Deep Darkness [DRAMIONE]

By SP_dramione

68.3K 6.5K 11.1K

Bir kehanet. Hogwarts'ın dört kurucuların dönemine dayanan yüzlerce yıl boyunca gizemli tutulan bir kehanet v... More

¦ 1 ¦
¦ 2 ¦
¦ 3 ¦
¦ 4 ¦
¦ 5 ¦
¦ 6 ¦
¦ 7 ¦
¦ 8 ¦
¦ 9 ¦
¦ 10 ¦
¦ 11 ¦
¦ 12 ¦
Cast ❤️
¦ 13 ¦
¦ 14 ¦
¦ 15 ¦
¦ 16 ¦
¦ 17 ¦
¦ 18 ¦
¦ 19 ¦
¦ 20 ¦
¦ 21 ¦
¦ 22 ¦
¦ 23 ¦
¦ 24 ¦
¦ 25 ¦
¦ 26 ¦
¦ 27 ¦
¦ 28 ¦
¦ 29 ¦
¦ 30 ¦
¦ 31 ¦
¦ 32 ¦
¦ 33 ¦
¦ 34 ¦
¦ 35 ¦
¦ 36 ¦
¦ 37 ¦
¦ 38 ¦
¦ 39 ¦
¦ 40¦
¦ 41 ¦
¦ 42 ¦
¦ 43 ¦
¦ 44 ¦
¦ 45 ¦
¦ 46 ¦
¦ 47 ¦
¦ 48 ¦
¦ 49 ¦
¦ 50 ¦
¦ 51 ¦
¦ 52 ¦
¦ 53 ¦
¦ 54 ¦
¦ 55 ¦
¦ 56 ¦
¦ 57 ¦
*
¦ 58 ¦
¦ 59 ¦
¦ 60 ¦
¦ 62 ¦
¦ 63 ¦
¦ 64 ¦
¦ 65 ¦
¦ 66 ¦

¦ 61 ¦

445 64 137
By SP_dramione

20.01.2021

İlham geldiii, bende bundan faydalanmak istedim 😍 güzel ve motive eden yorumlar görünce ve okuyunca, yazma isteğim haliyle artıyor 😌 bu çok normal bir şey. Bazıları "sadece beğeniler ve yorumlar için yazıyorsun o zaman" diyor ama pek umrumda değil. Sanki ben burda para kazanıyorum gibi konuşuyorlar...

Neyse, sizleri yeni bölümle baş başa bırakıyorum, iyi okumalar ❤️

Hermione Granger Malfoy kendisini hiç iyi hissetmiyordu. Fakat bu sefer neden zindanda olması değildi. Hayır. Neden, Bellatrix Lestrange in onun kolunda yaptığı "Mudblood" iziydi ve Salazar'ın laneti. Hermione ne yapacağını bilmiyordu. Eli, kolu bağlıydı. Salazar'a hiç bir şekilde fark etmemesi lazım.. Hermione hafifçe terliyordu. Eşini gözetleyen Draco bunu fark etmişti. Hermione'nin ne kadar karşı çıkacağını bilse de yinede kalkıp onun yanına gitti. Hemen diz çöktü ve Hermione'nin ellerini tuttu.

- Hermione iyi misin? diyerek fısıldadı Draco Malfoy.

Bunu duyunca Hermione başını eşine doğru kaldırdı. Göz göze geldiler. Draco'nun gözlerinde ki üzüntüyü ve endişeyi görebiliyordu. Fark edilmeyecek de değildi... Aslında Hermione onun içinde üzülüyordu. Bütün bunları geride bırakmıştı fakat bunlar yaşanınca kendisi ondan uzak durmaya çalıştı. Doğru mu yapmıştı? Kendisi de bunu aslında bilmiyordu. Tek bildiği şu an Draco'ya üzülmesi. Çok endişeleniyordu... Eşinin sorusuna cevap olarak, Hermione sadece başını salladı. Fakat Draco buna inanmadı. İnanmak istemiyordu. Ona göre Hermione şu an gerçeği söylemediyordu. O esnada yanlarına Scorpius Malfoy geldi.

- Gerçeği gizlemeye çalışıyorsun fakat bunu bir türlü beceremiyorsun Hermione. Ellerin yanıyor.. Terliyorsun... Bunlara rağmende titriyorsun..

Kurucular orada neler olduğunu merak etmeye başlamışlardı. Tam Malfoy ailesinin yanlarına gidecekleri ki onları Godric Gryffondor durdurdu.

