Rehine - BxB

By LisaY33

1.3M 85.7K 37K

Yarın dönemeyeceğim çünkü şeytan, bir iblisini bana ayırdı. Uyarı!!! Madde kullanımı ve +18 unsurlar içermekt... More

Giriş: Soygun
1
2
3
4
5
6
7
O Kadar Da Masum Değilim
9
10
11
12
13
14
15
Tam Bir Efsane
17
18
19
20
21
Bana Güvenme
Sevip Ölüme Terk Etmek
24
25
26
27
28
29
I Fucked Up
My Daddy's Got A Gun
32
İntikamını İstiyorum
High All The Time
35
We Fight Every Night
We All Go To Hell
38
39
40
Ukala
42
You Know That; I Love You Boy
45
Melekler Ölmeyi Hak Eder
Son: Soygun
Şeytan - Taekook
Özel Bölüm

Hepsini Alabilir Misin?

20.8K 985 374
By LisaY33

Dün bölüm attım ama kimseye bildirim gitmedi. Eğer onu okumadıysanız geri dönüp okuyun. Bu bölümün başlangıcı o yani bölüm atlamayın.

"Emrettiğinde o kadar çekici oluyorsun ki, sadece sesini dinleyerek bile..." Cümleyi bitiremeden kırmızı dudakları ile susturuldum.

"Biliyorum." Dedi nefes nefese kalıp benden ayrıldığı anda. Hafifçe doğrularak beni daha rahat görebileceği bir pozisyona geçti. Yeşil gözleri üzerimde dolanırken bir şeye karar vermeye çalışıyor gibiydi. O düşüncelerini seslendirmeden önce ben dayanamayarak konuştum.

"Sana dokunmak istiyorum." Dedim bu sefer erkenci davranarak. Her seferinde beni bir şekilde bağlıyordu ama bu sefer onu isteyen bendim. Parmaklarım karın kaslarının kıvrımlarından geçerek yukarı doğru çıktı.

İsteğime rağmen boyun eğecekmiş gibi durmuyordu. Dirseklerimin üzerinde doğrularak gözlerinin içine baktım. Bedeni daha çekici gelse de önce gözlerindeki savaşı kazanmam lazımdı. Altıma geçmeyeceğini biliyordum, en azından şimdilik yapmayacaktı ama yine de kazanabileceğim savaşlar vardı.

Sonunda pes ederek gözlerini aşağı kaydırdı ve üzerimden kalktı. Sırtı çarsafları bulduğunda kasıklarına oturdum ve ellerimi başının iki yanına doğru koyarak üzerine eğildim.

Elleriyle kalçamı kavramasını bekliyordum ama etimi ezercesine sıkmasını beklememiştim. İlk anda acı veren ellerinden kurtulmak istesem de sonrasında bana verdiği baş döndürücü zevkle gülümsedim.

"Hala oynuyorsun." Dediğimde pervasızca omuz silkerek yanıtladi beni.

"Dokunmadan duramayacağım kadar güzelsin." Dokunmaya o kadar alışmıştı ki, öpüldüğü için zevk alacağına emin olamayarak boynuna yöneldim. Öpücüklerim ondan beklediğim sesleri çıkaramasa da umurumda değildi çünkü bunu kendim için yapıyordum. Onu öpmekten zevk alan bendim. Yani kendime bunu söylüyordum ama sonrasında istediğim inlemeyi almak için boynunu dişledim. İnlemesi ani acıyla sesli çıktığında beni inletmek için bu kadar uğraşmasının nedenini de anlıyordum.

Göğsüne indiğimde gözlerimi kaldırarak ona baktım. Gözleri üzerimdeydi, yeterince zevk aldığını gösteren bir ifadesi yoktu. Arzudan çok sevgi vardı gözlerinde.

"Babana bizi nasıl açıkladın?" Dedim. Ellemekten zevk aldığım her yere ıslak öpücükler bırakırken. Bedeni heykel gibiydi. Isırmadan duramadığım için her yerini diş izleri ile doldurmaya kararlıydım.

"Hiçbir şey açıklamama gerek yok." Parmaklarını mavi tutamlara dolarken konuştu.

"Peki diğerleri, bir erkekle olmana şaşırıyorlar mı?" Onların benimle ilgili düşünceleri umurumda değildi. Soruyu sorma nedenim Arslan'ın cevaplarıydı.

