14. Bölüm

13.9K 1.4K 1K
                                    

Felix yatağına oturmuş bir şekilde güneşin yüzünü göstermesini bekliyordu. Böylece bu evden ayrılabilecekti.

Aslında tüm bu olanlara bir türlü anlam veremiyordu. Hyunjin sırrının açığa çıkması konusunda bu kadar titiz davranıp onu yanında tutarken, bir anda gitmesini söylemişti. Oysa Felix uzun süre bu evde kısılı kalacağına adı gibi emindi.

Basitçe bu evden ayrıldığı anda artık 2 hafta önceki Felix olmayacaktı. Çünkü artık insanlar, hayvanlar ve bitkiler dışında bu dünyada başka bir ırkın daha var olduğunu biliyor olacaktı. Ve bazıları çok iyiyken bazıları vahşi ve kötüydü.

"Öyleyse abime ve Jisung'a anlatabilirim. Hem... Kendimizi korumamız gerekiyor. O cinayetlerin sonu gelmeyecek gibi. Uyarmam lazım. En azından şimdilik en yakınımdakileri uyarmalıyım" diye söylendi az önce oturduğu yatağına uzanırken.

Sonra derin bir iç çekti. Bu evden giderken herkesin uyuyacak olması güzeldi. Gece ani bir karar ile kovulduğunu söylediğinde herkes şok olmuş gibi ona bakmıştı. Hatta Amy bile taze acısına rağmen sürekli neden kovulduğunu, gerekirse Hyunjin ile konuşabileceklerini söylemişti. Felix ise onlara, en az sizin kadar şaşkınım, demek istemişti ama yapamamıştı. Bu evin patronu Hyunjin'di. İster kovardı isterse sonsuza dek burada tutardı.

Felix pencereden dışarı baktığında hafif aydınlanan gökyüzü ile hareketlenmişti. Kısa süre bile olsa kaldığı odaya son kez göz atıp valiziyle birlikte çıktı. Koridor önünü görebilecek kadar aydınlık sayılırdı ama yinede yavaş yürüyordu. Ve ses çıkarmamaya özen gösteriyordu.

Hyunjin'in olduğu kata doğru baktı. Elbette çoktan yatmıştı.

Mümkün olan en sessiz adımları ile aşağı indi. Ufacık bir an tekrar etrafına baktı ve yavaşça kapıyı açtı ve dışarıya adımını attı. Kabul ediyordu, buradan gitmeyi çok istiyordu ama içinde tarif edemediği bir üzüntü vardı. Çünkü bu evde yaşayanlara çok alışmıştı.

Evin bahçesinden uzaklaşırken yürüyerek gidebileceği mesafeyi kafasında tartmaya başlamıştı. Kendi evine vardığında kesinlikle bitik bir durumda olacaktı.

"Neyse Felix biraz sık dişini, sonunda güzel bir uyku çekersin" dedi patikada yürümeye devam ederken.

                                 ●●●

Felix ne kadardır yürüdüğünü kestiremeyecek kadar yorgundu ama sonunda evinin önüne gelebilmişti. En sevindiği şey ise bugünün cumartesi olmasıydı. Böylece bolca dinlenebileceğini düşünüyordu.

Valizinin bir köşesine attığı ev anahtarını çıkarıp kapıyı açtı. Haftalar sonra buraya gelmek hem mutluluk verici hem de tuhaf hissetmesine neden olmuştu.

İçeri girip anahtarı bırakırken içeriden sesler geliyordu.

Minho olmalı, diye geçirdi aklından ayakkabılarını çıkarırken. Hatta burnuna harika yemek kokuları geliyordu.

Parmak uçlarında ilerleyip mutfağa yaklaştığında aniden karşısına çıkan Jisung ile korkmuştu.

"Yah Jisung senin kendi evin yok mu?"

"Felix!"diye boynuna atladı Jisung. O kadar çok sıkıyordu ki Felix bir an nefes alamamıştı.

"Beni görür görmez öldürmeye karar verdin herhalde" gülüyordu ama o da kollarını arkadaşına dolamıştı.

"Senin için endileşelenmeden edemedim"dedi kulağına fısıldarken.

"Sorun yok" teselli etti Felix geri çekilirken.

SILLAGE! [HyunLix]जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें