GÖKYÜZÜNDEKİ TEK YILDIZ

By kafamdakikelimeler

4.5K 2.1K 1.7K

Ölenler vardı can yakıcı birde yaşayan yıkıcı kişiler... Hepsinin alnında aynı kader yazılıydı, babalarından... More

TANITIM
1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
DUYURU🍀
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20. BÖLÜM

16.BÖLÜM

41 21 17
By kafamdakikelimeler

Çok uzun bir aradan sonra bölüm geldi. Biliyorum içinizde bana kızanlarınız oldu belki okumayı bile bıraktınız bunun için çok üzgünüm bundan sonra bölümlerin düzenli bir şekilde geleceğinden emin olabilirsiniz. 

İyi okumalar...

AYAZ SERİN...

Sabah kalkar kalkmaz ilk işim elime telefonu almak olmuştu. Hayat'tan gelen mesaj ile yüzümde istemsiz bir tebessüm oluştu. Mesaja girdiğimde Yıldız'ın fotoğrafı ile tebessümün yerini bir gülümseme aldı. Maşallah yazacakken kendimi yaşlı teyzeler gibi hissettim.

Gönderilen:Hayat
Temizlenince daha tatlı olmuş:)

Yazıp gönderdim. Bu daha mantıklıydı en azından. Telefonumu elime alma sebebim aklıma gelince arama kısmına girip Alp'i aradım.

"Alo"

"Bir şey bulabildiniz mi?"dedim.

"Abi bende seni arayacaktım çocuklar bir şey buldu ama çok imkansız."demesi ile kaşlarım çatıldı. Yine bir çıkmaza girmezdik inşallah.

"Nerdesin sen?"

"Şirketteyim."dedi. "Tamam geliyorum."diyerek kapattım.

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra siyah gömleğimi ve pantolonumu giyip araba anahtarını,cüzdanı ve telefonumu alıp çıktım evden. Şirkete doğru giderken telefonum çaldı Nejdet Bey'in aradığını görüp açtım.

"Günaydın Ayaz bey."dedi.

"Günaydın."

"Dün konuşamadık yaşananlardan dolayı   sekreteriniz iletişime geçecekti ama ben yine de sizi arayayım dedim." Bu işi kaçırmak istemiyorum demiyorda. 

"İyi yapmışsınız Nejdet Bey. Bugün sizinle iletişime geçeriz. İyi günler."dedim bu adamda hoşuma gitmeyen bir şeyler vardı sandığımdan çok şey biliyordu bundan emindim.

Arabanın anahtarını valeye verdikten sonra içeri girdim. 

"Günaydın Ayaz Bey."dedi Begüm.

"Günaydın."

"Ayaz Bey odanızda birisi var Nejdet Beyle olan iş ile ilgiliymiş."

"Tamam, Begüm Alp nerede?"

"Odasında Ayaz Bey." 

Hiç bir şey demeden asansöre bindim. İlk önce odama geçip şu işi halletmeliydim. İş kesinleşeseye kadar bu adam yakamızı bırakmayacaktı belli ki.

İçeri girdiğimde bana dönen Hayat afallamama sebep oldu aslında şaşıracak pek bir şey yoktu ortada, bu projeyi onun yöneteceği belliydi.

"Bu şirket nasıl batmadı?"

"Anlamadım."

"Diyorum ki bu saatte işe mi gelinir nasıl batmadı?"dedi. Normalde birisi bana böyle bir şey dediğinde sinirlenmem gerekiyordu şu an da sinirlenmem lazımdı ama nedense hiç sinirlenmemiştim hatta komik bile gelmişti.

"Sende ki rahatlığada ben şaşırdım şu an. Bu işi çok istediğinizi sanıyordum."dememle sanki ağzında bir fermuar varmışta onu çekiyormuş gibi yaptı. Aynı zamanda gülen yüzü  asılmış kaşları çatılmıştı. Onun bu haline gülmeden edemedim. Gülen suratıma karşı çatık kaşları düzeldi. 

Elindeki dosyaları bana uzattı. "Bunu Nejdet Bey gönderdi önceden yapılmış projelerin detayı." 

Ben dosyayı incelerken o konuşmaya devam etti. "O projelerin hiç birinde ben yoktum. Bu benim ilk projem olacağı için bir kaç kendi çizimimi de getirdim." diyerek başka bir çizim dosyası uzattı. İki dosyayı da inceledikten sonra Hayat'a döndüm. 