"Şaşırtıcı olan bir erkekle olmam değil, bir şeytan yakalamış olmam." Tekrardan doğruluğunda dudaklarımı ayırmak zorunda kaldım.

"Şeytan gibisin Doruk; cezbedicisin, hem de her konuda." Çenemden tutarak yüzümü kendisine yaklaştırdı ve boynuma girdi. Daha ilk öpücüğünde mayışarak gözlerimi yumdum. Nasıl oluyordu da ben öperken o sakin kalıyordu ama o öperken ben eriyordum?

"Kusurların güzel olan yanların..." Tıpkı bir şeytan gibi beni, ben yapan her şey bir kusurdu. Tutuşu sıkılaşırken dudakları boynumla öpüşüyormuşçasına etimi kavradı. Beyaz tenimle görmeye alışık olduğum morlukların yerini değiştirmeyi başarmıştı. Kollarım boş, boynum doluydu artık.

"Beni istemeni anlıyorum ama burada tapılması gereken sensin." Gururumu okşayan sözlerine karşı gülümsedim. Amacı neydi, beni mutluluktan ağlatmak mı? Göz yaşı hedefine böyle mi ulaşacaktı?

"Böyle hiçbir yere varamazsın." Dedim alayla. Boynumdan çıkarak gözlerime baktı. Tek kaşı emin misin? dercesine kalktı. Bacaklarımı belinde birbirlerine kenetlediğim için zorlanmadan yerimizi değiştirdi.

Pantolonumu açan elleri aşağıdaydı ama gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. Yanağıma bir öpücük kondurdu ve dudakları yüzümdeki turuna başladı. Pantolon tamamen çıktığında kulağıma gelmişti. Parmakları içime girerken; "Şimdi bana yardım edeceksin ki ben de sana yardım edebileyim." Dedi.

Parmakları içime girene kadar ne demek istediğini anlamamıştım ta ki zevk alacağım o noktayı okşayana kadar. Titreyerek inlediğimde aradığını bulduğu için gülümsedi. Sesin kaynağı olan dudaklarıma yönelerek alt dudağımı ısırdı.

"İşte bundan bahsediyorum." Dedi tekrar aynı yeri okşayarak. Tekrardan dokunması nefesimi keserken kalbimin hızlandığı hissettim.

"Siktir, hayır." Zevkten titrerken kendimi geri çekmeye çalıştım. Bu devamını isteyeceğiniz türden hafif bir zevk değildi. Kaslarımın kontrolünü kaybetmemi sağlayıp beni iliklerime kadar titretecek türden bir zevkti. Kaçmamı umursamayarak tekrardan içimde ilerledi ve aynı noktayı tekrar bulana kadar okşadı.

"Shh, sessiz ol." Sesi ve parmakları tam tersi yönde çalışıyordu. Emrettiğinin aksine zevkten kıvranırken sakin olamazdım. Her bir hamlesi içimdeki alevi harlıyordu.

Ellerim omuzlarını buldu. Tırnaklarımı zevkin verdiği tatlı acıyla derisine batırdım ama bu da onu durdurmadı. İçimde sadece parmakları ile git gel yaparken dahası mümkünmüş gibi her seferinde daha etkileniyordum. Özellikle hoşuma gidecek noktalara dokunuyordu. Canımı yakacak kadar büyük siki olmadığı için geriye sadece zevk kalıyordu.

"Çok sıcaksın." Dediğinde bile ona tepki veremedim. Başka bir zaman olsa bedenim buz gibi olurdu. "İçin bile..." Eliyle, elimi sıvazladığım sertleşmiş uzvumdan uzaklaştırarak parmaklarımın yerine kendi parmaklarını sardı.

"Nasıl hissediyorsun?" Cevaplarım onu etkileyeceği için soru sormayı seviyordu ama cevap veremeyecek kadar sarhoş hissediyordum.

"Doruk." Sesi sakindi ama söyleyiş biçimi bir emirdi. Sanki yüzümden ne kadar dağıldığım belli değilmiş gibi yanıt vermemi istiyordu.

"Orası..." Diyebildim sadece. Daha fazla konuşacak gücüm yoktu. Sesim de tüm vücudum gibi titriyordu.