- Aile meselesi olduğu kesin. Onları bence ailece bıraksak daha iyi olur...

Salazar buna karşı pek fazla anlayışlı olmasada Rowena'yı ve Helga'yı takip etmeye karar verdiler. Zoruna gitse bile, Godric aslında haklıydı. Onlar sonucta bir aile. Bazen beraber ve tek olmaları gerekiyor.

- Sadece üşüttüm Draco...

- Hayır üşütmedi söyledi Scorpius fısıldayarak. Belli ki annem sana olanları anlatmak istemiyor fakat bunu ben şahsen doğru bulmuyorum.

- Scorpius söyleyebildi sadece Rose.

- Sol kolunda sorun var ekledi genç oğlan babasına bakarak.

Bunu duyan Draco Malfoy hemen endişelenmeye başladı. Bir sorun mu var? Hemde sol kolunda... Bellatrix Lestrange'in yıllar önce Hermione'ye yaptığı izi sol kolunda yer alıyordu. Draco daha fazla beklemeden Hermione'nin sol kolunu tuttu ve elbisesinde olan kol kısmını yukarıya doğru çekti. Önünde olduğu için kurucular bunu göremiyorlardı. Draco, eşinin koluna neler olduğunu anlamıyordu. Yıllar geçmesine rağmen bir şey olmamıştı. Neden şimdi? Neden burda?

- Bu nasıl oldu? sordu Draco Malfoy telaşlı bir şekilde.

- İrlanda'da. Mağarada cevap verdi sadece Hermione Granger Malfoy.

- Ve bunu ben sadece şimdi mi öğreniyorum? sinirlendi Draco dişlerini sıkarak ve fısıldayarak.

- Sırası değildi. Elementler var. Görevler var. Kehanet var..

- Hiç bir şey senden daha önemli değil Hermione! Bunu daha kaç kez söylemek zorunda kalacağım?

Hermione bir şey söyliyemedi. Draco'nun düşüncelerini biliyordu. Bundan dolayı ona bunun hakkında bir şey söylemek istemedi.

- Hiç iyi gözükmüyorsun.. Burdan çıkmamız lazım.. söylemeye devam etti Draco, elini Hermione'nin beline geçirerek.

Eşi titrediği için, Draco elini onun beline koymuştu ve farkına varmadan ovalamaya başladı. Hermione'yi ısıtmak istiyordu ama aslında boşunaydı. Hermione bilinmediği nedenden dolayı titriyordu ve ateşi vardı.

Rose annesinin bu durumuna karşı bir şeyler yapmak istiyordu. Akşam olmuştu bile. Kimsenin geleceği yoktu. Rose, gelenlerden bir ilaç bile isteyemezdi.. Daha fazla dayanamayarak ayağa kalktı ve zindanda yürümeye başladı. Düşünmesi lazımdı... Zindanları gözetleyen iki asker vardı. Çantaları yerdeydi. İkinci askerin yanında.. O biraz mesafeliydi... Düşünmeye devam ediyordu. Elbette bir yolu vardı... Burdan çıkmaları gerekiyor. Annesi burda daha fazla dayanamaz... Rose Malfoy aniden durakladı. Aklına bir şey gelmişti.. Evet olabilirdi... Bunu belki yapabilirdi. Hemen Helga Hufflepuff'un yanına gitti ve ona birkaç soru sormaya başladı. Helga bütün bunlara karşı olumlu bakıyordu. Hatta daha önce neden bunu düşünmediğini merak ediyordu. Rose haklıydı. Bu tamamen yapılabilirdi.. Genç kız heyecanlı bir şekilde ailesinin yanına gitti ve onlara düşündükleri hakkında her şeyi anlattı. Helga'nın da buna destek verdiğini de açıklamıştı.

- Bunu niye daha önce düşünemedik... söyledi Scorpius.

- Bende anlamıyorum diyerek karşılık verdi Rose. Bu daha önce yapılamadı, ellerimiz bağlıydı diye. Fakat artık bu mümkün..

Draco şu an kızından gurur duyuyordu. Rose da akıllı tabii kide ama bunu nedense herkes Scorpius Malfoy'dan beklemişti. Yada Hermione'den. Fakat Hermione'nin bunları düşünecek durumda değildi.. Rowena da aynı. Lothaire'i o kadar düşünüyordu ki, tam olarak buna odaklanamamıştı.

