Derin'in bıcır bıcır sesiyle anlattıkları sayesinde çok keyifli geçen 40 dakikalık bir yolculuk sonrası,geldikleri yeri bayılmıştı Amber.
Arabalarını plajın girişinde,uygun bir yere bırakıp giriş ücretini ödedikten sonra güneş ışınlarından beyaz keten kumaşla kaplı şemsiyelerle korunan şezlonglara ilerlediler.
Genç kadın;yiyecek sepetini ve plaj kıyafetlerinin olduğu çantayı,Sinâ;hem kendisinin,hem de Derin'in plaj çantasını,Kelebek de kova,kürek gibi plajda gerekli olacak oyuncaklarını taşıyordu.Şezlonglara plaj havlularını serer sermez baba-kız
"Biz üzerimizi değiştirmeye gidiyoruz."
diyerek ellerinde çantalarıyla kabinlere doğru gözden kaybolmuşlardı.Amber neşeyle
"Peki,ben burada sizi bekliyorum Kelebek."
deyip şezlonglardan birine oturarak etrafı incelemeye başladı.
Ayağının altındaki kumlar sapsarı ve yumuşacık,az ilerisinde uzanan deniz,turkuz rengi ve pırıl pırıldı.Bu görüntü,elinde olmadan Ufuk'la sohbet ettikleri rüyasını hatırlamasına neden olmuştu.Zira ortam,tam olarak rüyasındaki gibiydi.
"Buranın adını hemen Sinâ'ya sormalıyım.Ne kadar da rüyamdaki yere benziyor."
diye düşünürken,
"Biz geldikkkkk!"
diye şakıyan Derin'in sesiyle ana dönmüştü.Küçük kız,üzerinde beyaz benekler olan pembe mayosuyla çok şirin görünüyordu.
"Çok tatlı olmuşsun küçük hanım."
deyip gülümsedi.Derin hemen
"Teşekkür ederimmmm!"
diyerek gelip yanağından öpmüştü.
"Rica ederim güzelim."
dedi ve bakışlarını Sinâ'ya çevirdi.Yüreği neredeyse anında heyecandan gümbür gümbür atmaya başlamıştı.
Zira karşısında yeşil tonlarda şort mayosu,kaslı vücudu ve dağınık sarı saçlarıyla Ufuk'un o rüyada dediği gibi tam bir Yunan tanrısı duruyordu.
"Kendine gel Amber!Adam yakışıklı,siz de sevgilisiniz ama bu ne hal?Sen ergen misin?Biraz daha böyle bakarsan bütün plaja rezil olacaksın.Burası şu an aklından geçenler için hiç uygun değil."
diye geçirdi içinden.Ardından
"Siz geldiğinize göre,üstünü değiştirme sırası ben de."
deyip elinde plaj çantasıyla kabinlere doğru ilerledi.Heyecandan kekelememeyi başardığı için şanslıydı.
1-2 dakika sonra yanlarına geldiğinde,bu kez kendini kaybeden Sinâ oldu..Çünkü,genç kadının üzerine giydiği siyah,tek omuz mayosuyla bu kadar güzel olabileceğini hayal dahi etmemişti.
"Tanrım!Bu nasıl bir güzellik!"
diyerek aklındakileri söze döktü.Fakat cümleyi sesli söylediğinin farkında değildi.Ancak Amber muzip muzip
"İltifatın için çok teşekkür ederim Sinâ."
diye karşılık verince,ne yaptığını anlamıştı.
"Ben o sözleri içimden söylediğimi sanıyordum.Rica ederim Amber."
diyerek mahçup mahçup gülümsedi.Derin
"Çok güzel olmuşsun Amber ablacımmm!Babam haklı."
diyerek araya girmişti.
"Teşekkür ederim bitanem,ama sen çok daha güzelsin."
deyip gülümsediğinde küçük kız kıkırdayarak devam etti.
"Babacım,kıyıda kumdan kale yapalım mı?"
Sinâ,bu soruyu zaten tahmin ediyordu.Derin,kumda oynamaya bayılırdı çünkü.
"Tamam güzelim,gel önce seni güneşe karşı bir kremleyelim,sonra yaparız."
dedi neşeyle.Ardından küçük kızın kollarına,bacaklarına ve sırtına yavaş hareketlerle güneş kremi sürmeye koyuldu.Sinâ ve Amber birbirlerini kremlerken Derin,muzip muzip gülerek onları izlemişti.Aradan 5-10 dakika geçtiğinde herkes hazırdı ve artık kale yapma vaktiydi.Kelebek sevinçle
"Hadi Amber ablacım!Sen de bize yardım et."
diyerek genç kadının elinden tuttuğunda,başında pembe balıkçı şapkasıyla o kadar şirin görünüyordu ki Amber
"Olur güzelim."
deyip onunla el ele deniz kenarına ilerlerken bulmuştu kendini.Oysa böyle kumdan kale yapmayalı uzun zaman oluyordu.Aynı anlarda Sinâ,içinden ona verilen bu iki güzellik için Tanrı'ya teşekkür ederek onları sessizce takip etmişti.