"İki dosya da çok başarılı ama benim sizden istediğim tamamen farklılık emin olun bizde farklı çizimler yapacağız."dedim.

Gülümseyerek başını salladı. Fazlasıyla yorgun gözüküyordu."Tüm gece uyumamış gözüküyorsun."

"Uyku tutmadı bende tüm gece bu çizimlerle uğraştım." dedi zoraki gülümsemesiyle.

"Engin yüzünden mi?" 

"Hem o hem de başka şeyler." ayağa kalktı elini uzatıp "Neyse ben gideyim artık görüşürüz."

"Görüşürüz."diyerek elini sıktım. Odadan çıkmasıyla bende Alp'in odasına doğru ilerledim. 

"Günaydın."

"Günaydın mı? Saatten haberin yok galiba." dedi.

"Hayat buradaydı. O yüzden hemen gelemedim." dememle yüzünde bir sırıtış oluştu."Hemen o yüz ifadeni değiştir düşündüğün gibi bir şey yok ortada  örnek projeleri getirmiş. Hem Hayat kim bilmiyor musun?"

"Kim?"

"Samet Eroğlu'nun kardeşi."dememle şaşkın ördek gibi bakmaya başladı. "E oğlum o zaman biz bunlarla niye çalışıyoruz."

"Hayat orada sadece bir çalışan."

"Ben aslında senden bir şey isteyeceğim kızın hayatının tehlikede olduğunu düşünüyorum ve bu tehlikeli kişinin Engin ile bir alakası yok gibi. Eğer bu kızın başına bir şey gelirse tüm suçlu biz oluruz ve Samet bizi yaşatmaz. Bu kız için bir kaç tane koruma tutmanı istiyorum ama anlamamalı."dedim.

"Tamam abi tutarım da sen bu kıza karşı bir şey hissetmiyorsun değil mi?"Bugünlerde bu soruyu sıkça duyuyordum sanki böyle bir şey olabilirmiş gibi. 

"Saçmalama sadece ilerde bir sıkıntı çıkmasını istemiyorum." dedim."Sen ne diyecektin?"

"Engin'in tek olmadığını öğrendik birileriyle dünkü çatışma hakkında konuşmuş hatta emir bile almış ama kim olduğunu söylemiyor."

"Söyleyecek elbette." dedim ve odadan çıktım. 

***

Hayat Eroğlu...

Ayaz'ın yanından çıktıktan sonra eve doğru yürümeye başladım. Gelirken gördüğüm ve çok güzel diye içimden geçirdiğim parka oturdum. Günlerdir abimle konuşmadığım aklıma geldi ve onu aramaya karar verdim.

"Alo abi." 

"Hayat şu an hiç doğru zaman değil abicim."sesi çok kötü geliyordu. Sanki bir şey olmuştu da bana söylemiyordu.Arkadan gelen sesler iyice korkmama neden oldu. "Abicim Kerim'in yanından ayrılmayın." dedi ve bir anda telefon kapandı ardı ardına arasamda açmıyordu.  Aytekin abiyi aradım uzun bir süre çaldı tam açmayacağından emin olduğum bir an telefon açıldı. "Aytekin Abi, abime ne oldu?" 

"Hayat lütfen sakin ol."dedi onun sesi kadar kötü geliyordu."Abin kaçırıldı kim tarafından bilmiyoruz ama bulduk sayılır."

"Oraya geleceğim" dememle "Sakın Hayat sakın burası çok karıştı gelmemelisin abinin yerini tespit ediyoruz eğer bir şey olursa hemen seni arayacağım."dedi. 

Telefonu kapatmasıyla ne yapacağımı bilemez bir halde kalakaldım. Kerim'in yanından ayrılmayın demişti ama Kerim'de fazlasıyla tehlikeliydi. Aklıma Ayaz'ın gelmesiyle biraz düşündüm ve en mantıklısının bu olacağına karar verdim.

"Alo Hayat, iyi misin?"dedi.

"Şirketin orada ki parktayım. Gelir misin?" 

"Tamam." diyerek telefonu kapattı. O an yaptığım şeyden pişmanlık duymaya başlamıştım bile Ayaz'ı ne kadar tanıyordum da güvenmiştim. En azından Kerim kadar güvenilmez değildir diye düşündüm.

Karşıdan gelen Ayaz ile bu kadar çabuk gelmesine şaşırdım. "İyi misin?" dedi yanıma oturur oturmaz. 