- Şimdi benim anlatacaklarımı dikkatlice dinle ve her dediğimi harfiyle yap.. fısıldadı Helga Hufflepuff askerlerin duymaması için..

Rose Malfoy bulundukları zindanın kapıları önündeydi. Herkes ona dikkatlice bakıyordu. Umut dolu bakışlarla. Genç kız gözlerini kapadı. Helga tam yanında duruyordu. Diğerleri ise arkasında. Rose içinde ki toprak elementini hissedebiliyordu. Bunu başarması gerekiyor. Burdan çıkıp annesine faydalı bir iksir bulmaları lazım. Hava elementi ne sahip olup derhal bu ülkeyi terk etmeleri şart... Helga kulağına birkaç şey fısıldamaya başladı. Rose Malfoy bunları pür dikkatle dinliyordu. Sonunda Helga söyleyeceklerini bitirmişti.. Sıra demek ki artık onda. Genç kız ellerini kapıya ve askerlere doğru uzattı.  Yapmak istediğini hayal etti. Helga'ya göre tek yapması gereken buydu... Rose Malfoy, sarmaşık bitkisini hayal etmeye karar verdi. Bunu düşündükçe yavaş yavaş gözlerini açmaya başladı. Zindanın o buz yerinden sarmaşıklar çıkıyordu.

İki tane vardı. İkiside kalındılar. Sağlam olmaları şarttı... Rose bu bitkileri düşüncesiyle yönlendiriyordu. Hedefleri zindan dışında olan askerlerdi.. Bitkiler sonunda askerlerin ayakları etrafında yer alıyorlardı. Aniden ikiside askerlerin ayaklarının arasına geçtiler. Rose'un el hareketi nedeniyle sarmaşık bitkiler nöbet tutan askerleri düşürdüler. Yere düştüklerinde ise kafalarını vurarak, bayılmışlardı.

Rose kısık bir ses ile de olsa çığlık atmıştı. Scorpius hemen yanına gelmişti. Bu sevinci ikiz kardeşiyle yaşamak istiyordu. Hepsi umutlandı. Hemde çok...

- Rose çantalar lazım. Sarmaşık bitkilerini onlara doğru yönlendir diyerek tavsiye de bulundu Helga Hufflepuff.

Rose yine daha fazla beklemeden Helga'nın dediklerini harfiyle yaptı. Sonunda bitkiler sayesinde çantalar onlara ulaşmışlardı. Godric hemen çantasında olan asasını aldı ve zindanın kapısını açtı. Artık "yarı" özgür sayılıyorlardı... Çünkü daha bu kaleden çıkmaları gerekiyordu. Draco Malfoy hemen çantasını aldı ve içini aramaya başladı. Sonunda istediğine ulaşmıştı. Yara temizleme iksiri elindeydi. Hemen Hermione'nin yanına gitti ve kurucular fark etmeden hemen iksirde olan birkaç damlayı Hermione'nin yarasına döktü. Fayda etmesini o kadar çok istiyordu ki... Kalkmasına yardımcı oldu. Hermione ister istemez daha iyi olmaya başlıyordu. Bu iksirin etkileri hemen hissediliyordu. Güçlü kalması gerekiyor. Burdan çıkması lazım. Hepsi eşyalarını alarak zindanlardan çıktılar.

Sessizce koridorlarda yürüyorlardı. Bir asker ile karşılaştıklarında onları hemen bayıltıp bir kenara saklıyorlardı. Burdan sessiz bir şekilde ayrılmaları gerekiyordu. Cisimlenerek gidemezlerdi.. Hava elementin sınırları içindeydiler... Akşam olduğundan kale haliyle sakindi. Az kişi bulunuyordu. Çok asker olsa bile, ne fayda eder? Ellerinde arsaları vardı. Bu her şeye değerdi. Draco, Hermione'ye yardım ettiğinden dolayı, elinde asası olsa bile onu pek kullanmıyordu. Kalenin giriş kapısına doğru ilerliyorlardı. Orda askerler çoktu. Ortada bir kuyu vardı. Scorpius bunu görünce sevindi. Su... Elementini ilk defa bu şartlarda kullanacaktı. Genç oğlan hemen elini o kuyuya doğru uzattı ve istediğini hayal etti. Aniden kuyudan çok şiddetli bir şekilde su çıkmaya başladı. Suyun şiddetinden dolayı da kuyu patlamıştı. Askerler artık hiç bir şey göremiyorlardı. Patlama, su. Malfoy ailesi ve kurucular için kaçmak için tam zamanıydı. Karşılarında olan son askerleri etkisiz hale getirerek kapıyı açtılar ve kaçmaya başladılar. Hermione zonlansa da koşmaya gayret ediyordu.

