twenty nine

2.8K 280 648
                                    

Louis sızlanarak yatakta Harry'ye doğru döndü. Alfa dudakları hafifçe aralık, bir eli omeganın saçlarında kalmış şekilde uyuyordu. Nefesleri düzenli ve yavaştı, omega onun oldukça yorgun olduğunu görebiliyordu. Muhtemelen kendisi yüzündendi çünkü hamileliği oldukça zor geçiyor, bu zorlu süreçte alfayı da yoruyordu.

Vücudu yeni bir sancıyla kasıldığında inleyerek bir elini şişkin karnına götürdü, işe yarayacağını düşünerek hafif hafif ovmaya başladı. Fakat bebekleri çok yaramazdı. Özellikle bu son aylarda hareketleri artmıştı, omega minik bedeniyl onları taşımakta bazen çok zorlanıyordu.

Yine o zamanlardan birindeydi. Ne kadar okşarsa okşasın geçmek bilmeyen sancısı gözlerinin dolmasına, ardından sessizce ağlamaya başlamasına neden oldu. Harry yeterince uykusuz olduğu için uyanmamasını istemiyordu, bu yüzden bir eliyle ağzını kapatıp hıçkırıklarını kesmeye çalıştı.

Fakat başarılı olamadı.

Alfanın gözleri Louis'nin minik hıçkırığından hemen sonra birden açıldı, yerinden hızla doğrulup eşinin üzerine doğru eğildi. "Lou, sorun ne? Yine mi sancın var?"

Louis belli belirsiz başını aşağı yukarı salladıktan sonra derin bir nefes verdi. Doğuma daha bir ay vardı ve bu sancının doğum sancısı olmadığını biliyordu. Şu an hissettiği belki ufak bir sancıydı ama daha fazla dayanamıyordu. Hamileliğinin bu kadar sancılı geçmesi canını sıkıyordu.

O ağlamaya devam ederken Harry onun bileğini nazikçe kavradı ve ağzını örtmekte olan elinin geriye çekilmesini sağladı. "Ah bebeğim, neden beni uyandırmıyorsun?"

Aslında omeganın onun uyanacağını bilmesi gerekirdi çünkü bugüne kadar ne zaman kötü hissetse, Harry de hep onunla aynı şeyleri hissetmişti. Bu eşlenmeden önce bile böyleydi.

"Benim yüzümden yeterince yorgunsun, uyanmanı istemedim."

Odada sanki uyuyan biri varmış gibi fısıldadığında bile sessiz sessiz ağlamaya devam etti. Bunun üzerine Harry'nin yüzünde şefkatli bir ifade hayat buldu, gözleri öyle güzel parladı ki Louis kalbinin titrediğini hissetti. Mühründe tatlı bir sızı oluştu, ardından alfanın dudakları oraya kapandı.

Harry, dudakları hâlâ Louis'nin boynundayken yatağa geri yattı ve bir elini onun karnına attı, yavaş yavaş okşamaya başladı. Bunun üzerine omega bebeklerin yavaş yavaş yatıştığını hissedince ellerini karnından çekip eşine iyice yer açtı. Neden çocukları Harry varken sakinleşiyorlardı da kendisi varken daha çok sancıya sebep oluyorlardı? Ağlamak istemese de hıçkırıklarını dindiremiyordu; iyi bir ebeveyn olamayacak olma korkusu doğum yaklaştıkça etrafını sarmalıyordu ve Louis, korkusunu yalnızca Harry'nin kolları arasındayken kaybedebiliyordu.

O düşüncelere dalmış iç çeke çeke ağlarken Harry'nin boştaki eli onu belinin altından kavradı, diğer eli hâlâ karnını okşuyordu. Saniyeler sonra omegası hafif hafif sakinleşmeye başlayınca geri çekildi, alnına düşmüş saçlarını nazikçe geri atıp yüzünün her tarafına küçük küçük öpücükler kondurdu.

"Doğuma çok az kaldı Lou, biliyorsun, biraz daha dayan."

Eşinin fısıltısı kulaklarına dolduğunda Louis iç çekmeye devam ederek başını iki yana salladı. Bu sancılara daha fazla dayanabileceğini sanmıyordu, dayanmak istemiyordu.

"Hiç kafanı iki yana sallama." Alfa gülümseyerek öpücüklerine ara verip eşinin saçlarını okşadı, bunun üzerine mavi gözler yavaşça kapandı. "Dayanabileceğini, ne kadar güçlü olduğunu ikimiz de biliyoruz."

Louis kaşlarını çatınca Harry yüzündeki tebessümü büyüterek onun dudaklarına kapandı. Dudaklarının birleşmesi omeganın karnındaki küçük kurtların yeniden hareketlenmesine neden olunca Louis yeniden acıyla inledi, bunun üzerine Harry geri çekilmek zorunda kaldı. Omegasının gözleri yine dolu dolu olmuştu.

sunflowers & kisses | l.s.Where stories live. Discover now