GÖKYÜZÜNDEKİ TEK YILDIZ

By kafamdakikelimeler

4.5K 2.1K 1.7K

Ölenler vardı can yakıcı birde yaşayan yıkıcı kişiler... Hepsinin alnında aynı kader yazılıydı, babalarından... More

TANITIM
1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
DUYURU🍀
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM

20. BÖLÜM

6 2 0
By kafamdakikelimeler

Gözüme gelen güneş ışınlarına lanetler yağdırarak uyandığım bir gündü, bugün ne kadar güzel geçebilirdi ki zaten? Yattığım yerde doğrulmuş seslerin geldiği tahminimce mutfak olduğunu düşündüğüm yere doğru ilerledim. Kapıdan içeri girer girmez "Günaydın." dedim. 

"Günaydın." diyen Aras ile şaşırdım. Bunu o da farketmiş olacaktı ki "Abimin işi olduğu için gitti. Benimle idare edeceksin artık." dedi. 

"Seninle idare etmek daha çok hoşuma gider."dedim bende gülerek. Aras'ı daha yeni tanısam da çok cana yakın birisi olduğu için onun yanında kendimi rahat hissediyordum. Sandalyeye otururken çok geniş olmayan ama dekorasyonu sayesinde çok ferah gözüken bu mutfağı inceledim. Önüme koyulan tost ile bakışlarımı Aras'a çevirdim. 

"Benim elimden kahvaltı yapacaksan tosta mecbursundur ama şanslısın ki güzel tost yaparım." demesi ile hiç bir şey demeden önümdeki tosttan kocaman bir ısırık aldım o an farkettim ki çok acıkmışım ve bu tost cidden çok güzel olmuş.  "Eline sağlık çok beğendim." dedim. Karşımda tostunu yiyen Aras da ben demiştim bakışı vardı. Hiç konuşmadan kahvaltımızı yapmıştık misafir de olsam bulaşıkları yıkamanın görevi benim olmalıydı. Ben bulaşıkları yıkarken  Aras da içeriye geçmişti işimi bitirdikten sonra bende uyuduğum koltuğa kendimi attım. "Üzüldüm senin adına sevindim de hem." anlamsızca ona baktım. "Yani öldü sandığın birinin yaşadığını öğrendin." dedi. 

"Ne hissedeceğimi bilmiyorum." dedim derin bir nefes aldım kendime zaman tanımak için koltuğa kafamı yaslayarak tavanı izlemeye başladım. Böyle konuşmak benim için daha kolay olacaktı. Başkası ile konuşmak zordu konuşmasam da kafayı yiyecek gibiydim. "Ölmesi daha doğru öldüğünü sandığım zamanlar benim için çok zordu. Ne kadar gülsem de içim hep buruktu. Şimdi yaşadığını öğreniyorum ama içimdeki his daha değişemedi. Keşke diyorum keşke gerçekten ölseydi çünkü yaptığı kötülükleri o zaman affedebilirdim ama şimdi onu affedebilir miyim bilmiyorum." Ben susmuştum ama Aras konuşmaya başlamamıştı bir şeyler söylesin diye bunları söylememiştim ama bir tepki vermemesi tuhaf gelmişti. Aras'a baktığımda kahkaha atmadan duramadım. Tekli koltuğa oturmuş gözündeki gözlük ve elindeki defter ile çok ciddi duruyordu. "Aras Serin'in bedava seansına hoş geldiniz." dedi bende onun oyununu sürdürmeye karar verdim. "Hoşbulduk Aras Bey iyileşecek miyim yoksa bu delilik ile mücadele etmek mi zorundayım?" 

"Lütfen bunu duymamış olayım Hayat Hanım benim iyileştiremediğim bir tane bile hasta kalmamıştır."dedi tüm ciddiyetiyle. "Evet, anladığım kadarıyla sorun babanız."