Sonunda kale uzakta gözüküyordu. Kurucular ve Malfoy ailesi yinede koşmaya devam ediyorlardı. Rowena askerlerin onları yakalamaması için gerekli büyüleri kalenin etrafına yerleştirmişti. Askerler bir süreliğine kaleden çıkarmayacaklardı. Bu yönden çok rahat edecekler. Kimse artık peşlerinde olmayacak. Hava elementi birkaç saatlik yol mesafedeydi. Tek yapmaları gereken birkaç saat boyunca yürümek. Sonra Scorpius Malfoy'un gücünü alması..

Biraz koştuktan sonra bir derenin yanında durdular. Biraz dinlemeleri gerekiyordu. Hermione kendini daha iyi hissediyordu. Draco'nun verdiği iksir etkilerini göstermişti. Peki ne kadar süreliğine? Bir saat? Birkaç saat? Birkaç gün? Bilmiyordu ama şu an tek istediği dayanmaktı. En azından tüm elementlere sahip olduklarına kadar dayanması lazımdı. Tekrar iyi olmadığını hissetmezse o iksiri tekrar kullanacağını biliyordu. Daha fazla beklemeden tekrar yola koyulmuşlardı.. Üç saat yürüyüşten sonra Rowena Ravenclaw aniden durmuştu. Diğerleri de onun durduğunu gördüklerinde aynısını yaptılar. Karşılarında büyük bir hortum vardı.

- Bu hortumun burda olması normal mi? sordu Draco Malfoy aralarında ki sessizliğe son vererek.

- Normal diye cevap verdi Rowena.

- Peki niye burda olanlar bunda endişe duymuyorlar?

- Bu hortumu sadece büyücüler görebilir.

- Element burda.. söyledi Scorpius Malfoy.

- Emin misin Scorpius?

- Onu çok iyi hissediyorum...

- Evet hava elementi hortumun içinde. Onu gidip alman gerekecek Scorpius. Tek başına.

- Çok tehlikeli olabilir Rowena.. dedi Helga Hufflepuff.

- Evet tehlikeli olabilir fakat başka bir yöntemi yok.

- Hortumu etkisiz hale getirebiliriz belki diyerek teklifte bulundu Godric Gryffondor.

- Bu ne yazık ki mümkün değil. Hava elementini aldıktan sonra hortum kendiliğinden yok olacak. Biz her hangi bir şekilde buna müdahale edemeyiz..

- Konuşmanın belli ki anlamı yok. Gidiyorum... söyledi Scorpius emin bir ses tonu ile.

Nefesler tutulmuştu. Scorpius Malfoy karşısında ki hortuma rağmen kararlıydı. Baska çaresi mi vardı? Hayır. Bunu yapması gerekiyordu. Özellikle böyle bir durumda. Bu saatten sonra askerler onların peşlerinden gelmeye başlamışlardır. Bir an evvel bu ülkeden gitmeleri gerekiyordu..

- Şu ağacın kenarında bir süpürge var anlatmaya başladı Rowena Ravenclaw. Onu kullanabilirsin. Bu süpürge özellikle bunun için var. Uçarak hortumun içine girmeni tavsiye ediyorum. Orda olduğunda dengeni çok iyi sağla. Hortumun içinde olan rüzgar tehlikeli ve hızlı. Ayrıca hava elementi o hortumun içinde dönüyor. Sabit bir şekilde bir yerde beklemiyor. Görevde yer alan zorlukların arasında bu var..

Scorpius Malfoy buna karşılık ve anladığını göstermek için sadece başıyla onaylamıştı. Rowena bunu görünce süpürgeyi almak için ilerledi. Scorpius ise çantasını Rose'a verdi ve bir kenarda hazırlanmaya başladı. Annesi ve babası yanına geldi.

- Malfoy malikanesinde quidditch maçlarımızı hatırla. Hava elementini bir altın snitch gibi hayal et.

- Bundan hiç şüphe olmasın baba dedi Scorpius gülümseyerek.