"Değilim abim..." diyebildim sadece gözümden yaşlar daha hızlı akmaya başlayınca çaresizliğin, acizliğin ve endişenin en dibini yaşıyordum. Beni kendine doğru çekip sıkıca sarıldı. Sarılmanın verdiği rahatlıkla daha fazla ağlamaya başladım.

 Ne kadar orada öylece durup ağladım bilmiyorum ama artık gözlerim acımaya başladı."Özür dilerim seni de işinden ettim."dedim doğrularak.

"Sorun değil hem ben olmadan şirket batmıyor ya." demesiyle zorda olsa gülümsedim. Hakkında hiç bir şey bilmiyordum adından ve işinden başka ama nedense bana güven veriyordu. Bu kadar kısa sürede mi? Kendimde şaşırıyordum. 

"Anlatmak zorunda değilsin tabii ki yardım edebileceğim bir şey varsa etmek isterim."  Onu aslında yardım için çağırmıştım ama şimdi düşününce kendimi tuhaf hissettim.

"Abim burada değil İstanbul'da ve kaçırılmış aslında neredeyse bulmuşlar ve bana evdeki güvenliğin yanından ayrılmamamı söyledi ama o hiç güvenilir biri değil." dedim ciddi bir şekilde beni izliyor ve arada kaşlarını çatıyordu. "Senden bir güvenlikçi bulmanı istiyecektim buralarda yeniyim ve başka kimseyi tanımıyorum." 

"Tabii ki yardım ederim. Bana söylemen beni çok sevindirdi."demesiyle elimden tutup kaldırdı "Gel benimle seni bir yere götüreceğim." 

Ne olduğunu anlayamadan kendimi arkasından yürürken buldum. Arabasının önünde durmasıyla "Nereye gidiyoruz?" dedim. Ona güvenmediğim için değilde meraktandı bu sorum.

"Sürpriz." dedi gülerek.

Bende daha fazla üstelemeyerek arabaya bindim. Yol boyunca arabada sessizlik hakimdi. İleride gözüken lunapark  ile gülmeden edemedim. Güldüğümü farketmiş olacaktı ki. "Sevineceğini biliyordum."dedi. Nedensizce yüzümdeki gülümseme daha da arttı. Bunu nasıl başarıyordu bilmiyordum ama sanki yıllardır tanıyordum onu o kadar rahattım.

Daha erken olduğu için ışıkları yanmasada fazla kalabalıktı. Arabayı park etmesiyle hemen kendimi dışarı attım. Utanmasam çocuklar gibi zıplayacaktım. Ayaz'ın da inmesiyle önden yürümeye başladım tam girişten geçecekken elimden tutup biraz daha yürüdü. Neden girmediğimizi çözmeye çalışırken pamuk şeker satan bir amcanın yanında durduk. Bana dönerek"Bir rivayete göre pamuk şeker yemek mutluluk verirmiş."dedi gülerek. "Hiç böyle bir rivayet duymadım."

"Çünkü ben uydurdum." demesiyle kahkahama engel olamadım.

"Sever misin?"

"Bayılırım."

"İki tane pamuk şeker alabilir miyiz?" dedi.

Amca pamuk şekerleri bana verdi Ayaz tam parasını verecekken "Koy bakayım evlat o parayı cebine. Aşıkların parası geçmez burada." demesiyle utancımdan yerin dibine girmek istedim adam bizi yanlış anlamıştı. "Yok amca biz..."

"Olmaz amca benim içim rahat etmez." dedi benim sözümü keserek sinirle karışık utanç duygusuyla ona baktım. "Kızdırma beni koy o parayı cebine. Sen kızı üzme yeter." dedi.

"Üzmem."dedi bana bakarak. O an sanki gerçekti bu yaşananlar biz gerçekten sevgiliydik. Ben ona utançla bakarken o bana tebessüm ile bakıyordu. Kendime gelerek pamuk şekerini verdim amcaya teşekkür edip içeri girdik. İkimizde hiç konuşmadan pamuk şekerimizi yemek için banklara oturduk.

"Sen utandın."dedi gülerek.

"Hayır utanmadım."dedim hızlıca. "Utandın senin bu kadar sessiz kalman normal değil." 

"Sen bana geveze mi demeye çalışıyorsun?"dedim.

"Yok canım olur mu öyle şey." dedi gülerek. Bende gülmeden edemedim. Haklıydı bazen çenemin düştüğü oluyordu.