Az önce kaçmaya çalıştığım parmaklara kendimi bastırırken git gide etkilerinin azaldığını hissediyordum. Daha derine gidecek, daha çok zevk verecek yeni ve daha uzun bir şeye ihtiyacım vardı.

"Sorun ne?" Dedi sanki bilmiyormuş gibi. Bilerek hareket etmeyi bıraktı ama parmaklarını çekmedi. Açık konuşmamın onu tahrik ettiğini biliyordum ve çekinemeyeceğim kadar çok istiyordum onu.

Kendimi zorlayarak gözlerimi araladım. Bakışlarını yakalamam için uğraşmama gerek kalmadı çünkü hemen gözlerimin içine bakıyordu.

"Sadece..." Dedim geriye kalan son kumaş parçasına, iç çamaşırına asılarak. Hızla indirdim ve sertleşmiş uzvunu açığa çıkardım. "Sik beni." Elim ile açığa çıkmış uzvu sıvazladım.

Başını sallayarak beni reddettiğinde kaşlarım çatıldı. Bunu beklemiyordum işte.

"Hala ağlamıyorsun." Dedi gözlerime bakarak. Gözlerim sulanmıştı ama tabii ki ağlamıyordum. Zevkten deliye dönüyordum ama bana acı vermiyordu. İstese çoktan acı verirdi ama yapmıyordu işte.

"Seni istiyorum." Dedim kollarımı boynuna sararak. Doğrulduğunda ona tuttunduğum için ben de kalktım. "Uzatıp beni deli etme lütfen, sadece seni içimde istiyorum."

"Hayır Doruk." Dedi kararlılıkla. Onun da sertleştiğini görüyordum ama inadıma yapıyor, kendisini tutuyordu. Ben onun gibi değildim. Zevk alacağım hiçbir şeye dayanamıyordum. İradem güçsüzdü; ona da uyuşturucu gibi bağımlı olmuştum.

Kendimi o kadar zor tutuyordum ki daha fazla dayanamayarak kollarımı tamamen boynuna doladım ve üzerinde doğrularak dizlerimin üzerinde durdum. Penisini tutarak arkama hizaladım.

Ucu girdiğinde bana; "Yapma." Dedi ama zevkten seğiren penisim boşalmak, ben de dokunulmak istediğim için onu umursayamadım. Parmakları, içimi yeterince hazırlamış olmalıydı. Canımın acıyacağını düşünmeyerek üzerine oturduğumda ikimizde aynı anda inledik. Benimki acı dolu bir bağırışken, o bir seferde neredeyse tamamen girdiği için zevkten inliyordu.

Her seferinde içime girdiğinde hissettiğim acıyı unutuyordum. Geriye dönüp geceyi hatırladığımda geride sadece hissettiğim zevk kalıyordu.

Gözlerim acıyla hızla sulanarak engellemeye çalıştığım göz yaşına döndüğünde bunu fark edemeyecek kadar çok kendinden geçmişti. Zevkle art arda inlerken, kasılan bedenimi fark etmiyordu. Belimden tuttu ve beni yatağa yatırdı. Ben sadece nefes almaya çalışmakla meşgul olduğum için ses bile çıkaramadım.

"Aptalsın." Dedi anlını anlıma yaslarak. Tamamen içimde olduğuna emindim çünkü zaman geçiyordu ama ben, ona bir türlü ona alışamıyordum. İçimde hareket etmiyordu bile ama yine de konuşurken bile inliyordu.

Dokunarak beni rahatlatmak istediği için neredeyse zonklayan uzvumu kavradı. Birkaç defa sıvazlamıştı ki daha fazla dayanamayarak boşaldım. Titremem geçene kadar, inlemelerim ve seğirmelerim durana kadar ellerini üzerimde ayırmadı.

Ben zirveye ulaşmanın yorgunluğu ile nefes nefese bir şekilde uzanırken Arslan içimden çıktı. Dışarıda biteceğini düşünerek onunla ilgilenmedim bile ama o beni şaşırtarak kolumu tuttu ve ayağa kalkmam için yardım etti.

"Daha bitirmedim." Dedi beni kalçamdan kavrayıp kucağına alarak. Dizlerim ayakta duramayacak kadar titrediği için karşı koymadan kollarına atıldım. "Sadece tek göz yaşı ile yetinmeyeceğim." Bacaklarımdan tekini daha yukarı kaldırdı.

