzerine bıraktı.

"Sen o mesajları attıktan sonra düşündüm biraz, geçmişinde yaşadığın bazı şeyler olabilir diye. Biraz sert çıktım ben galiba, özür dilerim seni kırdıysam."

"Hayır." dedim. "Ben sadece biraz tedirgin oldum Ahmet Emir. Bilmiyorum, sana yazdığımda da benimle konuşmayacağına emindim. Beni küçük bir kız çocuğu gibi göreceğini de biliyordum ama kalbime de engel olamadım."

Beni dinliyordu, gözleri gözlerimdeydi de utanıyordum.

"Evet birilerine güvenmek zor ama seni seviyorum bundan da eminim. O yüzden verdiğim tepkiler çok saçmaydı, ben de özür dilerim senden." dediğimde Kafasını iki yana salladı. 

"Anlıyorum seni, ne olursa olsun beni tam anlamıyla tanımıyordun ve hakkında ne düşündüğümü bilemezdin. Ama bu saatten sonra tanıman için bir engel yok?"  dedi ve telefonu çaldı.

Kaşları tekrar çatık duruma geldi ve aramayı cevapladı. "Eve geldim, ne oldu?" dedi karşı tarafın ne dediğini duyamıyordum. "İşim vardı tamam." İçimden bir şeyler ayağa kalktı kalktı oturdu. "Geleceğim 5 dakikaya bekle." diyerek telefonu kapattı.

"Evet?" dedi sorusuna cevap beklerken. "Birbirimizi daha iyi tanımamız için bir engel var mıdır?"

Gülümseyerek konuşmaya başladım. "Yoktur canım, tanıyabiliriz." O da güldü. "Güzel." diyerek kahvesinden bir yudum daha aldı.

"Gitmen mi gerek?" diye sorunca kafasını aşağı yukarı salladı. Ayağa kalkıp "Gitmem gerek." dedi. "Kahve için teşekkür ederim, iyi geldi." Kapıya doğru yürümeye başlamıştı. "Afiyet olsun, iyi geldiyse mutlu olurum."

Kapıyı açtı botlarını giymek için eğildi. Bende arkasından ittirsem top gibi merdivenlerden yuvarlanır mıydı onu düşünüyordum.

Botlarını giyip ayağa kalkınca ceketin eteklerini düzeltti.  Kollarını kaldırıp "Sarılalım mı?" dediğinde hemen kollarımı ona sardım. "Kilitle kapını uyu." dedi kulağıma doğru. "Tamam." dedim.

Eliyle belimi okşadı. "Duyacağım kilit sesini." diye de ekledi. "Tamam dedim ya Ahmet Emir, kilitleyeceğim. Sus ve sarıl sadece ya." diye çemkireceğimi düşünmemişti büyük ihtimalle.

——

BİRBİRİMİZİ TANIMAMIZDA Bİ ENGEL VAR MIDIR ARKADASLAR

instagram: Asin1lnm

gelirseniz gt yaparım he

yıldız
|
asağıda
|
basmayı
|
unutma
!

Continue Reading

You'll Also Like

468K 24.8K 57
Alışılmışın biraz dışında olan bir gerçek aile kurgusudur. Yani,nasıl anlatılır bilmiyorum.Ama galiba "Gül" ailesinden değilim. Biliyordum. Benim gib...
973K 43.8K 57
(Bu isimle yazılmış ilk kitaptır.) Girdiği depresyon sonucu gittiği bir barda birlikte olduğu adamdan hamile kalan Hira, hayatında bir çocuğa yer ver...
253K 16.4K 24
" bir hemşiremiz ölmek üzereydi. Ve bize bir kaç bebeği eğlencesine karıştırdığını söylemişti. Ama inanmamıştım. Dalga geçiyor sanmıştım. Fakat şimdi...
112K 6.8K 20
Açelya hiç hatırlamasa da henüz 5 yaşındayken ailesinin düşmanları tarafından kaçırılmış ve gözlerini bir yetimhanenin revirinde açmıştı. Ailesi sen...