Draco'da karşılık olarak oğluna baktı ve gülümsedi. Scorpius Malfoy'un başaracağından emindi. Hermione de oğluna baktı. Ona gülümsemek yakışıyordu. Görevi zordu fakat başarmak zorundaydı. Oğlu hırslıydı zaten. Hırsı ona muhakkak yardımcı olacaktır. Hermione Granger Malfoy dayanamadı ve oğluna sarıldı. Bunu yapmayı hep istemişti. Bu zor günlerde çocuklarının yanlarında olduğunu göstermek istiyordu... Hermione oğluna öyle sarılıyordu ki onu bırakmak istemiyordu. Scorpius de dayanamadı ve oda annesine sarılmaya karar verdi. İlk defa böyle bir anı yaşıyorlardır. İlk defa bu kadar içtendi. En azından kendi açısından.. Annesi mağarada acılara rağmen hiç bir şey belli etmemeye karar vermişti. Görevini tamamlaması için bir şey dememişti. Onu ayrıca korumak içinde bu yara ve lanet hakkında ona bir şey anlamamıştı.. Scorpius Malfoy için Hermione Granger Malfoy, dünyanın en vefalı ve en fedakar annesi. Sarılmayı bıraktıklarında, Hermione oğlunun gri/mavi gözlerine baktı ve fısıldayarak şunları söyledi:

- Kendine çok dikkat et.

Scorpius buna karşılık ne diyebilirdi ki? Dikkat edeceğini belirtmek için sadece başını salladı ve Rowena Ravenclaw'un uzattığı süpürgeyi aldı. Daha fazla burda beklemeden hemen uçtu. Hortumun başına kadar gitti. Dışarıda rüzgarı nedense hissetmiyordu. Hortumun içine dalmadan önce, içini uzaktan biraz incelemeye karar verdi. İlk önce hava elementini bulması gerekiyordu. En azından nerde olduğunu az çok bilerek, hortumun içinde hangi tarafa doğru uçacağına karar verir. Biraz gözlemledikten sonra, Scorpius Malfoy sonunda hava elementini fark edebilmişti. Rüzgarın hızından dolayı hortumun içinde uçuyordu. Daha fazla beklemeden Scorpius hortumla dalmaya karar verdi. Beklemekte fayda yoktu zaten, hatta sadece zaman kaybıydı... Genç oğlan derin bir nefes aldı ve süpürgesiyle hortumla girdi. Rüzgar öyle bir hızla dolaşıyordu ki, Scorpius girildiğinde dengesini kaybedecekti fakat son anda kendini toparlayabilmişti. Zorda olsa uçmaya gayret etti. Buna mecburdu. Devam etmesi gerekiyor. Pes edemez.. Hava elementini taşıyan taşı takip etmeye başladı. Aradan birkaç dakika geçmesine rağmen Scorpius hâlâ taşı yakalayamamıştı. Acele etmesi gerekiyordu. Bu kadar hızlı bir rüzgarın içinde nefes alıp vermesi ona zor geliyordu artık. Elini hep taşa doğru uzatıyordu. Belki bir umut diye. Yakalarım diye. Az kalmıştı. Scorpius son bir hamlede süpürgesini hızlandırdı, kolunu daha çok uzattı ve işte! Başarmıştı! Elinin içinde taşı hissediyordu.

Scorpius kendisiyle şu an gurur duyuyordu. Çünkü başarmıştı. Çünkü artık hem su elementi hemde hava elementi ona ait. Nefes alıp vermekte daha çok zorlamaya başladı. Hemen burdan çıkması lazımdı. Burda bir sz'iye daha fazla beklemeden, Scorpius hemen hortumun başına doğru ilerledi. Çıkışa doğru yaklaştıkça kendisini daha iyi hissediyordu. Daha iyi bir şekilde nefes alıp verebiliyordu ve sonunda hortumdan tamamen çıkmıştı. Kurucular ve Malfoy ailesi Scorpius'ün onlara doğru geldiğini gördüklerinde sevinmeye başladılar.

- Sonunda!! sevindi ikiz kardeşi Rose. Sonunda o iki elemente sahipsin..

- Aslında tam olarak hava elementine hâlâ sahip değilim. Onunla birleşmedim cevap verdi Scorpius.

- O zaman daha fazla beklemenin manası yok söyledi Godric Gryffondor.