Bir kaç dakika içinde üçü birlikte kıyıda çok güzel bir kale inşa ediyor,etraf Derin'in kahkahalarıyla inliyordu.
Sema için hazırlanmak tahmininden çok daha uzun sürdü.Dolabının karşısında neredeyse 1 saat kalıp bir sürü farklı kombin denemiş,hiç biri de içine sinmemişti.
Tam vazgeçmek üzereyken,gözüne yeni aldığı gri,kırmızı çiçekli rahat kesim viskon pantolon ve yine yeni aldığı beyaz,askılı pamuklu tshirt ilişince rahat bir nefes alarak giyindi.Beyaz spor ayakkabılarıyla hoş bir kombin yapmayı başarmıştı sonunda.Saçlarını hava oldukça sıcak olduğu için dağınık topuz yapıp parfümünü sıktı.Sol bileğine kırmızı bilekliğini taktığında,hazır sayılırdı.Fazla takı kullanmayı tercih etmezdi.Ancak bilekliklere düşkündü.Yanları koyu kahve deri,ön ve arkası krem rengi hasır örme yuvarlak çantasına telefon ve cüzdanını koyup çantayı omzuna astığında çıkabilirdi.
Annesi ve babası sabah erkenden otele gittiklerinden,evden yalnız olmasına içinden teşekkür ederek arabasına bindi ve hamburgerciye doğru yola çıktı.Tek dileği keyifli bir gün geçirmekti.
15-20 dakika sonra arabasını uygun bir yere park ederek inip mekâna doğru adımladı.Dışarıdaki masalardan birinde oturmuş,onu bekleyen genç adamı görmesi çok sürmemişti.Gülümseyerek yanına ilerledi.
Doğa 5-10 dakika önce mekâna gelmiş,dışarıda güzel bir masa bulup oturmuştu.
"Merhaba Doğa!Sanırım biraz beklettim.Kusura bakma lütfen."
diyen neşeli bir ses duyduğunda,başını sesin geldiği yöne çevirdi.Karşısında gülen gözlerle mahçup mahçup ona bakan Sema duruyordu,
"Hoşgeldin!Önemli değil Sema,ben de yeni geldim sayılır."
diyerek gülümsedi ve yerinden kalkıp elini uzattı genç kadına.Sema
"Peki öyleyse,buna sevindim."
deyip elini sıkmış,ardından karşı sandalyede yerini almıştı.Kısa bir süre ortama sessizlik hakim oldu.İkisi de söze nereden,nasıl başlamaları gerektiğine bir türlü karar veremiyordu.Sonunda Doğa
"Şu ilk randevu da herkes için ne kadar zor oluyor böyle.Ama bir yerden başlamak lazım."
diye düşünüp şöyle dedi.
"Eğer açsan yemek yiyebiliriz,ya da bir şeyler içip biraz konuşabiliriz."
Genç kadın sabah sağlam bir kahvaltı etmiş,bu nedenle
"Pek aç değilim,ama soğuk bir limonata içebilirim."
diyerek gülümsemişti.Doğa hemen garsona işaret edep siparişlerini verdi.Masada yalnız kaldıklarında genç kadının
"Yolculuğun nasıldı?"
diye sorarak sohbeti kaldığı yerden devam ettirmesiyle,genç adam rahat bir nefes almıştı.
"Rahat bir yolculuktu,sorun olmadı."
dedi neşeyle.
"Buna çok sevindim.Buraya sık sık gelir misin?"
"Teşekkür ederim.Fırsat buldukça gelmeye çalışıyorum.Fakat işler yoğun olunca bu pek sık olmuyor maalesef."
"Evet,öyleymiş.Amber geçenlerde söz etmişti.Sandalye fabrikanız varmış,sen de baş tasarımcıymışsın."
Sema'nın onunla ilgili olarak Amber'le konuşması,iyiye işaretti.Genç kadının kendisiyle ilgilendiğini gösterirdi.Bu nedenle duyduklarına sevinmişti genç adam.Sema'nın gözlerinde çekingenlik fark edince düşüncelerini
"Amber doğru söylemiş,babam yıllarca marangozluk yaptıktan sonra bir sandalye fabrikası kurdu.Ben de şu an oranın baş tasarımcılığını yapıyorum.Ayrıca benim hakkımda Amber'le konuştuğun için çekinmene gerek yok.Bu hoşuma gitti,"
diyerek söze dökmekten de çekinmedi.Duydukları tam da tahmin ettiği gibi Sema'yı rahatlatmıştı.