Kapının açılması ile ikimizde susmuş gelen Ayaz'a bakıyorduk. "Neyse artık bir daha ki seansımız da konuşalım bunları." dedi Aras göz kırparak bende gülerek baktım ona. Ayaz içeri geçerken Aras'ı da çağırdı yanına yalnız kalınca varlığını bile unuttuğum telefonumun çalması ile cebimden çıkardım. "Efendim Ahsen." dedim. 

"Neredesin Hayat?"demesi ile şaşırdım. " Bir arkadaşımın evindeyim. "Güvendesin yani?" 

"Güvendeyim de. Niye soruyorsun sen bunları?"

 "Biz her şeyi öğrendik." demesi ile derin bir nefes verdim. "Tamam bak öğrenmişsiniz bende güvendeyim kapatıyorum." dedim ve kapattım. İçeri giren Ayaz ve Aras' a dik dik baktım. Böyle gizli saklı konuşmaları hiç hoşuma gitmiyordu, rahatsız hissettiriyordu. 

"Ben artık gitsem iyi olur."dedim çantamı elime alarak. "Bence biraz daha kal." bunu söyleyen Aras olsa çok da garipsemezdim ama Ayaz olunca garipsememek çok da kaçınılmaz değildi. O kadar çok dengesizdi ki her an kolumdan tutup artık git diyerek beni kapı dışarı edebilirdi.Bu potansiyeli onda çok fazla görüyordum. "Tamam." dedim. Dünden razıymış gibi ama şöyle bir şey vardı zaten dünden razıydım çünkü o eve gidince babam tekrardan gelirse ve ben yalnız olursam nasıl bir tepki verirdim, bilmiyordum. Korkuyordum çok fazla korkuyordum. Hayatım artık içinden çıkılmaz bir düğüm olmaya başlamıştı. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu kestiremiyordum. Sanki ben bir kuklaydım ve birisi kollarımda, ayaklarımda olan ipi  oynatıyordu. 

"Hey!" elini sallayan Ayaz ile dikkatimi ona verdim. "Dalmışım." dedim.

"Onu farkettik. Bak hayatında doğru sandığın şeylerin yalan olduğunu öğrenmiş olabilirsin ama güçlü durmak zorundasın kimse için olmasa bile kendin için güçlü durmak zorundasın." 

"Ben zaten güçlü duruyorum." dedim sinirle tamam belki o kadar da güçlü durmuyor olabilirdim ama bunu onun söylemesi sinirimi bozmuştu. 

"Tabii tabii çok güçlüsün."dedi gülerek. Sinirle yanımdaki yastığı ona fırlattım yüzüne çarpıp yere düşmekte olan yastığı alıp geri bana fırlattı bense bu beklendik hareket karşısında darbe almaktan eğilerek kurtuldum. Zafer gülümsemem ile Ayaz'a bakarken beklemediğim yerden vurulmuştum. "Ne yani birlik mi oldunuz?"

"Tamam bu kadar yeter." Soğuk nevale ne olacak hiç çocukluk yaptırmıyordu. Telefonumun çalması ile sinirle telefonu sessize aldım. "Niye açmıyorsun?" 

"Yüzleşmek istemiyorum." dedim. Ne diyecektim ki zaten neyi dinleyecektim?

"Gerçeklerden kaçamazsın." 

"Gerçeklerden kaçtığım falan yok." dedim sinirle sinirlenmiştim çünkü lanet olasıca bir haklılığı vardı. Ne zamana kadar onu dinlemeyecektim? Eninde sonunda konuşmak zorundaydım. Ayaz'ın telefonu çalınca mutfağa doğru ilerledi bende elimde telefonu çevirmeye devam ettim. 

"Hadi kalkın gidiyoruz."dedi. Merakla nereye gideceğimizi söylemesini bekliyordum ama Ayaz söyler miydi? Tabii ki de hayır. 

