TABİP (BXB)

KARŞILAŞMA

Üzerine siyah dar paça pantolon, hardal rengi bir bir gömlek ve deri ceket geçirerek aynadaki görüntüsünü inceledi kuzey.

Telefon ve ev anahtarını alırken lacivert bir bere geçirdi kafasına.

Siyah postallarını giyerek evden çıkmış ve kapıyı da ardından bir kaç defa kilitlemişti.

Asansörü es geçip merdivenlerden hızlı hızlı indi.

Otoparka vardığında arabasına atlayarak yola koyuldu.

Genel olarak bir başına takıldığından kitaplar en iyi arkadaşları olmuştu, kalabalıklar içindeki yalnızlığına.

Arabayı caddenin karşısına park ederek, bir hiddetlenip bir sakinleşen rüzgara adım attı.

Evde olmadığı bir vakitte gelen ve kimse olmadığı için gerisin geri götürülen kargosunu almak için erkenden kalkıp gelmişti.
(Hıhı tabi kesin kapıyı çalmışlardır amına kodumun kargocuları. Az süründürmüyolar insanı! Neyse, sakinim... dewamke)

Orta boy bir kolide tutulan kitaplarını kucaklayarak arabasının bagajına koymuştu.

O kadar çok kitap almıştı ki hepsini okumak oldukça zamanını alacaktı.

İnternetteki ucuzluk kampanyasına dayanamayıp, 3, 5 ve 10 liralık kitaplara adeta saldırmıştı.

Bunlar genelde son bir kaç tane kalmış veyahut da pek satışı olmayan kitaplardı, bazen de basımının üzerinden uzun zaman geçmiş olanlardı.

Bu gün işlerini asistanına devretmişti. Önemli bir şey olmadıkça veya kayıplarda olan altıncı kurban ile alakalı herhangi bir gelişme haricinde kendisini aramamasını tembihlemişti.

Arabasına atlayarak kalan ufak tefek işlerini de hallederek bir şeyler atıştırmaya karar verdi.

Kahvaltısını yedikten hemen sonra ödemesini yaparak saatine kısa bir göz attı.

Savcı ile görüşmesine az bir vakit kalmıştı.

Acele ederek adalet sarayının yolunu tuttu.

Arabayı park ederek binaya seri adımlarla yürüdü.

Kalabalık ve adım seslerinin yankılandığı, insanların arasından sıyrılıp, merdivenleri tırmandı.

Tedirginlik dalga dalga vücuduna dağılıp, bedenine hükmederken boynundaki hayali urgan her saniye sıkılaşıyordu.

Ne diyecek, ne yapacaktı? En önemlisi de nasıl davranacaktı?

Önünde durduğu kapının sağ üst tarafında yazan isme baktı,

Cumhuriyet başsavcısı;
Kamber TAN

Sertçe yutkunurken kapıyı tıklattı, erkeksi ve bariton bir ses onay verince, derin bir nefes alarak kolu indirdi ve içeri girdi.

Gördüğü kafası önüne eğik adam ile beraber dumura uğrayan Kuzey, karşısında duran adama şaşkınlık ve az biraz da hayranlıkla baktı.

Genç olmasının yanı sıra böylesine yakışıklı birini hayal edememişti.

Kapıda öylece dikildiğinin farkına, savcı başını önündeki işlerden kaldırarak iri ve masmavi gözlerini donukça genç adama diktiğinde fark edebilmişti.

"Evet?" diye sordu mesafeli vede sert bir üslup ile.

Kendine nihayetinde gelebildiğinde, beyni içinde bulunduğu anı kavramakta gecikmemişti.