"Eh iyi o zaman.Senin hakkında gizli gizli araştırma yaptığımı düşünmeni istemem.Emin ol,o partide konuşacak daha uzun zamanımız olsaydı,bunları senden öğrenmeyi tercih ederdim."
"Aslında ben de seninle uzun uzun konuşmayı isterdim.Ama haklısın,o kalabalık ortamda bu mümkün olmadı.Bu nedenle seninle ilgili bazı şeyleri ben de Amber'e sormuş olabilirim."
dediğinde muzipçe gülümsüyordu genç adam.
Sema bu görüntü karşısında kahkahalarını tutamadı.Biraz sakinleşince de şöyle karşılık verdi.
"Desene ikimiz de Amber'i biraz kullanmışız.Ama tek ortak tanıdığımız o olunca normal."
Bu sırada limonatalar gelmiş,sohbet kesintiye uğramıştı.Garson siparişleri masalarına bırakıp gittiğinde,keyifle limonatalarını yudumlamaya koyuldular.Bu kez masaya gergin değil,huzurlu bir sessizlik hükmediyordu.
Doğa limonatasından bir yudum daha alıp etrafını inceleyen genç kadını tepeden tırnağa süzdü.Sade ve hoş bir tarzı vardı Sema'nın.Bu konuda benzemeleri güzeldi.
O anlarda genç kadın da etrafı inceleme bahanesiyle Doğa'yı inceliyordu aslında.Üzerindeki beyaz gömlek ve koyu mavi kot pantolon genç adama çok yakışmıştı.
"Kıyafet seçimlerimize bakılırsa,tarzlarımız benziyor ve beni rahatlatmak için elinden geleni yapması da çok hoş.Sanırım Amber bu kez haklı çıkacak."
diye geçirdi içinden.Ardından konuştu.
"Derin,çok tatlı bir çocuk,yeğenin olduğu için şanslısın."
Küçük kızın adı geçer geçmez,Doğa'nın yüzüne kocaman bir gülümseme yayılmıştı.
"Gerçekten de öyledir.Ona bayılıyorum."
dedi neşeyle ve ekledi.
"Bu arada duygularınız karşılıklı,bizim cimcime de seni sevmiş."
"Yaaa!Bunu bana söylemişti,ama senden bir kez daha duymakta çok güzel Doğa.Eve dönünce benim için onu öper misin?"
diyerek içten bir kahkaha attı Sema.Bu içten kahkahanın genç adamı ne kadar etkilediğinin farkında değildi.Doğa,hemen karşılık vermişti.
"Bence bunu kendin de yapabilirsin.Eğer istesen,yemekten sonra yanlarına gideriz.Evden plaja gitmek için çıktılar.Şimdi,nerede olduklarını tam olarak bilmiyorum Ama arayıp öğrenirim.Büyük ihtimalle plajda babasıyla kumdan kale yapıyordur Kelebek."
Teklif güzeldi ve genç adamın onunla daha uzun zaman geçirmek istediğini gösteriyordu.
"Olur tabi,onu görmeyi çok isterim."
dedi kıkırdayarak ve devam etti.
"Artık bir şeyler yiyelim mi?Ben acıktım."
Doğa da acıkmıştı.Hemen garsona işaret etti.Biraz sonra çocuk masalarına gelmiş,siparişlerini almıştı.
Yemeklerin gelmesini beklerken Doğa,genç kadının 26 yaşında olduğunu,arada hamburger kaçamağı yapmayı çok sevdiğini öğrendi.Aralarında 4 yaş vardı ve görünüşe bakılırsa damak tatları da birbirine uygundu.
Klasik hamburger,elma dilim patates kızartması ve koladan oluşan siparişleri 15-20 dakika içinde masada yerini almıştı.Neşeyle yediler,sonra da birer az şekerli Türk kahvesi içtiler.Sırada Sinâ'yı aramak vardı.Genç adam telefonunu cebinden çıkarıp abisinin numarasına dokundu.
Amber,Sinâ ve Derin,,el birliğiyle yaptıkları kumdan kalelerini bitirdiklerinde,küçük kız neşeyle şakımıştı.
"Çok güzel oldu babacım!Ama Amber ablaya da teşekkür etmemiz lazım.Çünkü bize çok yardım etti."
Bu sözler üzerine Amber
"Rica ederim bitanem."
deyip gülümsedi.Sinâ'nın cevabı gecikmemişti.
"Kelebek haklı Amber,sen de çok yetenekliymişsin."
Bir yandan da muzipçe göz kırpıyordu.Genç kadın Sinâ onu takdir edince çok mutlu olmuştu.Neşeyle
"Beğenmenize sevindim."
dedi ve ekledi.
"Hava çok sıcak biraz yüzelim mi?"
Böylece sohbetin konusu değişmiş,teklifi
"Harikasın Amber abla!"
