20. Bölüm

13.3K 1.4K 2.1K
                                    

"Haftada bir haber vereceğini biliyorum ama bunu hemen ertesi gün yapacağını düşünmemiştim Lix."

Felix sabahın erken saatlerinde polis binasına gelmişti ve şu an Jisung'un tam karşısında duruyordu. O kadar gergin bir tavrı vardı ki oturamamıştı bile.

"Dostum neden ayakta dikiliyorsun. Otursana. Bak şu halin beni endişelendiriyor. Bir şey mi oldu?"

"Oldu. Hayır yani olmadı. Jisung seninle acil konuşmam gerekiyor."

"Otur konuşalım öyleyse."

"Burada olmaz" dedi etrafına göz gezdirirken. Bir sürü polis vardı ve hepsi ikiliye bakıyordu.

Jisung derin bir nefes aldı yerinden kalkarken.

"Pekâlâ az ileride bir kafe var. Oraya gidip konuşalım."

Felix minnettar bir şekilde başını salladı.

"Ben biraz çıkıyorum"dedi Jisung hemen yan masadaki polise.

Adam başıyla onaylarken ikili çoktan ofisten çıkmıştı. Jisung sokakta yürürken saniye başı arkadaşına bakıyordu. Bir şeyler olduğu her hâlinden belliydi...

Kafeye girdiklerinde onları genç bir kız karşıladı. Ufak bir tebessüm ile boş olan masalardan birine geçerek peşlerinden gelen kızın siparişlerini almasını beklediler bir süre. Ve Felix kahveler masaya gelene kadar konuşmama kararı almıştı. Ama neyseki bu çok uzun sürmemişti.

Jisung kahvesini dudaklarına götürürken Felix'in konuşması için bakışlarını arkadaşına yöneltti.

"Sanırım malum konu hakkında konuşacaksın?"

"N...Nerden anladın?"diye panikle lafa girdi Felix .

"Çünkü kimsenin duymasını istemiyorsun."

"Bu sadece sana anlatabileceğim bir şey."

"Biliyorum!"

"Biliyor musun gerçekten?"

"Sen anlattın ya..."

"Daha anlatmadım ki?"

"Yah! Felix ne saçmalıyorsun?"

"Tamam kızma..."

Felix derin bir soluk aldı. Birinin derdine çare olmasını istiyordu ve o kişinin Jisung olduğuna adı kadar emindi.

"Şey... Bazen oluyor bu... Sürekli değil. Genelde bana çok yakın olduğunda. Nasıl desem sanki nabzım bir an da 70'den 150'ye falan çıkıyor. Hatta bazen kulaklarım yanıyor. Gözlerimi ondan alamıyorum, gibi... Neyse işte.. Jisung sence benim neyim var?"

Jisung bir an ağzındaki kahveyi dışarı püskürtecek gibi oldu ama neyseki zorda olsa yutmayı başarmıştı. Lâkin peş peşe gelen öksürükler rahatsız edici olmaya başlamıştı.

"İyi misin?"diye sordu Felix endişeli gözlerle  Jisung'a bakıyordu.

Jisung, masadaki peçete ile dudaklarını silerken Felix'e bir bakış attı. Arkadaşının yüzünde en ufak dalga geçiyormuş gibi bir ifade yoktu. Ciddi ciddi onun neyi olduğunu sormuştu.

"Felix... Seni çocukluğumuzdan beri tanıyorum ama ilk kez bu kadar aptal olduğuna şahit oluyorum sevgili dostum. Normalde çok zekisindir ve her şeyi çabuk kavrarsın. Ama sen bana gelmiş neyin olduğunu soruyorsun." Jisung gülmek ve ciddi olmak arasında ince bir çizgide konuşuyordu.

"Jisung bana kelime oyunu yapma. Zaten gerginim."

Uzanıp Felix'in elini tuttu Jisung.

"Sanırım neyin olduğunu biliyorum."

SILLAGE! [HyunLix]Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang