Mahşerin dört atlısı...

4.1K 212 40
                                    

MERYEMCE...

Hastanenin koridorunda Mahşerin dört atlısı bir aşağı bir yukarıya volta atarken başım dönmeye başlamıştı. Bedirhan abi Zümrüt'ün de doğurduğunu duyduğu için gülerek yanımıza gelmişti. Dördünün haline annem, yengemle gülmekten kendimizi alamıyorduk. Hazar abimle Mustafa'm yan yana, Bedirhan abim ile Baran abim yan yana karşılıklı volta atarken arada içeriden gelen Zümrüt'ün sesiyle oldukları yerde duruyorlardı. Babam ve amcam ile karşılıklı otururken artık dayanamamıştım. Derin bir nefes alıp;

"Yeter!! vallahi durun ya. Beynim döndü sıkıntıdan doğurmak hiç istemiyorum"

Dördü de hemen koltuklara oturunca babam ve amcam gülmüştü. Ben onlara bakarken gözüm anlık koridora takılınca Başak elinde serumu omzunda hırkasıyla yavaşça yanımıza geliyordu. Bedirhan onu görünce hemen elini tutmuştu. Bedirhan abimin yanına oturunca kaşlarımı çatarak;

"Kızım sen manyak mısın? yeni doğum yapmadın mı sen, çiçek teyzeyi bıraktın kızın yanına geldin dimi. Lohusasın sen kalk odana hemen"

"Ama abla Zümrüt'ün yanında olmak istiyordum"

"İnan hiç bu halimle üşenmem seni ayağımın altına alırım Başak kalk git"

"Abla "

"Başlatma ablana kalk"

Başak ağlamaklı yerinden kalkarken bende ayağa kalktım. Önümden geçerken iki elimle yüzünü avuç içime aldım. Anlından öptükten sonra gözlerine bakarak;

"Ablan ölsün yoluna başağım senin dinlenmen lazım. Bir kaç saat önce doğurdun ablam, nazara gelirsin hadi güzel kızım yavaş yavaş annen ve kızının yanına "

"Tamam ablam gidiyorum"

Başak giderken yanımdakiler bana bakıp tebessüm etmişlerdi. Yerime tam oturuyordum ki bir hemşire doğumhaneden Zümrüt'ün çığlık sesiyle çıkmıştı. Göz göze geldiğimizde nefes nefese;

"Meryemce hocam, Medine hocam bana yardıma gelsin diyor"

"Bana ne yaaa, benim branşım kalp, kalp cerrahım kızım ben ya"

"Şey hocam, aslında Zümrüt hanım Meryemce ablam gelsin dediği için"

"Tamam buket üzerimi değiştirip hemen geliyorum"

Hızla odama gidip üzerimdekileri çıkarıp, ameliyat kıyafetlerimi giyindim. Doğumhaneye girerken Baran abimle göz göze gelince;

"Git bir sigara iç, karının bir şeyi yok korktuğu için beni çağırdı. Bak kaynanan ve kayınbaban geliyor abim hadi sakin ol"

"Ne diyeyim, ne söyleyeyim sana be kızım"

Gülerek sürgülü kapının şifresini girip içeriye girdim. Zümrüt'ün yanına geçtiğimde gözlerindeki rahatlamayı görmüştüm. Yanına geçip anlındaki teri silerken kesik kesik konuşmaya başladı;

"Ab.abla kor.korku.korkuyorum"

"Korkma ablam, sakinleş güzelim. ıkın ve doğurmaya çalış ama önce sakinleş. Kendini iyi hisseder, sakinleşip mutlu olursan rahim kasların gevşeyecek hadi ablam. Düşünsene ne güzel, yakışıklı bir oğul olacak hadi ablam"

"Ablaaaaa!!"

"Korkma buradayım, hadi Zümrüt Medine cinnet geçirmeden doğur yoksa seni ben doğurtmak zorunda kalacağım. Hamile halimle inan yapamam"

Zümrüt gülerken gelen sancıyla Medine ' hadi güzelim son kez ıkın ' dediğinde son bir gayet bir ıkınmayla doğumhanenin içini gür bir ağlama sesi doldurdu. Medinenin elinde baş aşağı duran siyah saçlara sahip bir erkek bebek, junior Baran gelmişti. Medine göbek bağını kesip Zümrüt'ün göğsünün üzerine koyduğunda birden susmuştu. Zümrüt yarı açık gözleriyle baktıktan sonra tansiyonu düştüğü için bayılmıştı. Hemşire bebeği hastanenin yeşil örtüsüne sarıp benim kucağıma bırakmıştı. Doğumhaneden çıkmadan derin bir nefes çekip;

DELİ VE ASİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin