Baba bırakma beni...

3.4K 200 46
                                    

MERYEMCE...

İki gün önce Mina'nın babamı sevmiyorum cümlesiyle, Mustafa Mina'ya aldığı ayıyı kapının kenarına koyarak odadan çıktı. Arkasından gitmek istedim fakat Mina'nın ağlayarak bacaklarıma sarılmasıyla olduğum yerde kaldım.

Bu iki gün boyunca geceleri de dahil kızımla aynı odayı paylaşıyorduk. Mina iki geceleri bir anda ateşleniyor, kabus görüyor, gözlerini açar açmaz çığlık çığlığa beni arıyordu. Gündüzleri peşimde ya hırkamı tutuyor yada elimi. Mina Mert'in dediği gibi koala mina olmuştu.

Mina'nın gece çığlıklarına saat başı herkes odamızı ziyaret ediyordu. Talha rahat uyusun diye Avşin ile aynı odada yatıyordu. Mina'nın beni bu şekilde zorlaması, üstüne hamileliğimin artık ağırlaşmasıyla sinirlenmeye başlamıştım. Dün gece Hazar abimin 'sen Talha'nın yatağına uzan ben bakarım dila' demesiyle Talha'nın yatağında değil de iki gündür Mina korkmasın iyice hastalanmasın diye Mina uyuduktan sonra konağa giren Kocamın yanına gitmek için odadan çıktım. Odanın kapısı açtığımda kocam ile yüz yüze gelmiştik. Elini yanağıma koymuştu ki Mina'nın çığlığı konağı inletti. Karnım el verdikçe hızla odaya çıktım. Odaya girdiğimde Mina ağlıyordu. Bir anda sinirle mina sus dediğimde Mina bir anda susmuştu. Yatağa yanına gidip oturduğumda Hazar abime dönerek teşekkür ederek odasına gitmesini söylemiştim. Hazar abim odadan çıktığında Mina iyice boynuma sinmişti.

Mustafa o günden sonra yemek yemiyordu. Mina onu gördüğü kısacık zamanlarda hemen arkama saklanıyordu. Kahvaltıda rahat yesin diye dün sabah günaydın ve afiyet olsun diyerek konaktan çıktığında üzülmek ve sinirlenmek arasında kaldığımda sanki nefesim kesilmişti. Bir anda gür bir sesle Sultan abladan su istediğim de herkes bana bakmıştı. Yanımda oturan Mina'ya baktığımda sessizce gözleri benden kahvaltı ediyordu.

Derin bir nefes alıp Mina'nın yatağından kalktığımda Mina'nın kahkaha sesleri avludan geliyordu iki gün sonra odadan çıktığımda gece gelen Mert Mina'yı havaya atıp tutuyordu. Avluya tamamen indiğimde herkes avludaydı. Kaderler kızlara yardım ederken, annemler Minayı izliyorlardı. Bir kaç adım attığımda Mert ile göz göze geldik. Mert, Minayı yere bırakıp, sarılmıştı. Bir adım geriye çekildiğinde;

"Ablam, nasılsın"

"İyi yeğeninle ilgilen"

"Olur bayan ateş ay abla"

Kaşlarımı iyice çatarak odama yürümüştüm. Odama girdiğimde Mustafa kütüphaneden kızını izliyordu. Başımdaki tülbenti koltuğa attığımda;

"Günaydın"

"Sana da"

"Meryemce"

"Ne var Mustafa, ne var"

Mustafa'ya bakmadan banyoya girmiştim. Üzerimi çıkarırken kapı iki defa çalındıktan sonra açılmıştı. Mustafa banyoya girdiğinde birbirimize dikkatle bakıyorduk. Mustafa derin bir nefes alıp;

"Yardım etmemi ister misin"

"Et Mustafa yalvarırım et bana yardım et"

Mustafa hızla kolların arasına alıp saçlarımı severken, burnunu saçlarıma dayamıştı. Derin nefesler alırken;

"Sakin gül güzeli, üzülme kurban olayım. Hatamı düzelteceğim söz veriyorum"

Mustafa'ya sadece kafamı sallamıştım. Ben duşa girdiğimde o çıkmıştı. Kısa bir duşun ardından odaya girdiğimde kıyafetlerim yatağın üzerindeydi. Ben tek olduğumu sanarak kıyafetlerimi giyindiğimde Mustafa kütüphaneden çıktı. Kravatını aynanın önünde düzeltirken, gömleği dikkatimi çekti. Gri gömleği ona hafif dar olurken, şuan gömlek bol duruyordu üzerinde. Derin bir nefes alıp odadan çıktım. Avluya çıktığımda yavaş yavaş herkes masaya geçiyordu. Mina beni görünce koşarak yanıma geldi. Onun için olan sandalyesine oturduğunda Mustafa da odamızdan çıkmıştı. Bize doğru yaklaşırken göz altındaki morlukları gün geçtikçe belli oluyordu. Masaya geldiğinde otursun diye beklerken, o ellerini sandalyesinin sırtına koyarak;

DELİ VE ASİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin