26: ❝Je te Possède❞

3.9K 392 521
                                    

🎼|Tove Lo - Thousand Miles|

■■■■■■■

Merhaba, nasılsınız?

Her şey yolunda mı?

Benimle iletişime geçmek isteyen okurlarım vardı. İnanın bende sizlerle görüşmek ve sizleri daha yakından tanımayı çok isterim. Bundan ötürüdür ki, daha çok kişisel hesap bazında, sizlerle sohbet edebileceğim ve rahat iletişime geçebileceğim bir instagram hesabı açtım. Profilimdeki linklerden hem twitter hemde instagram hesaplarıma ulaşabilirsiniz. Takip etmek isteyenleriniz ya da ilgilenenleriniz varsa diye şuracığa ⤵️ bırakıyorum.

@nuitorenda

🗝 Elimden geldiğince isteklerinizi kabul edeceğim. Çekinmeden bana yazabilir, istediğiniz her konuda iletişime geçebilirsiniz. Birinizi ayırmam birinizden, şimdiden hepinize kokulu öpücükler.

Nacizane fikrim, medyadaki şarkıyı bütün bir bölüm boyunca sarıp sarıp dinleyin. Zaten bu şarkı ile ilgili hoş bir kısım var.

Hatta bir sır vereyim. Epistle'ın aklınıza gelebilecek her bölümünde bu şarkının emeği vardır. En az bir kez olsun açıp dinlemişimdir yazarken. Benim için bambaşka, ilerde aklınıza düşersek eğer, bizi bu şarkıyla hatırlayabilirsiniz. :)

Sizi Seviyorum.

Başlayalım.

.......

Jeon Jungkook; bir cennetin mayhoş şelalesine kana kana susamaktan farksızdı.

İçipte hissetmemekti doyduğunu, fazlasını versede tatmin olamamaktı. Koklasamda bir türlü sinemeyendi üstüme. Benim için Jeon Jungkook'u öpmek, asla bitmeyen bir serzenişti. Ve Tanrı şahit, yalpalanıp düşmek, hiç böyle tatmin etmemişti benliğimi.

Hayatımın en mühim gecesinin üstüne, onu kollarıma sarıp sabaha dek çektim içime. Gözüme girmedi tek gram uyku, tek zerre yorgunluk. Öptüm onu sabaha dek ağrılarından, omzunda taşıdığı kaç ton mısra varsa hepsini yazdım kendi satırlarıma. Tanrı'ya ona ana rahminde nefes verdiği için bile şükürler ettim.

Öyle filmleri andıran bir an değildi bizim için, ya da hiçbir romana konu olmazdı aşkımız. Kendi boğuk sularında nefessiz yaşamayı öğrenen iki gençtik biz. 'Seni seviyorum,' bayatlıklarından uzaktık. Biz sevgiyi bilmeyen iki fani, kendi doğrularımızla sevdik birbirimizi. Ve geriye kalan hiçbir sevgi, hiçbir gerçeklik umrumuzda değildi.

Düşünmedim desem yalan olurdu zira sabaha dek düşündüm. Bundan sonrası temiz bir defterin kirli yaprakları olmayacaktı. Çoktan vazgeçmiştik birçok şeyden, geride bıraktıklarımızdan. Belki yanlış bir tercih, acımasız bir seçimdi ama, düşeceksemde onunla düşecektim karanlığa. Ellerim onun avuçlarında olduktan sonra, bileklerimin incinmesi mühim değildi.

Bir yaş daha almak, belki de ilk defa yaşlı hissettirmiyordu. Akreple yelkovan kısa bir anlığına buluşup tuttuğunda nefesini, bir olmuştuk biz. Hayatımın sorusunu almıştım tarafından. Binlerce gülüşe, binlerce gözyaşına, binlerce acıya değecek türdendi. Üzerimize dökülürken gökyüzünden ufak tılsımlar, titreyen avuçlarımıza tutunduk biz. Kaç dakika ağlayıp akıttık ağrılarımızı meçhuldur zira ben artık nefes almayı bildiğimden emindim.

Mutluydum ben; yemin ederim.

O aptal kırmızı balonlarla edilen tüm gösterişleri teklifleri unutun. Jeon Jungkook dizlerinin sırılsıklam olmasını yeğeleyip çöktü bizim için. Etrafımızdan yükselen onlarca alkışa, yüzlerce gülen yüze, ıslıklara ya da çığlıklara ihtiyacımız yoktu. Biz birbirimizi acının çığlıklarından kurtarmışken, sessiz gözyaşlarımız yaşanan tüm bayağılıkların aksine, bizi hayata döndürendi.

Epistle | TaekookWhere stories live. Discover now