12. Bölüm

14K 1.5K 2.5K
                                    

"Ata mı bineceğiz yani?"diye sordu Felix şaşkın gözlerle bir Hyunjin'e bir de atlara bakarak.

"Evet neden?"

"Zengin değil misiniz? Neden bir arabanız yok?"

"Arabam yok demedim. Sadece ata binmek beni rahatlatır."

"Rahatlamaya mı ihtiyacınız var?"

"Herkes gibi..."

"Ama ben hayatımda hiç ata binmedim."

"O zaman evde kal."

"Ama gelmek istiyorum."

"O zaman ata bin." Hyunjin bu sohbetten ciddi anlamda sıkılmaya başlıyordu. Ama onun böyle cevaplar vermesi bir yandan da hoşuna gidiyordu.

Felix derin bir iç çekti. En azından deneyebilirdi.

"Nasıl binmem gerekiyor?"

"Şuraya basacaksın ve attan destek alarak kendini yukarı çekeceksin."

Felix atın yanında o kadar kısa kalıyordu ki binebileceğinden bile emin değildi. Bu adamın atı bile tuhaftı.

Birkaç kez denemesine rağmen her seferinde başarısız olmuştu. Ve Hyunjin sessizce onu izliyordu.

"Biraz yardım eder misiniz bay Hwang?"

Hyunjin dakikalardır bu komik manzarayı izlemeye o kadar dalmıştı ki ilk seferde Felix'i duymamıştı.

"Bay Hwang?"

"Vazgeçtim. Zaten en başından beri at ile Londra'nın merkezine gitmeye niyetim yoktu. Atları ahıra geri götürelim ve araba ile gidelim."

"Madem at ile gitmeyecektik neden bana dakikalardır işkence ediyorsunuz. "

"Oldukça komikti. Beni eğlendirdin."

"Bu kadar eğlenmek istiyorsanız bir sirke falan gidin!" Sonra ekledi "Ve ayrıca çok kötüsünüz!"

Hyunjin atları ahıra götürürken Felix yeniden "Çok kötüsünüz"diye seslenmişti arkasından.

Kısa süre sonra Hyunjin araba ile geri gelmiş ve tam önünde durmuştu.

Bunun üzerine Felix sessizce binmiş ve karanlık patikada yola koyulmuşlardı.

                                 ●●●

Hyunjin arabayı uygun bir yere çekince Felix beklemeden indi. Gereksiz bir şekilde heyecanlıydı.

"Neden buraya geldik?" Felix böyle söylemişti çünkü bu sokak Londra'nın en ıssız sokaklarından biriydi ve genelde kimse olmazdı. Hatta buraya ait olan tek şey şu an önünde durdukları eski ve boş olan binaydı.

"Çünkü burası benim iş yerim..."dedi Hyunjin Felix'in karanlıkta -neredeyse- parlayan yüzüne bakarak. Oysaki loş sokak lambaları etrafı anca aydınlatıyordu.

"İş yeriniz mi? Yani burası kumarhane mi? Bu harabe?"

Hyunjin omuz silkti "Evet."

Felix bir an benimle dalga mı geçiyor, diye bakabilmek adına aralarındaki mesafeyi kapamıştı.

Şimdi yüzleri çok yakındı ve dikkatle yüzünde 'seninle alay ediyorum' kırıntıları var mı, diye bakıyordu.

"Benimle dalga mı geçiyorsunuz bay Hwang?"

Hyunjin Felix'in damarlarında akan kana kulak verirken, burnuna dolan o tanıdık koku ile birkaç adım geriye gitti. Başı dönüyordu. Felix bu kadar yakınında durmamalıydı.

SILLAGE! [HyunLix]Where stories live. Discover now