"Nereye gidiyorsun kızım ?" Diye bağırdı annem arkamdan. Daha fazla Mert ve Ecrin'in Mutluluğu izleyemezdim. "Beni merak etme anne !" Dedim annemin aynından bir hışımla geçerken. "Nasıl merak etmeyeyim kızım ?" Diye sordu annem yakınırken. Nasıl ayrılırım anne ben senden ? "Anne benim aklıma her gün Mert gelirken, ve onun yanında o kız varken, ben daha fazla buralarda kalamam. Baksana, o beni hiç sevmemiş aslında. Hep kullanmış o beni. Onu unutmam lazım ve sen hiç yardımcı olmuyorsun !" Diye bağırdım.
Bu aralar kimseyi anlamıyordum. Kimse de beni anlamıyordu. Mert ile ayrılalı daha 1 ay olmuşken, benim hala depresyonda olmak canımı çok sıkıyordu. Beni her gördüğünde alayla süzüp, kanka atıyordu. Ben bunların hiç birini hak etmemiştim. "Kızım sen ne yaparsın oralarda ?" Dedi annem pes etmeyerek. Pes etmemesi normaldi aslında, tek Çocuğum yurt dışına gidiyor. Sebebi ; erkek ! Hayatta göndermezdim.
"Anne okuldakilerle vedalaşıp, geleceğim. Sende artık üzülme ! Belki bu daha iyi olur herkes için !" Dedim anneme sarılırken. "Olmaz ben Razı değilim bu işe !" Dedi annem bana sarılmayı bırakarak. "Okula gideceğim anne. Gelince vedalaşırız!" Dedim ve Kapıdan çıktım. Arkamdan annemin hala konuştuğunu biliyordum. Arabayla gitmek yerine, yürümeyi tercih etmiştim. Yaklaşık bir 10 dk sonra geldiğimde, hemen okul kapısına geldim. Mert ile göz Göze gelcek cesaretim yoktu.
"Masal !" Arkamdan bağırılmamla arkama döndüm. Bağıran Kumsal'dı. hemen yanıma geldi. "Selam. Neden Çanta getirmedin ?" Dedi direkt konuya girerken. İşime gelirdi bu ! "Ben veda etmeye geldim Kumsal. Gidiyorum ben." Dedim. "Nereye ?" Dedi şaşkınlıkla. "Yurt dışına." Deyiverdim bir çırpıda.
"Pardon ? Ben olayı tam anlayamadım." Dedi Kumsal şaşkınlıkla ağzı aralanırken. "Buraya sana Berke'ye, Kağan'a ve Emre'ye veda etmeye geldim. Yurt dışında okuyacağım bir müddet." Dedim ve parmaklarımla oynamaya başladım. "Sen ne dediğinin farkında mısın ? Hiçbir yere göndermiyorum seni !" Dedi bağırırken. Bahçeden bir kaç göz bize Dönmüştü.
"Hepsi Mert'in suçu değil mi ? Onu yüzünden gidiyorsun ?" Dedi tekrardan bağırarak. "Böyle daha mutlu olurum belki Kumsal. O zaman belki Mert'i düşünmem. Onun gülüşünü, bana bakışını, ezbere bildiğim mimiklerini, ses tonunu, beni benden alan o simsiyah Gözlerini düşünmem belkide." Dedim artık Gözlerim sulanmaya başlarken. İmkan yoktu, ben gidecektim.
MERT'İN AĞZINDAN :
"Bugün bir şeyler yapalım mı ?" Dedi ecrin ağzını yaya yaya. Tipini sikeyim senin. "Ecrin sus yemin ederim öldürecem seni !" Dedim ellerini boynumdan çekerken. Kağan ve Mert'e baktığımda bana gülüyorlardı. Siktiğimin piçleri ! "Gülmeyin lan !" Dedim ve elimle bir tane sırayı devirip, sınıftan çıktım.
Bahçeye çıktığımda Kumsal ve Masal'ın konuştuklarını duydum. Köşeye çekildim ve elime hiçbir şey yokmuş gibi, sigaramı aldım ve onu izleyeme başladım. "Gerçekten yoruldum. Artık herşey yolundaymış gibi yapamıyorum. Çünkü öyle değil. Aslada da öyle olmayacak." Dedi Masal eliyle gözyaşların silerek.