Yol boyunca söylemesini beklemiştim ama söylememekte ısrarlıydı. Ayaz'ın evine benzeyen bir evin önünde durdurmuştu arabayı üçümüzde aşağı inmiştik ben meraklı gözlerle etrafıma bakarken ikisi de daha önce buraya gelmiş gibiydiler.

Kapıyı daha çalmadan orta yaşlarda bir kadın açtı. "Hoşgeldiniz." diyen kadına sadece gülümsemek ile yetindik. İçeri geçtiğim an ayaklarım otomatik olup durdu bunu farketmiş olan Ayaz'da yanımda durdu. Ona şu an kızgın olmam lazımdı ama yanımda olmasına da ihtiyacım vardı. Elimi güç almak istercesine koluna koydum. Babam ve yanında ki oturan adamın karşısında ki koltuğa oturduk. Ben yüzüne bile bakamıyor fazla ihtişamlı olarak döşenmiş bu salonda gözlerimi  gezdiriyordum. "Evet çocuklar sizi buraya çağırmamızın çok önemli bir sebebi var. Bu arada ben Selim." diyen babamın yanında oturan adam bunu bana demiş olmalıydı ama kendimi tanıtmak için hiç bir konuşma yapmadım o da benden bunu beklemiyordu zaten sonuçta beni tanıyordur. Yüzüne baktığım zaman yüz hatlarının keskinliği Ayaz'ı andırıyordu ama bildiğim kadar ile onun babası da ölmüştü. Tabii bu aralar ölenlerde bir dirilme modası oluşmuştu. Her şeyi beklerdim artık. 

"Evet sizden bir çok şey sakladık ama biz Yalın'la bir çok problemi zorda olsa çözdük. Şimdi sizden küçük bir şey isteyeceğiz. Bizi zorlamayacağınıza inanmak istiyorum."

"Baba düşündüğüm şey ise sana onun olmayacağını söyledim."dedi Ayaz. Yok artık bu adamda mı dirilmiş? Bunların ikisi de bizimle dalga mı geçiyordu. Böyle oyun mu olurdu? 

"Belki Hayat kabul edecek." demesi ile babama döndüm merakla, ne dönüyordu burada? 

"Biz artık bu mafya işine bir son vermek istiyoruz ve Ayaz ile Aras bilir ki son vermenin en önemli kuralı iki mafyanın akraba olması yani evlilik." demesi ile benim köşeli jeton kendini çoktan belli etmişti. "Ne yani siz ikiniz evlenmek için bizden izin mi alıyorsunuz."dedim. Keşke söylemeden önce birde bunu zihnimde bir ölçüp tartsaydım. O kadar utanmıştım ki kafamı kesip atmak istiyordum. 

"Hayır siz evleneceksiniz." demeleri ile kendime tutamayıp "Oha." dedim.  Her şeyi beklerdim ama bunu elbette ki beklemezdim. 

"Ben asla evlenmem bununla." 

"Ben seninle evlenmeye zaten çok meraklıydım. " diyen Ayaz'a dik dik bakmakla yetindim. 

"Gel Hayat biraz seninle içeride konuşalım." diyen babamı takip ettim. Az önceki salondan biraz daha küçük ve ondan daha az ihtişamlı olan salona geçip siyah olan koltuğa oturdu bende karşısında ki tekli koltuğa geçtim. "Seni dinliyorum."dedim. Sanki ben bunu söylemezsem hiç konuşmayacak gibiydi. Boğazını temizledi az önce benim yaptığım gibi ilk defa geliyormuşçasına gözlerini etrafta gezdirdi en son gözlerimde takılı kaldı. 

"Biliyorsun biz bu işte çok fazla kişi kaybettik. Selim ve ben bir anlaşma yaptık Hayat eğer ikimizde ölmüş gibi davranırsak işler yoluna girer dedik ama düşündüğümüz gibi olmadı hiç bir şey yoluna girmedi hatta  aksine eskisinden de kötü olmaya başladı. Eğer sen ve oğlu evlenirseniz bu savaşa bir son verebiliriz."