"Neye binmek istersin?" 

"Bir şeye binmek değilde şu atış yapıp oyuncak alınan şey var ya onu oynayalım mı?"dedim.

"Siz nasıl isterseniz hanımefendi Ayaz Serin emrinizde"demesiyle gülümsemem arttı. Ayaz gerçekten birini mutlu etmeyi çok iyi biliyordu. 

Standın önüne geldik ilk atışı yapmak için hazırlandım ve art arda beş atış yaptım. Bir tane bile balon vuramadım. Ayaz'a döndüğümde baya kahkahalarla gülüyordu. 

"Beş atışın beşinide nasıl kaçırırsın ya? Gözün kapalı olsa eminim vururdun ." dedi Sinirlenerek elimdekini ona verdim. "Sen yapta görelim?" dedim. 

"Böyle boş boş olmaz eğer beşte beş yaparsam bir gün boyunca istediklerimi yaparsın yapamazsam ben senin istediklerini yaparım." dedi.

Düşünmeden "Olur." dedim yapmak gerçekten zor olurdu. Yapabileceğini sanmıyordum. İlk atışında balonu patlatmasıyla arkamı döndüm bakamayacaktım. Dört tane daha atış sesinden sonra Ayaz'ın zafer demesiyle koşmaya başladım. Arkama baktığımda Ayaz'ın yürüyerek geldiğini gördüm. Ona bakarak koşmaya devam ettim. "Hayat Önüne bak." diye bağırmasıyla ne olduğunu anlayamadan sert bir şeye çarptım ve yere düştüm. Çarptığım ağaca sinirli sinirli bakarken   kahkaha atan Ayaz'a döndüm. Benim burada canım yanıyordu beyfendi gülüyordu uyuz şey. "Çok mu komik?" 

"Gerçekten meraktan soruyorum. Bunu yaparken ne düşünüyordun?"dedi halen gülerek. 

Canımın acısının geçmesiyle şöyle bir düşündüm de gerçekten bunu yaparken ne hayal etmiştim. "Bilmiyorum." dedim gülerek . 

"Gel hediyeni seç." elimden tutarak atış yaptığımız standın oraya götürdü. Küçük kedi oyuncağını görmemle adamdan onu istedim. Oyuncağı alınca Ayaz'a uzattım  "Bende gerçeği var bu da senin olsun." dedim. "Tamam ama şu an taşıyamam ben bunu karizmam çizilir kızım dursun sende." 

"Korozmom çozolor kozom." gülerek bakmasıyla yaptığım şeyin ne kadar çocukça olduğunu fark ettim. Telefonumun çalmasıyla heyecanla çantamdan çıkardım ekrandaki  yazı ile derin bir nefes verdim. 

"Alo abi. Nasılsın?"

"Hayat ben sana  Kerim'in yanına git demedim mi? Sen niye beni dinlemiyorsun?"

"Abi o adam hiç güvenilir biri değil"dedim. "Ben güvendiğim birinin yanındayım." Bunu Ayaz'ın duymasını istemezdim ama bu bir gerçekti Ayaz'a Kerim'den daha çok güveniyordum.

"Ne demek güvendiğim birinin yanındayım Hayat? Sen oraya hangi ara gittin de birine güvendin? Hem neden Kerem'e güvenmiyorsun? "

"Abi söyleyemem nedenini ama ona hiç güvenmiyorum."dedim. "Sen nedenini söyleyene kadar duracak Hayat." dedi telefonu kapatmasıyla "Abi..." diyerek kalakaldım. Telefonu geri koyup Ayaz'a baktım. Ne olduğunu anlamaya çalışır bir şekilde bana bakıyordu. "Gidelim mi?" dememle başını salladı. 

Hiç konuşmadan arabaya binmiş ve yola koyulmuştuk. Beni eve götüreceğini düşünürken hiç görmediğim yollardan geçiyorduk. 

"Nereye gidiyoruz?" dememle. "Konuşabileceğimiz bir yere." dedi.

Onunda gününü mahvetmiştim en az benim kadar gergin görünüyordu. Birileriyle konuşmak iyi gelecekti ama Ayaz'a bunları nasıl anlatacaktım?

