20.bölüm - final

2.1K 52 0
                                    

(Alisanın arası ilk görüşü)

Babasının ve sevgili(!) psikiyatristi olan arasın her zaman yanında olmasından sıkılmıştı. Başında kapşonlusuyla sokakta geziniyordu. Ara sokaklar ıssızdı ama sessizdi.

O an gelen bir sesle yerinde durdu. Sesin oraya doğru ilerleyince bir kedi miyavlaması vardı. Hızla oraya koşturacakken ondan önce biri koşmuştu.

Aynı onum gibi kapşonlu giymiş biriydi. Hızla kediyi eline alıp etrafa bakınmıştı. Hızla duvarın arkasına sinmişti alisa.

Kapşonlu çocuk hızla koştururken peşinden ilerlemeye başladı. Nereye gittiğini anlamazken veteriner kliniği yazısıyla anlamıştı ne yaptığını.

Kedinin şimdi iyi olucağını düşünüyordu ama yine de merak etmişti. Küçükken yanında olan tek canlı annesi ve hayvanlardı.

Küçükken annesinin olmadığı bir gün evin bahçesinde bir kedi bulmuştu. Az önceki kedi gibiydi. Kar beyazı ve mavi gözlü. Az önceki kedi gibiydi. Minnacık ve çaresiz.

O gün kedinin mavi gözleriyle açlıktan ölmek üzere olan kediyi eve almıştı.

'Mutfaktan zar zor bulabildiği yiyeceklere baktı. Annesi şimdi burada olsa onu dövebilirdi çünkü annesinin verdiği zamanlarda verdiği kadar yeme hakkı vardı.

Hızla dolaptan annesi fark etmesin diye uğraşıp bir şeyler aldı. Hızla kediye verip birazda süt koydu.

Kedi yerken onu izlemeye başladı. Kedi açlıktan olsa gerek hemen bitirmişti.

-marea!

Sesiyle hızla kediye baktı. Annesi görürse onu öldürebilirdi. Hızla kediyi bahçe kapısından ittirip kapıyı kapadı.

-ne yapıyorsun burada?!

-hiçbir şey anne.

-hiçbir şey? Bu yiyecekler ne peki marea?! Odana çık! Cezalısın! Yarın ki eğlenceye kadar yemek yok sana!

Tabi ki eğlence olarak bahsettiği şeyin eğlence olmadığı açıktı. Sadece o eğleniyordu. En azından kediyi kurtardığımın umuduyla odama çıkmıştım.

Camımdan dışarı bakarak kediyi arıyordum. Ta ki annemi görene kadar.

Annesi ona gülerek baktı. Endişeyle annesine bakarken annesinin gülerek baktığı yere baktı. Bahçe duvarının üstünde duran ucu sivri demirlere bakınca gördü.

O sivri demirler kedinin kafasına ve gövdesine girip delik deşik etmişti onu. Annesi ise gülerek ona baktı ve ağzını oynatarak

-artık bahçemizde yeni bir süs oldu.

Dedi.'

O günden sonra o kedi hep orada durmuştu. Ta ki ceseti çürüyüp doğal yollarla gidene kadar.

Hızla başını sallayıp kendine geldi. Telefonu titriyordu. Efsa 5 kere, eylül abla 6, babası ise 1ü kere aramıştı. Babasına iyiyim diye mesaj atarak veteriner kliniğine ilerledi.

Kafası eğik bir şekilde içeri girdi. Orada duran şeylere bakıyormuş gibi davranarak içeri baktı. O kapşonlu çocuk bekleme yerlerinde bekliyordu.

Onun ilerisinde bir yere oturup beklemeye başladı. Arada başını çevirip inceliyordu.

-arat bey.

Doktorun sesiyle çocuk hızla kalkmıştı. Demek ki adı arattı.

-durumu nasıl doktor bey?

Dedi endişeyle çocuk.

-sizin sayenizde iyi. Erken getirmeseniz ölebilirdi. Açlıktan ölmek üzereymiş ve vücudunda çizikler, kırıklar vardı. 3 haftaya iyileşir ve kendine gelir.

O günden sonra 3 hafta boyunca ararı takip etmişti. Bu 3 haftada evini öğrenmişti. 2 ay sonra okula gitmeden önceki gece onu evinin balkonunda görmüştü ama bu sefer yüzü açıktı. İlk kez o zaman görmüştü. O kadar yakışıklıydı ki. Ama önemli olan kalbiydi. O yavru kediyi yanına almıştı. Onun sahipsiz olarak bu sokaklarda dolaşmasını istememişti. Hem kalbi hem kendisi güzel biriydi.

Normal Olmak (Tamamlandı) Where stories live. Discover now