"Ne yani sırf saçma sapan insanların saçma sapan hırsları yüzünden çıkan bir atışmanın son bulması için hayatımı mı karartma mı istiyorsun?" dedim gözümden akan bir damla ile ağlıyordum bu sinirden ve hiç bir şey yapamamaktan gelen bir ağlamaydı. Bu zamana kadar hep ailem ne istiyorsa onu yapmış onları üzecek bir şey yapmaktan kaçınmıştım. İlk defa, hayatımda ilk defa istediğim bir yere gelmiş ve sevdiğim işi yapıyordum, mahvolmasa şaşırırdım. 

"Buna son verebiliriz Hayat. Tamam onları düşünmüyorsan bile çocuklarını düşün ölümlerden sonra geri de kalan o katliamı düşün."

"Ben artık kendimi düşünmek istiyorum." 

"Sen bu kadar düşüncesiz biri değildin. Bak gerçek evlilik yapmak zorunda değilsiniz ki sözleşme yaparsınız. Hem ömür boyu bir evlilikten bahsetmiyoruz ki bir kaç yıl evli kalırsınız sonra boşanırsınız." 

 Doğru söylüyordu ne kadar sindiremesem de ben bu kadar düşüncesiz biri değildim eğer böyle insanlar daha mutlu olacaksa biraz o soğuk nevaleye katlanabilirdim. 

"Tamam." dedim savaşa yenik düşmüş bir halde. Bu kendimle olan bir savaştı ve ben yine yenilmiştim. Ne zaman kazanacaktım?

İçeridekiler bıraktığımız gibiydi tek fark volta atan Selim Beydi. Anlaşılan işler onun kısmında yolunda gitmiyordu. Ayaz'a hiç bakmadan tekli koltuğa oturdum. Bakmıyordum çünkü işler ikimiz içinde garip bir hal almıştı. Utanıyor muydum? Bilmiyordum ama bir şeyler ona bakmamam için beni tutuyordu ve ben bunun ne olduğunu bilmiyordum. 

"Evet en kısa zamanda küçük bir nikah yapabiliriz." diyen babam halinden o kadar memnundu ki garip garip baktım sanki zorla evlenmiyor muşum gibi.  "Sözleşme yapmadan asla evlenmem." dedim zorla evleniyordum belki ama bir şeyde benim istediğim gibi olmalıydı. 

"Bir dakika ne nikahı ne sözleşmesi? Ben kabul etmiyorum bu evliliği birilerinin hayatı kurtulsun diye ne hayatımı karartırım ne de bu kızla evlenirim."demesi ile kalbimde bir acı hissetmiştim. Bende istemiyordum bu evliliği ama bu kadar ağır konuşmasına ne gerek vardı. "Ne yani Ayaz bir de istediğin bir kız mı bulalım elimizde ki ile yetin işte."diyen Selim Bey ile saçlarımı yolmamak için zor tuttum kendimi acaba görünmez falan mı olmuştum da ben yokmuşum gibi konuşuyorlardı.  "Farkında değilsiniz ama bende buradayım birincisi bende evlenmeye meraklı değilim hele ki senin gibi bir odunla asla ikincisi bunu diğer insanlar için yapıyorum senin aksine düşünceli biriyim." dedim sinirle o kadar gözüm dönmüştü ki ayağa kalktığımın bile farkında değildim. Ayaz dışında ki herkes bana şok içerisinde bakıyordu benden böyle bir tepki beklemiyorlardı sanırım  gerçi bende beklemezdim orası ayrı. "Sen mi benden daha düşüncelisin, güleyim de boşa gitmesin." dedi o da ayağa kalkarak yaptığımızın saçma olduğunun farkındaydım ama durduramıyordum kendimi. 