Gayet sakin gözüken bir kafenin önünde durmasıyla arabadan indim.Arabanın anahtarını valeye verip yanıma geldi. Birlikte içeri girdik garson yanımıza gelip "Hoş geldiniz Ayaz Bey." dedi Ayaz sadece başını sallamakla yetinirken ben gülümseyerek baktım karşımızdaki kıza. Gerçekten merak ediyordum da bu adam herkes tarafından nasıl tanınıyordu?

"Tanımadığın kişi de yok." dedim gülerek.

Boş bir masaya doğru yönelirken "Arkadaşımın kafesi Türkiye'ye dönmeden önce hep burada vakit geçirirdim."dedi.

"Anlat bakalım abinle sorun ne?" 

"Bir sorun yok aslında biz iyi anlaşırız sadece son zamanlarda yaşanılan bazı olaylar bizi de etkiledi." dedim.

"Şu güvenlik olayını anlatır mısın? Yardımcı olmak istiyorum."

"Sana da zarar vermesini istemem."

"Saçmalama Hayat. Hem beni nereden bilsin." Haklıydı ama benim yüzümden birinin zarar görecek olması beni daha kötü bir duruma sürüklerdi. Birine anlatmakta iyi gelecekti abime anlatamazdım, zaten oradan ne yapabilirdi? Ama Ayaz bir şeyler yapabilirdi yardım edebilirdi etmese bile bana bir akıl verebilirdi. 

"Tamam anlatacağım. Saçma bir şekilde buraya geldiğimden beri tehdit mesajları alıyorum. Ne kim olduğunu biliyorum ne de niçin tehdit edildiğimi. Eski bir günlük gönderdi bana bir kızın günlüğü her gün bir gününü okumamı istedi. Kızın uğradığı zorbalıktan başka bir şey yazmıyor."

"O kıza zorbalığı yapan kişi sen misin? Yani hiç ihtimal vermem ama hani insanlar değişir ya sende o zamanlar zorba bir insan olabilir misin?" 

"Öyle bir insan değildim ki. Bende düşündüm acaba farkında olmadan birini mi kırdım diye ama yok." 

"Peki bunun Kerim'le ilgisi ne?"

"Ne zaman bir mesaj alsam ya da arama Kerim hep benim odamı gözlüyor yanında birisiyle." dedim. Uzun süre bir şey demeden durdu. Kafasının içinden geçenleri bilmek çok isterdim .  Ben ona bakarken o dalgın bir şekilde dışarı bakıyordu bana dönmesi ile göz göze geldik. Utanarak başımı yere eğdim. 

"Telefonu verir misin?"dedi. Başımı sallayarak telefonumun şifresini girip ona uzattım. Bir kendi telefonuna bir şeyler yaptı bir benim telefonuma. Uzun bir süre beklemenin ardından son defa bir şeyler yaparak telefonumu bana uzattı. 

"Evinin etrafına korumalarımdan birini göndereceğim güvenliği değiştirmem abin için sorun olmazsa değiştiririz. O adamı buluruz Hayat buluruz  ve bunların nedeni neymiş öğreniriz." 

"Sorun olmaz sanırım." dedim ve ardından ekledim "Sana nasıl teşekkür ederim hiç bilmiyorum." dedim.

"Teşekkür etmene gerek yok şu alışveriş merkezini en iyi şekilde hallet ödeşmiş oluruz."dedi. Gülerek başımı salladım. Herkesin Ayaz gibi bir arkadaşı olmalıydı. 

"Kalkalım mı?"dedi.

"Olur." dememle ayağa kalktık. 

Continue Reading

You'll Also Like

6.4M 280K 61
Her şey abimin düğününde beğendiğim çocuk yerine abimin arkadaşının numarasını almakla başladı. Liya; ANALAR NELER DOĞURUYOR Liya; KAYNANAM ABARTMIŞ...
ASYA By Su

ChickLit

294K 16.6K 34
Abi kitapları kıtlığı çekiyorsanız doğru yerdesiniz. Bölümleri yazdıkça atacağım. "Onu istemiyorum." Nefret dolu bakışları bendeyken babamdan uzakla...
111K 9.6K 17
Uyku ile uyanıklık arasında gezindiğim o ince çizgide yatağın bana ait olmayan kısmı çöktü yavaşça. Ardımdaki beden sanki üşümemi istemez gibi yorgan...
1.1M 30.6K 84
Cinsel içerik, şiddet vb olaylar içeriyor çok sık olmamak kaydıyla lütfen bunu bilerek okuyun!! Kendini bulunduğu durumdan kurtarmakla beraber ona...