"Daha güzel olursam, belki sever dedim. Daha bakımlı, daha iyi. Daha dikkat çeken. Ama sevmedi. Her halukârda hiç sevmemiş o beni. Ben bu- bunların hepsini sadece o sevsin diye yaptım. Başka kimse için değil. Sadece beni Görsün istedim." Dedi Masal ağlamaya devam ederken. Şuan ona sarılıp 'seni seviyorum' demeyi o kadar isterdim ki... "Dayan diyorum kendime. Mert ile hayallerin var. Dayan diyorum, ama olmuyor. Gücüm kalmadı artık !" Dedi Masal.
Masal duvara yaslanmasa düşeceği sırada hemen ona doğru koştum. Beni gördüğünde bana o kadar kötü bakıyordu ki, ama hala aynıydı o. Hiç değişmemişti. Hemen onu kucağıma aldım. Gücü olmadığı için hiç çırpınmadan Gözlerini kapattı. Özlemişti beni. Öyle Diyordu Gözleri. Bende özlemiştim onu. Hemde köpekler gibi.
"Seni çok özledim !" Dedim Masal'ı arabama götürürken. Okulun Can'ı cehenneme ! "Neden beni hiç sevmedin ?" Dedi Cümlemi duymazdan gelerek. "Sevdim. Hala da seviyorum. Her zaman sevdim !" Dedim arabama geldiğimizde. "Neden Ecrin'i seçtin o zaman ? Neden ayrıldın benden ?" Bunları söylerken göğsümü yumruklamıştı. Ama o Minicik elleri benim canımı acıtıyordu. Sadece kalbim acıyordu.
"Senin başına bir şey gelmesini istemedim. Koruyamam sandım seni. Ama vazgeçemedim ki senden. Kokundan, aşkla bakan Gözlerinden... Ayrılamadım işte senden !" Dedim Geçmek isteyerek. Aslında Geçmek istemiyordum. Sonsuza kadar o olsun, yine de konuşurdum onunla. Sadece benim kimse de olmayan bir benliğim vardı.
"O zaman neden ayrıldığını söyle de biz de bilelim !" Arkamdan gelen sese döndüğümde bunun Emre piçi olduğunu gördüm. Şimdi senin belanı sikerdim de... "Emre siktir git." Dedim ve Masal'ın kapısını açarken. "Aynen, Emre haklı. Söyle bende öğreneyim !" Dedi Masal arabaya binmemeye çalışırken. Al işte !
"Masal istersen gel, ben sana anlatırım !" Dedi Emre uzaktan bize laf atarken. Yanıma gelsene lam sen ! "Emre siktir git." Dedim bastırarak. "Bir daha söylemicem." Masal Oflayarak, beni ittirdi. Ama yerimden bile kıpırdamamıştım. "Bin lan !" Dedim ve Masal'ı Arabanın içine ittirdim. Ardından kapıyı kitleyip, kendi yerime oturdum.
"Bir daha o tipini siktiğimin piçiyle konuşmayacaksın Masal !" Dedim. Masal ellerini göğsünde birleştirerek, ofladı. "Anlat artık ne oluyor ya ? Ne Değişti bugün ? Daha Düne kadar kahkaha attığın kıza şuan kendi arabana zorla bindiriyorsun." Dedi bağırarak. Haklıydı. "Bir şey değişmedi." Dedim fısıldayarak.
"Of durdur şunu artık. İnicem ben ya !" Dedi bana dönerek. "Sıkıyorsa in !" Diye kükredim üzerine doğru. "Ölsende inemezsin !" Boş Gözlerini bana dikip, Aşarıdan bana baktı. "Seni seviyorum. Lanet olsun ki seviyorum. Bende isterdim senin gibi saf ve masum bir kıza aşık olmamak ama, böyle denk geldi !" Dedim ve bir kahkaha patlattım. "Bana neler yapıyorsun böyle ?" Dedim ve arabayı kendi evimin bagajına çektim.