"Evet, ben senden daha düşünceliyim. Gül ama neden gülmelisin ben sana söyleyeyim hemen aptallığına, kafanda bir beyin taşımıyor oluşuna ve yontulmamış odunluğuna gülmelisin."

Tam Ayaz bir şey söylemek üzereydi ki Selim Bey araya girdi son sözü söylemiş olmanın verdiği rahatlıkla yerime oturdum. "Siz gerçekten evlenin ya geçin bu zorlamayı hem canınızda sıkılmaz birbirinizle uğraşır durursunuz." dedi. 

Ayaz'da benim gibi yerine oturdu ama tek farkı rahat değildi bana söyleyeceği şeyin içinde kaldığı belliydi bu beni daha çok mutlu etti. "Tamam ama kesinlikle bir sözleşme olmalı."dedi.

"O zaman avukatlardan birini çağıralım sözleşmeyi hazırlatalım." diyen babam birini arayarak dışarı çıktı. Hiç kimseden ses çıkmazken varlığını bile unuttuğum Aras "Şimdi Hayat benim yengem mi olacak? Ben demiştim ama." demesi ile Ayaz "Aras!"diyerek bağırdı. 

Bu çocuk komikti falan ama çok boş boğazdı. Tam bende bir şey diyecekken babam içeri girdi. "Yarım saate burada olacak." 

"Güzel diğer işlemleri de yarın hallederiz." 

"Bu kadar çabuk mu?" dedim panikle. Bu neyin paniğiydi onu da bilmiyordum ya.

"Uzatmaya gerek yok."dedi babam. Haklıydı ne kadar çabuk başlarsa o kadar çabuk biterdi.

"Ne o hayalinde ki düğünü yetiştiremez misin?"dedi Ayaz dalga geçerek. Yok ben bu çocuğa dayanamaz öldürürüm bir kaç ayda.

"Hayır canım senin gibi bir odun ile oyundan da olsa evli olmayı sindirmem zaman alacak da o yüzden." dedim altta kalmayı hiç sevmiyordum hele ki bu öküze. 

"Çocuklar ama artık yeter." dedi babam sinirle o an belki de yaptığım çok büyük bir çocukluk olacaktı ama kendimi tutamayarak Ayaz'a dil çıkardım. Aras'ın kahkaha atması ile ona dönerek bende gülümsedim. Ayaz ise sinirden kıpkırmızı olmuş bir şekilde bana bakıyordu. Ayağa kalkması ile yan tarafımda olan babamın kolunu tuttum. "Baba kurtar beni."dedim. 

Ayaz ise beni hiç takmayarak pencerenin önüne gitti. Büyük saçmalamıştım. "Kızım kafayı mı yedin." 

"Yok Yalın Bey biz ona Ayaz psikolojisi diyoruz. Benim ile evlenecek olma düşüncesi bile başını döndürdü." 

"Zor olmuyor mu?"

"Ne?"

"Bu egoistlikle yaşamak."dememle bu sefer Ayaz dil çıkardı sonradan yaptığı şeyin farkına varmış olmalıydı ki yüzünü sallayıp önüne döndü. Gülerek bana bakan Aras'a başardım anlamında bir el hareketi yaptım o da ağzını oynatarak 'Tebrik ederim.' dedi.

Kapının çalması ile bize kapıyı açan kadın açtı. İçeri giren kadın ile ağzım o şeklini almış olabilirdi çünkü bu neydi be? Bu kadar güzel avukat mı olurdu? Saçları doğal kıvırcık olmalıydı normalde kıvırcık insanlar tatlı olurdu bu kadında fazlası ile ateşli bir görüntü yaratmıştı.

"Hoşgeldin Ceyda."dedi babam. "Hoşbuldum Yalın Amca." babamı da iyi tanıyordu ben neden ilk defa görüyordum ki. 

"İsterseniz hemen sözleşmeyi yapalım sonra sohbet ederiz." dedi. Hepimizden onaylayan mırıltılar çıkınca yemek masasına oturdu herkes, karşımda ki Ayaz'a gözlerimi kısarak baktım o ise hiç bakmıyordu bile uyuzdu ne olacak. 

