YARDIM

2.4K 223 126
                                    

Oy ve yorum lütfeeen!
İyi okumalar...
💋

"İyimisin?"

"Kesinlikle."

Yasin ofisten çıkarken kapıyı da ardından örtmeyi ihmal etmemişti.

Yasin'in sorusuna olumlu cevap vermiş olmasına karşın hayır, iyi değildi.

Sürekli düşüncelere dalmaktan bezmişti, aklını kurcalayıp duran Kamber de cabasıydı.

O soruyu ilk sorduğu an öylesine şaşırmıştı ki, ilk bir kaç dakika tek kelam dahi edememişti.

Sonrasında celallenerek üzerine yürümüştü Kamber'in, 'ne diyorsunuz siz?' diye.

Ancak bunu ona yaptıran, öfke, kızgınlık veyahut tiksinti değildi, utançtı. Masum bir, oğlan çocuğu gibi utanmıştı Kuzey.

Kulaklarında, other people yankılanırken havaya girmemek için kendini öylesine sıkmıştı ki, bu ancak, Kamber' in ona başka bir şeyi kastettiğini açıklamasıyla son bulmuştu.

İçinde gizlenen bir miktar utancın yanında, hayalkırıklığı da yerini almıştı.

Çekimine karşı koyamıyordu.

Kusursuzdu bir kere. İnsan, her bir detayında parmaklarını gezdirmek ve keşfetmek istiyordu.

Kabullenme aşamasını geçmişti bile.

Ancak aptal değildi, bir şeyler döndüğünü anlayabiliyordu, bu yüzden bırakamazdı ya kendini ona.

Ona olan ilgisinin, gözlerini kör eylemesine müsaade edemezdi...

Aniden odada kopan kırılma sesiyle korkuyla nefesi kesildi.
Hızla masasının altına sığınırken, yere düşen cam parçaları her yere dağılmıştı.

İrileşmiş gözlerle bir süre olduğu yerde durmuş, hemen sonra da ortamdaki sessizliği fırsat bilerek saklandığı yerden çıkmıştı.

Hafif eğilmiş bir pozisyonda dururken, yaprak misali titreyen eliyle, dağılıp alnına düşmüş saç tutamlarını geriye atmıştı.

Neler oluyordu?

Gözleri cam parçaları üzerinde gezine dursun, bir şey fark etmişti Kuzey.

Yerdeki beyaz cisme uzanıp almış ve bunun taşa sarılmış bir kağıt parçası olduğunu görmüştü.

Anlaşılan birileri onunla uğraşıyordu.

Açıp okuduğu notta şunlar sıralanmıştı,

'Güçlü zorbalık, oturt sapasağlam temellerini:
İyiliğin yüreği yok sana karşı durmaya.
Yap yapacağın kötülüğü:
Her hak senin artık.'

Sinirle dişlerini sıkarken, birinin kafasına gelebileceğini umursamadan, iri taşı camdan aşağı fırlatmıştı.

Onunla uğraşıyordu işte!

Hastalıklı bir zihnin hedefi olmak isteyeceği son şey değildi.

Koltuğuna çökerken düşündü,

Kamber öğrendiği taktirde kesin olarak, geri dönüşü olmaksızın görevden alınırdı, ona söyleyemezdi.

Polisler ise...

Onlar bir avuç işe yaramazdı. Hem Kamber'in de kulağına gidebilirdi ve evet sonuç yine değişmezdi.

Kafasında kırk tilki dolanıp duruyor, hiç birinin kuyruğu da bir diğerine değmiyordu.

Kafasında yanan ampül ise onların dağılmasına neden olmuştu.

Tabii ya! Kürşad ona yardımcı olabilirdi. Rehbere girip adını tıkladı. Üçüncü çalışta açılan telefonla derin bir nefes aldı.

"Alo, Kuzey?"

"A- alo merhaba."

