7.bölüm

2.9K 116 0
                                    

-alisa sen ne diyorsun?

-efendim?

-ohoo efsa bu gitmiş. Diyoruz ki efsayla çıkışta bir kafeye falan gidelim.

-bilmem.

-hadi alisa ya.

-tamam ama fazla duramam.

-olur. Sen ne diyorsun arat?

-olur.

*nasıl olsa alisa da geliyor.* diye devamını aklından geçirdi.

Okul çıkışı hepsi bir arada kafeye doğru ilerlemeye başladı. Kafeye girince bir masaya geçip oturdular.

Kafeden ses gelmeyince 4 lü etrafa baktılar. Herkesin gözü onlarda, özellikle alisaydaydı. Arat Kaşlarını çatarken bir çocuk gelip

-sen gerçek misin? Çok güzelsin.

Diyerek yanağına dokunacakken arat hızla elini tutup

-gerçek. Dokunma şimdi.

Dedi. Efsa endişeyle alisaya bakarken alisa etraftaki insanlara baktı. Efsaya bakıp

-dayanamıyorum. Babamın çağırdığını söyle.

Diyerek hızla Kafeden çıktı. Arat tam ayağa kalkıcakken efsa kolunu tutup

-babam çağırdı onu. Bir dahakine tekrar geliriz.

Arat anladım der gibi başını sallayıp yerine oturdu. Şimdi herkes kendi işine dönmüştü.

-cidden alisa çok güzel. Her yerde dikkat çekiyor.

-öyle. İlk gördüğümde gerçek mi demiştim. Hastane yatağında bile çok güzeldi.

Arat ve yankı kaşlarını çattı. Arat ona merakla bakıp sordu.

-hastane yatağı mı? İlk onu hastane yatağında mı gördün? Neden?

Efsa hızla dediğini fark edip dişini ısırdı sertçe. İçinden kendine laf söylüyorken

-şeyy.... Kendisi.....

-evet kendisi?

Hızla aklına gelenle

-kendisi üşümüş ve hastaneye gitmiş.

-peki annesi?

-şey annesi yok. Yani öldü. O gün annesinin ölümünden rahatsız olmuş ve tek vasisi babam kalınca arandı.

-Allah rahmet eylesin.

Dedi ikiside. Üzülmüşlerdi. Annesiz büyümek ne demek bilmezlerdi ama anlayabilirlerdi.

Arat annesi olmadan ne yapardı bilmiyordu.

-ama üzülmeyin canım. Hadiyin bir şeyler yiyelim. Alisa anlarsa kızar bana.

Dedi efsa gülerek.

Alisa hızla kafeden çıkınca bir ara sokağa gitmişti. Derince nefes çekti. Hızla yalnız olacağı gitmeliydi.

Taksiyi arayıp biraz bekledi. Taksici gelince arabaya bindi.

-iyi misiniz?

Diyen adama bir şey diyemeden hızla çantasından ilacını çıkardı. Suyundan bir yudum alıp ilk ilacını içti.

-lütfen sessiz ve insan olmayan bir yere götürün beni. Yalnız olabileceğim.

Diyerek diğer kalan ilaçlarını da içmeye başladı. Adam onun haline bakıp ses etmeden ilerlemeye başladı.

Alisa telefonunu çıkarıp babasını aradı.

-alo baba?

-kızım ne oldu? İyi misin?

-iyiyim baba. Yalnız kalacağım bir yere gidiyorum. Bugün fazla insan arasında kaldım. İlaçlarımı içtim. Uyku hapımı da aldım. Ondan uyuyakalırsam endişelenme. Zaten zor uyuyorum.

-peki kızım. Dikkatli ol.

-peki baba.

Taksici onu dinleyip insan arasında durmanın onu o hale getirdiğini anlamıştı.

-bir şeyiniz mi var? İyi görünmüyorsunuz.

-iyiyim. Yani iyi olmaya çalışıyorum. Biraz hastalığım varda. İnsanlarla fazla kalmak iyi gelmiyor bana.

-bir travmanız filan mı var?

-hayır. Yani uzun süre annemden başka insan görmedim. Yaklaşık 11 yıl.

-11 mi?

Dedi şaşkınlıkla adam.

-evet. Annem yüzünden bu haldeyim. O ölünce babamın yanına geldim. Hala alışmaya çalışıyorum.

-peki uyumaktan bahsettin kızım. Bir şey olmasın.

-sanmam. Uyku sorunlarım da var. Travmadan beri uyuyamıyorum. Uyku ilacı bile bazen etki etmiyor. En son doğru dürüst 5 yaşımda uyudum.

-5 yaşında mı? Ne yaşadın ki o kadar?

O sırada adam ıssız bir deniz kenarında durmuştu. Kız kapıdan inip kumlara doğru yürümeye başladı.

Yaşlı adam da kızın arkasından ilerledi. İkisi biraz arayla yan yana oturdu. Derin nefes alıp kendini geriye attı ve kumlara uzandı.

-uyuyakaldım. Yanlışıkla uyuyakaldım ve o öldü.

-kim?

-kardeşim. Annemin karnında daha bebek olan kardeşim. Annem hamileymiş. Ben uyuyakalınca engelleyemedim.

-senin uyumanla ne alakası var?

-Her gün annem bahçede otururdu. Ben de onu uyutup uyandırırdım zamanı gelince. Ama o gün uyuyakaldım ve kardeşim soğuktan ölmüş. Annem uyuyamadığı için ilaç alıyordu. Benim yüzümden oldu. O günden beri normal şekilde uyuyamadım. İlaçlar, iğneler ve dahası. Artık onlarda fayda etmiyor.

Adam onu dinliyordu. İkisi birlikte o gün dertleşmişlerdi. Yaşlı adam bu genç kızı dinledikçe kendi dertlerini bile unutmuştu. Onun ki dert değildi ki bu kızınkiler yanında. Onun tek ve en büyük derdi sevgili karısının ölümüydü.

Normal Olmak (Tamamlandı) Där berättelser lever. Upptäck nu