"Çok iyi olur Amber!"
cümleleriyle kabul edilince üçü çok kısa sürede kendilerini denizin sakin sularına atmışlardı.
Yarım saat kadar suyun içinde keyifli zaman geçirdiler.Bulundukları yer,çok ilginçti.Kıyıdan başlayarak,oldukça uzun bir mesafe boyunca deniz sığdı çünkü.Bu sayede Derin,kollukları ve zaman zaman Sinâ ya da Amber'in yardımıyla bir tehlike olmadan ılık suyun tadını çıkarmış,iki sevgili de bol bol sohbet etmişlerdi.Sohbetin konusu genelde Doğa ve Sema üzerindeydi.Zira,Derin oyuna dalmış olsa da yakalanmayı göze alamamışlardı.
Sudan çıkmalarını sağlayan Derin'in sesi oldu.
"Amber abla,babacım!Artık çıksak olur mu?Ben acıktım."
Hemen şezlongların yanına dönmüş,genç kadının sepetinden çıkardığı kurabiyeleri meyve suyu veya çay eşliğinde yemeğe başlamışlardı.Bir kaç dakika sonra Sinâ'nın telefonu çaldı.Genç adam arayanın kim olduğunu görünce gülümsemişti.
"Efendim Doğa!"
diyerek açtı.
"Neredesiniz Sinâ?"
"Kumburnu plajındayız,neden sordun?"
"Şey,biz az önce yemeği bitirdik de Sema'yla yanınıza gelsek diyoruz.Yarım saate orada oluruz.Tabi siz daha erken dönecekseniz başka."
"Yooo,biraz daha buralardayız.Kelebek halinden çok memnun.Yani,gelebilirsiniz."
derken gülümsemesi büyümüştü.Galiba bu kez kardeşi gerçekten uslanacaktı.
"Peki o zaman,birazdan görüşürüz."
deyip kapattı genç adam.
Derin,babasının gülümsediğini görünce hemen sormuştu.
"Babacım,yoksa Doğa amcam mı geliyor?"
Sinâ neşeyle
"Hem de yanında sana güzel bir sürprizle geliyor Kelebek hanım!"
dediğinde sevinçle bağırdı.
"YAŞASINNN!"
Amber,Sema adına sevinmişti.Anlaşılan ilk buluşmada her şey yolundaydı.Yoksa birlikte buraya gelmezlerdi.
"Öyle görünüyor ki,her şey yolunda.Ne güzel!"
diye fısıldadı hafifçe gülümseyerek.Sinâ da tıpkı onun gibi fısıldayarak
"Galiba haklısın,benim ele,avuca sığmaz kardeşim sonunda uslanıyor."
dediğinde,genç adamın da aynı şeyi düşündüğünü anlamıştı.
"E bu gerçekten iyi haber!"
diye kıkırdadı.Sonra da kurabiyesini yiyip çayını yudumlamaya kaldığı yerden devam etti.Her şey böyle giderse,çok yakında Lâl'in diline düşecek ikinci bir çiftleri daha olacaktı...
Öncelikle hepinize 26 K'ya yaklaşan okunma için çok teşekkür ederim🙏🙏🙏🙈🙈🙈☺️☺️☺️Umarım beklediğinize değen,keyifli bir bölüm yazabilmişimdir☺️☺️☺️Bol bol yorum yapmayı ve ⭐️⭐️⭐️⭐️dokunmayı unutmayın olur mu 🙈🙈🙈🙈çok sevgi♥️♥️♥️♥️bol bol da öpücük 😘😘😘😘
Bölüm 1GonulCelen ,Adosben ,selinhantol ,SumeyyeBaspinar ,eszanx ,UyuyanPanda35 ,defomelbarh02 ,zeynepmcie23 ,lordofthepancakes ,MadamWise_Yzr ,EbruIk545 ,zeynepnaz_19 ,KadrieetinklKlKilic ,alselmel ,Fatma_Ylcn ,OzgeYildirim8 ,elprofessori ,KubraKksal0 ,bsr_gls_ ,Love_Typewriter ,mnexkaracaa ,papatyahikayeleri ,selinhantol ,Mermaidbaby4 ,EsraSolmaz0 ,vuslat_tuna ,Berfinsagcan ,AcelyaTunclar6 ,lillyangelina ,birayfa ,KbraBaykat3 ,yaghazask97 ,Antisirma ,beyzaozbeen ,BurcuAley ,bookwormslibrary ,geceninellitonu_ ,kitaphirsizii ,mavi_leyal ,basiboshayaller ,selfinaz52 ,Adeniniz__ ,heyitshavva ,mervegoktaas ,Shawn_Hantol ,avarlert ,okyanusgibisi ,sonpolyanna ,DilaraStark başta olmak üzere tüm takipçilerime hediyemdir.