"İn !" Diye emir verdiğimde ikiletmeden indi. "Neden buraya geldik ?" Dedi Masal. "Uyucağız !" Dedim ve bileğinden tutup, içeriye soktum. Ofladığında tüm yükünü bana bırakmıştı. Sevmeseydim çok pis olmuştu ağzına sıçıyım ya ! Ne Biçim bir şey bu ! Odama geldiğimizde yatağıma oturttum. O sırada Masal'ın tayt giymiş olduğu gözlerime geldi. Tayt mı lan o ? Bakıyım, valla tayt. Tabiki bacaklarına bakmadım. "Lan o tayt mı ?" Dedim bacaklarına dokunurken. Vallahi tayt.
"Çek ellerini bacaklarımdan. Pis sapık !" Diye bağırdığında, ayağa Kalkıp Kapıya doğru gitmeye başladı. Ne yapacağını anladığımda kapıyı bir ittirişte kapattım ve kilitledim. Sesin gürültüyle kapanmasıyla, Masal yerinde sıçramıştı.
Başımla yatağı gösterdim. Oflayarak oturdu. Dolabımdan bir tişört alarak, Masal'a doğru ilerlemeye başladım. Yatakta oturmuş, Ayakalarını sallandırıyordu. Ellerimi bacıklarına götürdüm ve ayakkabılarını çıkardım. Ne yaptığımı hala anlamamış durumdaydı. Saf saf bana bakıyordu. Masal'ı ayağa kaldırıp, taytını çıkarmak için asıldığımda gözleri fal taşı gibi açıldı. "N-Ne yapıyorsun ? Bırak!" Diye bağırdığında sırıtarak tişörtü yatağa bıraktım. "Evet sapığım. Ama senin sapığın !" Dedim ve tişörtü gösterip, Kapıdan çıktım. Herhalde bunun 'o tişörtü giy, beklemeden odaya dalarım !' Demek olduğunu biliyordu.
MASAL'IN AĞZINDAN :
"Öküz. Mal. Salak. Aptal. Odun. Kendini beğenmiş. Piç. Egoist." Diye söylenmeye devam ederken, kapı bir hışımla açıldı. Ona nezaket Gösterisi yapacak değildim. Ben onunla konuşmuyordum bir kere ! "Giyindiğine göre yatak ve ben sizi bekliyoruz Masal hanım." Dedi Mert sırıtırken. Yemezler yavrum. Sen benim güvenimi çoktan beş paralık ettin.
Bende sırıtarak yanına yatar gibi yaptım. Bana sarılacağı sırada elime yastığı alıp, yatağın köşesinde ki koltuğa gittim. Tamam, belki yatak varken, koltuğa mı gidilir ? Ama işte, ben artık Mert'i sevmediğim için. Yani çalışıyorum. Birazcık hala seviyor olabilirim. Çok azcık. Çok çok azcık.
"Korktum Masal. Korktum. Sana bir şey olmasından korktum. Hak etmiyordum seni." Dedi Mert yatakta oturur pozisyona geçerken. "Ben şuana kadar kimseden özür-" Mert devam edecekken, onun sözünü kesip, kendim konuşmaya Başladım. "Senin mega mega ve mega büyüklükte olan egon, benim için önemli değil. Tamam mı ? Ben ne olduğunu merak ediyorum !" Diye bağırdım.
Mert çok hızlı hızlı nefes alıyordu. Sözünü kestiğim için Kızmış olmalıydı. Ah, çoktan umrumda ! "Bir daha sözümü kesme !" Diye bağırdı Mert. Ama hala oturuyordu. Galiba sinirini kontrol etmeyi öğrenmişti. Ya da ben öyle düşünüyordum. "Mert bıktım artık. Bıktım. Senin sonu gelmez kurallarından, gereksiz değişen ruh halinden..." Ben daha devam edecekken, Mertin yanıma Gelip, dudaklarıma yapışması bir olmuştu. Karşılık vermiyordum. Veremiyordum !
"Dudaklarımı acıtıyorsun !" Dedim onu birazcık ittirmeyi başararak. Ama yerinden kıpırdamamıştı. "Karşılık ver !" Diye bağırdı Mert benden biraz ayrılarak. Dudaklarım feci halde acıyordu. Ben nasıl bunun gibi birisini sevebiliyordum ?