"Ne kadar süreli olacak bu sözleşme?" 

"Üç yıl yeterli olur." 

"Hayır ya iki yıl yeterde artar."dedim hemen, babam beni yakmış üstüne de benzin döküyordu. 

"Eklemek istediklerinizi söyleyin siz?" dedi bana ve Ayaz'a bakarak. 

"Bu asla gerçek bir evlilik olmayacak."dedim hızla sonuçta en önemli madde buydu.

"Başkaları ile görüşmeme karışılmayacak." demesi ile istemsiz bir şekilde "Oha."dedim. Oyunda olsa evliydik be adam az saygı. "Ne o kıskanır mısın yoksa?" 

"Ne kıskanıcam be ben seni. Aynı maddeden bende istiyorum."dedim sinirle.

"Zaten bu maddeler ikiniz içinde geçerli olacak." 

"Temas olmayacak." dememle "Sanki çok meraklıyım."dedi.

"Sana belli olmaz."dedim elimle kafamı gösterip. "Hani gidip geliyor ya arada." 

"Siz bu sözleşmeden emin misiniz? Hep başımıza geliyor da böyle bir ay geçmeden sözleşmeyi bozuyorlar." dedi.

"Ölsem bile bu sözleşmeyi sürdürürüm." dedi.

"Asıl ben ölürüm de bu sözleşmeyi de sürdürüm." 

"Tamam anladım ben."dedi gülerek.

"Aynı oda da asla uyumayacağız."dedim. 

"Bu kadar mı?" diyen Ceyda'ya ne ben ne Ayaz cevap verdi. 

"Bende bir şey eklemek istiyorum bu evliliğin sahte olduğunu bu odadakiler hariç hiç kimse bilmeyecek."dedi babam. 

"Yani siz ikiniz çok aşık oldunuz ve bir anda evlenmek istediniz."dedi Selim Bey. 

****

Avukat gitmiş bizde kalkmak için hazırlanırken babam "Anneni ara ve nikahının olacağını söyle." dedi. Cebimden telefonumu çıkartıp annemi aramaya başladım. 

"Alo anne." 

"Ne yapıyorsun kızım?"

"Anne bir şey söyleyeceğim sana."dedim derin bir nefes aldım."Ben evleniyorum." dedim. 

"Ne evlenmesi kızım delirdin mi? Ne zaman?" 

"Hemen."dedim. Uzun bir sessizlik olmuştu acaba bayılmış mıydı?"Anne!"

"Yok sen delirdin. Düğün hangi ara olacak." 

"Anne düğün falan olmayacak." 

"Hayır Hayat Hanım ilk uçakla oraya geliyoruz ve her şey sırasına göre olacak." diyip bir şey dememe fırsat vermeden telefonu kapatmıştı. Telefonu kulağımdan indirirken tek düşündüğüm şey bitmiş olmamızdı.



  



Continue Reading

You'll Also Like

364K 24K 26
Açelya hiç hatırlamasa da henüz 5 yaşındayken ailesinin düşmanları tarafından kaçırılmış ve gözlerini bir yetimhanenin revirinde açmıştı. Ailesi sen...
ASYA By Su

ChickLit

295K 16.7K 34
Abi kitapları kıtlığı çekiyorsanız doğru yerdesiniz. Bölümleri yazdıkça atacağım. "Onu istemiyorum." Nefret dolu bakışları bendeyken babamdan uzakla...
250K 983 12
Her bölümde farklı bir seks hikayesi olacaktır. ona göre okuyunuz
3.5M 77.1K 25
• Daddy issues • || Mardin'den Kaçış Serisi: I || * Kurgu ve isimler değiştirildi. "Bazen evler, dört duvar olmaz." Kadın küçücüktü fakat adamın k...