"Sen iyi misin? Sesin bir tuhaf geliyor."

"Aslında pek iyi sayılmam. Görüşebilirmiyiz? Anlatmam gereken şeyler var."

"Tabii, çıkıyorum şimdi merkezden, nereye geleyim."

"Geçen sefer karşılaştığımız mekan uygun mu?"

"Olmaz olur mu, geliyorum hemen."

Ardından telefon kapanmıştı.

'harika," diye düşündü, 'bir sen eksiktin!' Bu çatkapı migren, bir gün onu öldürecekti. Harika zamanlama(!)...

🌈🏳️‍🌈🌈🏳️‍🌈🌈🏳️‍🌈🌈🏳️‍🌈🌈🏳️‍🌈🌈🏳️‍🌈🌈🏳️‍🌈

Karşısındaki sandalye çekilmiş, Kürşad yerine yerleşmişti.

"Selam."

"Selam. Geldiğin için sağol, işinden ettim seni de."

"Ne olacak canım, dost değilmiyiz? Tüm gün, merkezdeki durulmak bilmez, gürültü kirliliğine katlanmaktan iyidir. Can simidi oldun bana."

Kafasını aşağı yukarı sallayarak, zoraki gülümsedi Kuzey, bir an evvel konuya girmek istiyordu.

"Sanırım başım belada."

Yüzündeki tebessüm kaybolurken, ciddiyetle baktı Kürşad,

"Ne oldu?"

Cebinden çıkardığı kağıdı, masaya koydu.

Karşısındaki kağıt parçasını, önüne çekip araladı,

Anlamsız bakışları Kuzey'i buldu.

Kuzey, sormasına bırakmadan açıklamaya girişmişti bile,
"Kesik penis cinayetinin son kurbanından da böyle bir not çıktı, ve bugün de biri bu notu taşa sarıp ofisimin, camını penceresini indirdi."

Kaşları çatıldı, "iyi ama neden? Niye seninle uğraşıyor ki. Geçen sefer de evine ceset bırakmıştı."

Kafasını iki yana salladı Kuzey,

"Bilmiyorum. Sanırım olayların üzerine çok fazla düştüğümü öğrendi."

"İlk önce merkeze gidelim, ifadeyi falan hallettikten sonra, savcıyla bir görüşme yapalım."

"Hayır, olmaz!" Telaşla öne atılıp kolunu tutan adama şaşkınlıkla baktı Kürşad.

Ani tepkisi karşısında utançla geri çekilen Kuzey, açıklamaya girişti.

"Savcının haberi olmasın lütfen, görevden alınmak istemiyorum, o işe yaramaz ekibe gitmenin de bana pek bir katkısı olmayacaktır."

"Ne yapmayı düşünüyorsun öyleyse?"

"Ben değil, sen yapacaksın. Bana yardım etmeni istiyorum. Birileri bu olayın üzerini kapatmaya çalışıyor, bunu anlamamak için aptal olmak gerek."

Kaşları havalanan Kürşad alayla sordu, "ne yani katili beraber mi yakalayacağız."

Kuzey'in ciddi ifadesi ile dumura uğramıştı, "ciddi olamazsın..."

"Ciddiyim. Yardım edecek misin?"

Beş dakika boyunca masayı esir almış, boğucu sessizlik sonrası konuştu Kürşad,

"Edeceğim."

*Macbeth

Holaaaa aşklarım hola!
💜
Öncelikle şunu söyleyeyim, bu aynı zamanda polisiye bir kitap olduğundan, her seferinde Kuzey-Kamber yazamam.

Ayrıca katil Kamber diye basit de düşünmeyin.

Ve sonraki bölüm Kamber+Kuzey+Olay'lı bir bölüm olacak.
Tabi itlik yapmazsam mdelldjfld

Kendinize iyi bakın,
HOŞÇAKALIN!!!



TABİP (BXB)Where stories live. Discover now