MİNA DİLA...
Babam ve annemler konaktan gittiklerinde sedirde oturan babaanneme koştum. Hemencik beni kucağına alıp sıkıca sarıldığında pamuk gibi yanağını öptüm. Babaannem saçlarımı severken ondan gelen tatlı sütlaç gibi kokusunu içime çekiyordum.
Babaannem yanındaki Ayşe babaannemle konuşurken birden masanın üzerindeki telsizden kardeşlerimin ağlama sesini duyunca babaannemin kucağından kalkıyordum ki sıkıca beni sarıp; 'Selvim gidin minik asilere bakın' dedi. Selvi yengem ve Leyloşum beraber annemlerin odasına giderken babaannem başımı öpüp saçlarımı sevmeye devam etti. Gözlerimi kapattığımda babaannem kulağıma sessizce; 'Yemek yiyeceğiz annem uyuma ' dediğinde başımı kaldırdım. Elimi pamuk gibi yanağına koyup;"Güzel babaannem"
"Güzel gözümün nuru"
"Sen beni ne güzel seviyorsun babaanne"
"Çünkü sen benim nazıyla, aklıyla, sevgisiyle bir tanecik kızımsın. Seni abilerinden, ablalarından ve kardeşlerinden daha çok seviyorum. Sen benim için her şeyden kıymetlisin"
"Sende benim için babaannem"
Babaannem sıkıca sarılıp göğsüne yasladığında bende ona sarılmaya uğraştım. Başımı hafif kaldırıp çenesini öptüğümde yanımıza dedem geldi. Saçlarımı sevip;
"Mina'm"
"Efendim dede"
"Hadi git ablanları abinleri aşağıya çağır gelsinler."
"Tamam dede"
Babaannemin kucağından yavaşça kayarak indiğimde Selvi yengem kucağında bir kardeşimle bana gülmüştü. Merdivenleri koşarak çıkarken dedem arkamdan yavaş diye bağırdığında hemen durdum. Basamakta durup aşağıya baktığımda bağıran dedem değil Baran amcam olduğunu anladım. Kaşları çatık parmağını sallarken başımı yana yatırıp güldüğümde o da bana gülmüştü. Arkamı dönüp yavaşça merdivenleri çıktım. Salonda oturan abimleri ve ablamları çağırırken Sinan abimin olmadığını fark ettim. Gül ablama sorduğumda odasında olduğunu söyledi. Salondan çıkıp abimin odasının önüne gittim. Kapısı kapalıydı. İki defa kapıyı çaldığımda ses gelmeyince geri dönüyordum ki kapı açıldı. Sinan abim hızla kapıyı açıp "Ne var " dediğinde bir adım geriye gidip başımı eğdiğimde abim yere eğilip elimi tutarak;
"Özür dilerim senin geldiğini anlamadım. Çok özür dilerim"
"Abi neye kızdın sen "
"Birine kızdım abim. Sen neden gelmiştin"
"Dedem yemeğe gelsin dedi"
"Tamam gideriz ama seninle konuşmak isteyen biri var önce onu arayalım mı"
"Kim o"
"Tabi ki nişanlın"
"Hadi, hadi arayalım"
Abim kenardaki sedire oturduğunda hemen yanına oturdum. Başımı koluna yasladığında abim görüntülü arıyordu. Bir defa, iki defa, üç defa çalmıştı ki Gülru'nun gülen yüzünü gördüm. Başımı kaldırıp;
"Gülru"
"Mina'm nasılsın prensesim"
"Ben çok iyiyim tatlım sen nasılsın"
"Bende iyiyim kelebeğim"
"Sen benimle konuşmak istemişsin, neden"
"Evet sana bir şey soracaktım"
"Sor Gülrucuğum"
"Sana hırka örecek Hatun annem, ne renk istersin"
"Ay hangi annen o"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİ VE ASİ
General FictionBazı aşklar ansızın çıkar Belki mutsuzken Belki ağlarken... Fakat mutlaka sizi kurtaracak gerçek aşkı tattıracak kalp gelir..... O aşk kalbe geldiğinde ne Asi olmanız fayda ne de deli olmanız.... "Allah'tan başkasından korkmam Mustafa Hamza Alibeyoğ...