"Gülme kız gülme "

"Tamam sinirlenme eee hani daha kahve içmiyor musun "

"Anladım seni. İstemedin dimi çay"

" vayemın vallahi isteyemedim "

"Tamam gidiyorum demlemeye "

"Yok şimdi demleme yata-" 

Gülcan'ın sözünü odada üzerini değiştirip gelen  sevgili asi ağam kesti;

"Demle demle içelim sende kendine kahve yap gül güzeli"

"Tamam kalkıyorum "

.....

Onlar çaylarını içerken ben kahvemi içmiştim çoktan. Fakat Mustafa konuşurken arada onun çayından içiyordum. Gülcan bana bakıp gülüyordu. Biraz zaman sonra Gülcan gözleri Mustafa'da;

 " Meryemce sen gerçekten seviyorsun vayemın "

"O nereden çıktı " 

Mustafa'nın öksürmesiyle hemen cümlemi düzelttim.;

 "Yani nereden anladın"

" Sen Mert'in bardağından su bile içmezsin. Fakat deminden beri dikkat ediyorum da tam da eniştenin dudaklarının değdiği yerden içiyorsun çayı. Aynı peygamber efendimiz gibi "

" Gülcan sende ne göz var bacım yaaa"

" EEE hatırlatırım alanının en iyi cerrahıyım , gözler senin ki kadar iyi olmasa da " 

Ayağa kalkarak, Gülcan'ın yanına geçip;

"Hadi oradan hadi yatmaya yarın benim işim var"

Gülcan tavrıma alışkın olduğu için gülerken  Mustafa birden;

" Meryemce'mresmen kovdun kızı "

" Enişte bu ne ki, alışkınım ona"

Mustafa çayından son yudumunu içerken Gülcan;

" Meryemce bir şey soracağım ?"

"Sor Gülüm"

" Şu kartalla olan çocuğunuz ne oldu. Sende mi o adamda mı "

Ben  Gülcan'ın ne demek istediğini anlamıştım ama benim asi kocam bilmediği için bir hışımla kalkıp odamıza girdi. Ben onun hızına bakarken ne ara üzerini değiştirip dışarı çıktı anlamadım. Bana bakmadan biraz uzağımızda;

" Ben Hastaneye gidiyorum söylersin sabah babamlara, oradan şirkete geçerim " 

Konuşmama fırsat kalmadan o hızla kapıya doğru yürümeye başladı. Onun peşinden kapıya doğru  giderken Gülcan'a elimle keseceğim seni dedikten sonra koşarak peşine gittim. Kapının önünde kolunu tuttuğum da öyle bir baktı ki o an ölmek istedim. Kendimi saniyelik toplayarak;

" Mustafa Hamza yanlış an-" 

Mustafa sesinde korkunç bir sakinlikle;

"Kes sesini Meryemce ve içeri gir "

 Başımı eğdiğimde o arabaya binmişti bile. Mustafa giderken arkasından bakakalmıştım. Kulağıma Boranın sesi gelmişti; "Dönün önünüze , gelin ağam sizde içeri girin " Tam içeri giriyordum ki Boran;

 " Ağam nereye gideceğini dedi mi "

"Hastaneye dedi ne oldu ki "

" Tamam ağam , Bülent, ağamı takibi kesinler"

"Bir şey mi var "

"Yok ağam, siz içeri girin "

"Boran bak geçen gün ağanız da dedi. Bana ne olabilir "

DELİ VE ASİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin