11: ❝Premier Pas❞

4.3K 598 548
                                    

🎼|Conan Gray - Heather|

■■■■■■■

Merhaba!

Her şey yolunda mı?

Herkesi tenzih ederek bir şey söylemek isterim. Evet bir hikaye okurken, ânın büyüsünü bozup yorum yapmak, ya da oy vermek sıkıcı bir eylemdir, sizleri gayet iyi anlıyorum. Ancak bilmenizi isterim ki, bu platform bir yazarın basılmış bir kitabını satın almaktan çok uzak. Burada desteğinizi ve ilginizi görebilmem için oylarınıza ve yorumlarınıza ihtiyacım var. Hayalet okuyuculara sesleniyorum. Mezun bir öğrenci aynı zamanda, hukuk fakültesine hazırlanan biri olarak, en yoğun dönemlerimi yaşarken, sizlere düzenli bölüm yetiştirmeye çalışıyorum. Sizlerde benim gösterdiğim emeği bana gösterirseniz, buralara daha sık uğramama, ekstra bir çabayla sizlere sunmama sebep olursunuz. Buraya kadar okuduysanız ne mutlu.

Teşekkür ediyorum efenim. Başlayalım.

Sizi seviyorum.

.......

Dışarıdan görünen hayatım, herkesin imrendiği, hatta yaşamak için bir çok insanın kuyruğa dizilebileceği, suyun tamamen berrak sanıldığı bir yaşam tarzı görüntüsü veriyordu. İyi bir işim, kariyerim, akademik başarılarım, şanım, standart üstünde görülen fiziksel özelliklerim, kaliteli bir çevrem ve engin hayat felsefelerim vardı.

Yani dışarıdan sanılan buydu.

Birçoğuna katılıyorum, akademik anlamda gelişmiş olsamda, doyumsuzluğum hep bir fazlasını istediğinden, araştırmayı, okumayı sever, bunu yaparken de oldukça zevk alırdım. Kariyerim ve işime olan saygımı, beraberinde birikimlerimi göz ardı edemez, öyle ki bu zamana dek elime geçen tüm davaları çözüme kavuştururken, kendime ait sistematiğim, araştırma sürecim, çözüm odaklı oluşumla düzeneğin sırasını bozmadan tamamlardım.

Fakat bu sadece işimde böyle ilerliyordu, bu düzeni hiçbir zaman hayatıma uygulayamadım.

Hatta kendi hayatım bile yok denilebilirdi, çok yoğun çalışan bir insandım, gezmeyi sevmez hatta gezmeyi vakit kaybından sayardım. Çok kez bu konuda Jimin tarafından yargılansamda, onlara hoş gelen hiçbir şey bana hoş gelmiyordu. Kızlar, para, müzik, kahkaha, alkol... bunların hepsi gereksiz ve şahsıma çok uzaktı.

Hayatımı her daim sakin yürütmek önceliğimken, bu ne zaman değişirse önlem alır, eski dinginliğime dönmek için, kendimi bir kaç günlüğüne izne çıkarırdım.

Fakat bu defa kullandığım izin, sakinleşmek için değilde sanki vahşileşmek içindi.

Sakin kalmayı denesem de hep bir patlak veriyor, olay üstüne olay çıkıyordu. Önce gelen mektup, arabamın çalınması, biri tarafından tehditlere maruz kalıyor olmam... düşününce bunlar benim için fazlasıyla uçuk şeylerdi.

En uçuğuda şu an duyduğum şeydi.

"Bu gece Seoul'e gideceğiz."

Bu şu an mümkün olamazdı, normal şartlarda belki imkanlıydı, ama bu durumda olamazdı. Jimin evden çıkmamı dahi istemezken, beni Seoul'e asla göndermezdi. Tehlikede olduğumu, ve bir süre bunu idare etmek için evde kalmam gerektiği konusunda benden söz almıştı. Kabul ettim, ettim çünkü haklıydı, çıkmam doğru değildi. Hoş zaten çıkasım da yoktu.

"Bay Kim?" dedi dalgınlığımın farkında gibi. "İyi misiniz?"

"İyiyim, sadece biraz ani oldu."

"Ani olan nedir?" Dedi tek kaşı derince kıvrılırken. "Siz ne gerekiyorsa yapalım dememiş miydiniz?"

Haklıydı. Ne gerekiyorsa yapacağıma onu bulacağıma söz vermiştim. Ama günler geçtikçe sanki bunun önemi azalıyor gibiydi. Ne zaman mektup konusu açılsa, başıma bir iş gelmeye başlamıştı ki, bu durumdan gerçekten bunalmıştım. Günlerdir onu uğraştırırken, hatta dakikalar önce bile isteğimi öne sürerken, anlık düşüncelerimin fikrimi değiştirdiğini, içinde bulunduğum olaydan ötürü şu an bunu yapamayacak olduğumu ve artık istemediğimi söyleyecek olmam, beni de küçük düşürürdü. Bu yolla anlatılmazdı belki ama aklıma da başka hiçbir şey gelmiyordu.

Epistle | TaekookWhere stories live. Discover now