Scorpius grubun cesur olanına baktı. Evet haklıydı. Beklemenin anlamı yoktu. Scorpius Malfoy elinde ki taşı kalbine doğru götürdü. Bunu fark eden Rowena ise hemen Latince sözler söylemeye başladı. Artık taş, kalbin üstündeydi. Herkese Scorpius Malfoy'a ve mavi taşa bakıyordu. Malfoy ailesi çok heyecanlıydı... Rowena Ravenclaw söylediklerinde ilerledikçe, Scorpius'ün tuttuğu mavi taş parlamaya başladı ve bir önceki elementte de olduğu gibi genç oğlan bedeninde bir şeyler hissetmeye başladı. Bu hisleri daha önce tatmıştı. Hava elementinin bedeninde dolaşmaya başladığını artık hissediyordu. Ve yine bir önce ki gibi Scorpius bileğinde de bir şeyler hissetmeye başladı. Bileğine baktığında, önceden olmayan fakat artık var olan bir dövme gördü. Su elementine ait olan sembolün yanında yeni bir dövmesi oluşmuştu. 

Bu sembolü daha önce bir yerde görmüştü. Rowena Ravenclaw elementleri anlatınca, bu sembolü çizmişti. Hava elementin sembolü artık bileğinde yer alıyordu. Sonsuza kadar.

Rowena'nın bir şey demesini beklemeden Scorpius Malfoy gözlerini kapadı ve hayal etmeye başladı. Yeni gücünü test etmek istiyordu. İstediğini hayal edince, Scorpius sağ elini hareketlendirdi ve aniden buz gibi olan bir rüzgar etraflarında döndü. Bu birkaç saniye boyunca sürdü. Genç oğlan gözlerini açınca o rüzgar tekrar aniden yok olmuştu.

Hermione ve Draco buna karşılık olarak gülümsüyorlardı. Scorpius çok yetenekli biri. Her şeyi kolaylıkla öğrenen ve asla pes etmeyenlerin arasında yer alıyordu.

- Siz burdan gidin! diye bağırdı bir kişi.

Ses uzaktan gelse bile duyuluyordu. Herkes birbirine baktı. Askerler arkalarındaydılar... Burdan derhal gitmeleri gerekiyordu. Bir saniye daha fazla beklemeden. Godric Gryffindor hemen elinde olan seçmen şapkayı ortaya uzattı. Herkes teker teker o şapkayı tuttu ve grup aniden oradan yok oldu. Tekrar ayakları yere bastıklarında, Godric hariç, nerede olduklarını anlayamıyorlardı. Cesur olan çantasında olan haritayı çıkarttı ve parmağıyla haritanın üzerinde çizdiği kırmızı işareti gösterdi ve yanındakilere baktı.

- Oğuz Yabgu Devleti'ne hoş geldiniz! seslendi Godric Gryffondor.

Bu bölümün sonuna da geldik 😬

Hermione dayanmaya çalışıyor... Peki nereye kadar?

Rose gücünü kullandı 😍 kaleden kaçmak için toprak elementini kullandı ve başardılar! 😌 Kimsenin aklına gelmeyen bir şeyi düşündü Rose.. Annesi o halde görünce, çaresiz kalmak istemedi. Bu şekilde kaçacaklarını tahmin edenler oldu mu bakayım? 😊😊

Scorpius'ün görevi hakkında ne düşündünüz? Açıkçası bunu daha önceden hiç düşünmemiştim, bu sabah geldi aklıma 😬

Ve sonunda Scorpius hava elementine sahip 😍 bunun mutluluğunu yaşıyorum şu an! Onun için her şey tamam. İki güce sahip artık. Sıra artık Rose'da ❤️

Ve son durak Oğuz Yabgu Devleti, yani bizim millet. Biz, biz. Gururlanalım 🇹🇷🇹🇷
Gelecek bölümler için neler istiyorsunuz? Bazılarınızı mutlu edebilirim 😌❤️

Yorumlarınızı dört gözle bekliyorum ❤️

Continue Reading

You'll Also Like

169K 12.8K 24
"Hadi her şeyi başa saralım, yavaşça Daha iyi hissedelim, evet, sonsuz olsun" Kolları arasından yavaşça sıyrıldım. Son kez baktım bir zamanlar hayat...
215K 8.8K 38
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!
812K 78.8K 35
endişelenmeyin bay kim, bayan kim sizi seviyor. #1vkook 15.04.23
406K 41.6K 61
Taehyung iki yıllık ilişkisini ayakta tutmaya o kadar odaklanmıştı ki yanı başındaki gerçek aşkını fark edememişti bile. |omegaverse| |omegatae&alfak...