"Bu sefer ki çok acıyacak ama ben sana acımayacağım." Bunu söylerken ona melülce bakan gözlerime uzanarak öpücük kondurdu.

Önce ona engel olamayacak kadar zevk almamı istemişti. Canımı yakacak bir hareketi olmamıştı, tabii benim zorlamam dışında ama şimdi zevk alma sırası ondaydı.

Omuzlarına sıkıca tutunarak kendimi yukarı kaldırdım ve kendini hizalamasına yardım ettim. Kulağına doğru yaklaşarak; "Tamamen seninim." Diye fısıldadım ve kulağının hemen altına yumuşak bir öpücük kondurdum.

Normalde yaptığının aksine hızla içime girdiğinde acıyla inledim. Geriye attığım başımı yakalayarak tekrardan kendisine çekti. Kucağında olduğum için bulunduğum pozisyona ek olarak tamamen içime girmesi ve kaçamamam canımı yakıyordu.

Başımı omzuna yaklaştırdığında az önce yumuşakça öptüğüm boynunu dişledim. Ben boynunu morartırken o beni yukarı kaldırıp indirerek hızlı bir ritim tutmuştu. İçime girip çıktıkça beni acıyla inletiyordu. Hırıltıyla çıkan inlemeleri kulağıma dolarken, kalbim ağzımda atıyormuş gibi hissediyordum. Hızla nefes alırken ellerinin arasında eriyordum. Az önce sönmüş olan uzvum daha önce boşalmamış gibi tekrardan dikilirken acım yerini zevke bıraktı. Gözlerim baş döndürücü zevkle birlikte açılıp kapanırken dudaklarımı ısırdım.

"Arslan..." Kendimi tutmamayarak ismi ile inlediğimde az önce kendisi omzuna koyduğu başımı, saçımdan çekerek kaldırdı.

"Bir daha söyle." Dedi gözlerimin içine bakarak. Gözleri, arzu ve şehvetle koyulaşmıştı. Bakışlarındaki yoğunluğa karşı dudağımı ısırarak inledim.

"Arslan..." Dedim iniltilerimin arasında. Ellerim omzundan ensesine yükseldi ve saçlarının arasına daldı. Gözlerimi kaçırmayarak gözlerinin içine baktım. Ne hissediyorsam görmesini istiyordum. Önce gözlerimle sonra da dilim ile; "Seni seviyorum." Dedim. Sesim fısıltı gibiydi ve duyduğu anda gözleri bakışlarıma ve sözlerime yenilerek yumuldu. Uzanarak dudaklarını öptüğümde vahşice darbelerle karşıladı onları.

Dili ve dudakları, öpüşmekten zonklayan dudaklarımı öyle güzel büyülüyordu ki nefesim bitse bile ondan ayrılamak istemedim. Arslan böyleydi; o bir bağımlılıktı benim için. Dudakları, nefesi, kokusu, bedeni ve ruhuyla uyuşturucudan bile daha ağır derece bağlamıştı beni kendisine.

Doruk uyuşturucuyu bıraktı mı diye soran bir arkadaş vardı. Cevap olarak şunu söyleyebilirim ki kesin bir şey yok. Sadece şu anlık elinden geldiği kadar uzak durmaya çalışıyor. Uyuşturucu ve Arslan arasında seçim yapmak zorunda olduğu için ve Arslan'ı kaybetme duygusu taze olduğu için Arslan'ı seçiyor. Ayrıca en ağır yoksunluk krizlerini Arslan tarafından bağlıyken geçirdiği için şimdi daha iyi ama Doruk her zaman Doruk'tur yani güvenmeyin.

-Lisa

Continue Reading

You'll Also Like

2.3M 67.2K 92
s-ssen uzak dur benden!! "Benden kaçışın yok" diyerek adamlarını üzerime saldı..
1.5K 119 12
Artık kitaba devam etmiyorum ama instagramdan takip edebilirsiniz.. (@serrarts)
515K 21.7K 43
Kocam, bin adamın bir kurşunuyla öldürüldü. Ben ise, bin kurşunla tek bir kişiyi öldüreceğim. "AKSİYONUN EN ÇARPICI SERİSİ" Kocası, bir suikastte öl...
831K 62K 50
Kara Harp Okulu'ndan yeni mezun Fransız teğmen ve Türk yüzbaşının hikayesi. Yıldırım × Christopher