Herkes yerine oturmuş,onu bekliyordu.Derin'in yanındaki yerini aldığı sırada Firuze Hanım,

"Hadi size afiyet olsun!Ben çıkıyorum,yarın sabah erkenden gelirim yine Sinâ Bey'im."

diyerek kapıdan çıkmış,herkes bir ağızdan

Güle güle,eline sağlık."

deyip onu yolcu etmişti.

Yalnız kaldıklarında Lâl,

"Hadi Derin'cim,tabağını uzat da pilav koyayım üzerine de kuru fasülye,ohhh misss!

diyerek servise başladı.Küçük kızın,

"Yaşasın Lâl abla,koy tabi!"

diye neşeyle şakımasına bakılırsa bu ikiliyi Amber gibi çok seviyor olmalıydı.

Herkes tabaklarını doldurup ayran eşliğinde yemeğe başlayınca,Amber içinde bulunduğu huzurlu ortam için şanslı hissetti kendini.

Görünüşe bakılırsa,halasının mesajında bahsettiği "yeni dostlukları" kurmaya başlamıştı yavaş yavaş.

İyi ki halasının sözünü dinleyip,Leyla hanım ve Ünal Bey'e emlakçi sormuştu.Onlar olmasa Lâl ve Çağrı'yla tanışamaz,dolayısıyla o kırmızı boyalı harika eve de yerleşemezdi.Başka bir deyişle,şu an yanında olan bu iyi yürekli insanlarla aynı masada oturuyor olamazdı.

Halası Nevin hanım,ondan yüzlerce kilometre uzaklıkta olmasına rağmen ona yine yardımcı olmuş,farkında bile olmadan yeni dostlar edinmesinin önünü açmıştı.

"İyi ki ona sahibim!"

diye düşünerek gülümsedi.Bu gülümseme ve gülümsemenin sonucunda ortaya çıkan gamzeler,Lâl'in dikkatini çekmişti.

"Ne oldu,neden gülümsüyorsun Amber?"

diye sordu neşeyle.Genç kadın düşüncelerinden sıyrılmış ve

"Hiç canım,tam bir tesadüf sonucu yolumun sizin gibi iyi insanlarla kesişmesini düşünüyordum sadece.Umarım bir gün ben de sizden biri olur,çekingenliğimi atarım."

diye cevaplamıştı soruyu.Lâl bu cevap karşısında kahkahalara boğulup,

"Sen aslında çoktan bizden biri oldun da,haberin yok canım."

deyince şaşırdı.

"Nasıl yani Lâl,ne yaptım ki?"

diye sorarken şaşkınlığı sesine yansımıştı.Çağrı araya girdi.

"Derin senin kucağına oturduğuna göre bu iş tamamdır Amber.Bizim cadı sevmediği,aileden kabul etmediği birinin kucağına asla oturmaz."

Bu sözleri duyan küçük kız hemen muzipçe göz kırpıp kıkırdayarak konuşmuştu.

"Aşk olsun ama Çağrı amca,ben cadı mıyım?"

"Hayır güzelim,sen cadı değilsin tabi.Olsan olsan tatlı cadı olursun,ama kabul et birini sevmediğin zaman da bu kadar tatlı olmuyorsun."

dediğinde Derin kıkırdamaya devam etti ve

"Neyse,tamam Çağrı amca.Anladım ben seni."

diye karşılık verdi.Herkes bu yanıt karışısında gülmeye başlamıştı.

Yemek neşeyle devam ediyor,Sinâ ara sıra diğer yanında oturan Amber'e bakmak isterken buluyordu kendini.Bu kadında ona çok tanıdık gelen bir şey vardı,ama ne olduğunu çözememişti bir türlü.

AMBERWhere stories live. Discover now