Gözlerimden istemsiz olarak dökülen gözyaşlarım birleşmiş olan dudaklarımıza geldi. Mert'in benden ayrılması için bu yeterli olmuştu. Mert hızlıca koltuktan Kalkıp ayağa kalktı. Onun kolundan tutup, kendime çektim ve başımı göğsüne yasladım. "Neden beni bırakıp gittin ? Neden ?" Dedim fısıldayarak. Çok seviyordum ben onu. Hayır, hayır ! Sevmiyordum. Ben ona aşıktım.
"Bırakmadım. Bırakmayacağım. Artık oyun yok Masal. Kimse gelsin lan ! Hepsinin belalarını sikerim kızım. Gelsin lan birisi, alsın seni benden. Görsün anasının belasını." Dedi Mert ve bana sırıtarak baktı. "Bence bizim şuan öpüşmemiz lazım. Hadi öp Masal beni ya." Diyen Mert'e bakıp kahkaha attım. "Of Mert mal mısın aşkım ya ?" Dedim kanepeden Kalkıp, banyoya giderken.
"Aşkım?" Dedi Mert ve Güldü. "Aşkım." Dedi ve kendi kendine mırıldandı. Aynanın karşısına geçtim ve saçımı yaptım. Mert'in karşısından zombi gibi durmak kimse istemezdim.
Saçımı yaptıktan sonra beni izleyen Mert'e döndüm. "Okula gidelim mi ?" Dedim kolyemi düzeltirken. O kolyeyi hiç boynumdan çıkarmazdım. Her dakika benimleydi. Annem bunu bana çok küçükken vermişti. O zamana kadar saklamış, şimdi ise takıyordum. Aslında kaybolacak Diye takmaya götüm yemezdi. O ayrı bir konu ! "Birincisi okula Gitmeyeceğiz. İkincisi tişört çok yakışmış. Ve üçüncüsü, öpüşelim mi ?" Dedi Mert bana doğru gelirken. Bu çocuğa ne oldu ya ?
"Mert sen kötü çocuksun. Kötü çocukluğunu bil. Senin beni bara götürüp, sonra da oradaki çocukları bana baktı diye dövmen lazım." Dedim Oflayarak. "Kim sana bakıyor lan "! Dedi Mert banyo duvarına vururken. "K-Kimse." dedim ve korkuyla iki adım geri gittim. "Mert mal mısın ya ?" Dedim bağırıp, yanından geçerken. İşte bir hayal bile kuramıyoruz bunun gibiler yüzünden.
Yanıma gelip, elimi tuttuğunda elimi çektim. "Bıraksana ya !" Dedim ve ellerimi göğsümde birleştirdim. "Kızım sinir etme beni ! Senin elin, benim elim lan. Neyin kafası bu. Sikerim seni de tribini de !" Dedi ve ellerimi avucunun içine aldı. Bu Sözlerine kıkırdamadan edemedim. "Göğsüne yaslanabilir miyim ?" Dedim Mert'e Yukarıdan bakarken. "Kıpırdarsam adam değilim !" Dediğinde kahkaha patlattım.
"Ah, kötü Çocuğum benim !" Dedim ver merdivenlerden çıkarken arkadan kucağına hopladım. Arkasına dönüp, sırıttıktan sonra merdivenleri tekrar çıkmaya devam etti. "Ama seni hala affetmiş değilim. Haberin olsun !" Dedim ve yolculuğun keyfini çıkardım. "Atıyorum o zaman !" Dediğinde kıkırdadım. "Kıyamazsın ki !" Dedim ve Mert'in saçını karıştırdım. Çok yumuşaktılar. "Çok yumuşaklar !" Dedim hala saçıyla oynarken. Neden egosunu okşuyorsun Masal ?
"Hahaha. Biliyorum !" Dedi ve beni yatağa Bıraktı. Yorganı açıp, içine girdim. Mert'de yanıma geldiğinde, Kafamı göğsüne koydum ve uykuyu bekledim. "İç çamaşırın çok seksi !" Dediğinde dalacak olduğum uykumu bırakıp, ona döndüm. "Mert !" Diye bağırdığımda çoktan kahkahayı patlatmıştı. Onsuz geçen günlerime saymıştım bugünü. Eğer onsuz geçen günlerimden sonra böyle bir mutluluk olacaksa, ben o günleri yaşamaya vardım.