Benim nadide çiçeğimsin...

4.8K 245 411
                                    

 Hu hu hu Ben geldim... :):):):):)

Sizi bekletmeden  yeni bölümle baş başa bırakıyorum... sizi seviyorum... Şimdiden hayırlı bayramlar....

MERYEMCE...

Karaca'yı gebertmemek için hışımla ayağa kalktığımda kocamla göz göze geldik. Bana başıyla gitmem için izin verince zaman kaybetmeden merdivenlerden mutfak avlusuna indim. Mutfağa girdiğimde genç çalışanlar iş yaparken büyük olan kadın köşede arkası kapıya dönük kahvesini içiyordu. Bir adım içeriye atmıştım ki kahvesini keyifle içen kadın;

"Bana bakın kimse Nazgül hanımımın sözünü ikiletmesin.  Hanım ağanın ne kadar kibirli bir kadın olduğunu gördünüz. Bütün ağa karılarının yanında hanımımı nasıl küçük düşürdü.  Derya yosması oturmamış kimse yemek yedirmedi.  "

Çalışan kızlar başlarını sallamak için arkasını dönmüşlerdi ki beni fark ettiler. Kadın kahve fincanını ters çevirip; 'Neyiniz var kız sizin' dedikten sonra oda arkasını döndü. Beni görünce hemen ayağa kalkıp;

"Hannnhannhanım ağam şeyy mmm yani"

"Az önce ne güzel konuşuyordun. Kekelemiyordun. Hadi  devam et"

"Siz beni yanlış anladınız hanım ağam yani"

"Ben gözümle gördüğüm aynı zamanda kulağımla duyduğumu hiç bir zaman yanlış anlamam. Sabahtan beri sizi takip ediyorum. Şu dakikadan sonra  ufacık hatanızda şuan bu mutfakta olanları bu mutfağa gömerim. "

Kadınlar bana korku dolu gözlerle bakarken bir anda hepsinin yüzüne bir rahatlama gelince arkamı döndüm. Nazgül hanım ağır adımlarla önüme geldi.  Elini beline koyarak;

"Benim hizmetlilerim benim konağımda özgürdürler.  Burası benim konağım ve sen benim konağıma karışamazsın.  Ben susuyorum kocandan korktuğum için susuyorum. Beni bir daha bütün ağaların önünde küçük düşürürsen yapacaklarımdan kork Meryemce hanım"

 Nazgül hanım konuşurken bir adım tezgaha geri adımlayarak büyük kasap bıçağını alıp bir anda duvara dayayarak bıçağı boğazına yasladım.  Mutfaktan yükselen çığlık sesleriyle;

"Kim korkuyor Nazgül veya kimin korkması lazım.  Senin dilin çok uzun ve ben seve seve bu dilini keserim. Hadsiz köpek. Benim sana yaptıklarım çok ufak şeyler. Sana öyle şeyler yaparım ki aklın almaz.  Ana kız siz ilk gördüğüm andan beri benim sabrımı sınıyorsunuz. Ben gözümü bir kapatırım ne sen nede kızın bu konakta olursunuz. Şimdi sakin sakin düğününüzü atlatın yoksa hepinizin nefesini keserim.  Mustafa Hamza ağanızın asiliği, azrailliği başka benim deliliğim apayrı. Benim ateşimle sakın ama sakın yanmayın."

Elimdeki bıçağı geriye çektiğimde Nazgül önümde korkudan yığıldı. Annesinin yanına gelen Karaca'nın bir anda saçlarından tutup yüzünü yüzüme yaklaştırıp; "Sen hiç ama hiç söz dinlemiyorsun oysa ben sana anneni uyar demiştim. " dedikten sonra başını önüne doğru itip kapıya doğru bir adım atmıştım ki kocam ile göz göze geldik.  Kocamın gözlerinde gördüğüm gururla yanından geçip mutfağın arka kapısından dışarıya çıktım. Konağın önüne doğru yürüyerek  korumaların yanına gittim. Eren önde diğerleri yanıma geldiğinde  hiç birine bakmadan elimdeki bıçağı  Eren'e uzatıp; "Temizle şunu parmak izi istemiyorum. Bu şerefsizlere belli olmaz." dedikten sonra konağın ön kapısından içeriye girdim.  Kadınların yanına yürürken  Belen hanım ayağa kalktığında  elimle geriye oturttum.  Hanımların ortasına sandalye koyup sağıma Belen hanımı, soluma Bekir ağanın karısı Reyhan hanımı bıraktım. Behçet ağanın gelinleri çay ikram ederken elimle istemiyorum dedim.  Hanımlar kendi arasında konuşurken  gözlerim avlunun sağ tarafında büyük masanın başında oturan kocamdaydı. 

DELİ VE ASİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin