twenty

4.8K 411 1.2K
                                    

"Nereye gidiyoruz?"

Louis Harry'ye doğru dönüp konuştuğunda alfa her zamanki gibi yola bakmayı sürdürdü ve bir cevap vermedi. Sorusuna cevap alamamak omegayı sinirlendirirken kaşları hızla çatıldı.

"Sana diyorum Harry, nereye gidiyoruz?"

Alfa bir virajı sertçe geçerken sıktığı dişleri arasından konuştu. "Bu saçmalık fazla uzadı, her şeyin kilit noktasına gidiyoruz."

Louis'nin çatık kaşları mümkünmüş gibi biraz daha çatılırken alfanın neyden bahsettiğini tam olarak anlayamadı.

Araba tanıdık bir yerde durduğunda Louis, Harry'yi beklemeden hızlıca dışarı çıktı ve arabanın ön kısmından dolanıp alfanın kapısına doğru ilerlemeye başladı. Ondan birkaç salise sonra dışarı çıkmış olan alfa da arabanın önüne doğru ilerleyince ikisi kaputun tam önünde karşı karşıya kaldı.

"Niye geldik yine şu siktiğimin tarlasına?!"

Omega kendinden beklenilmeyecek şekilde konuştuğunda alfa bir elini onun ağzına kapattı. "Şş. Senin gibi tatlı bir omegaya hiç yakışıyor mu böyle laflar?"

Louis'nin kaşları sonuna kadar çatılırken hararetli hararetli bir şeyler söylemeye başladı. Fakat dudaklarını örten büyük el, söylediklerinin dış dünyayla boğuk ve anlaşılmaz bir şekilde buluşmasına neden oluyordu.

"Louis, şimdi elimi ağzından çekeceğim ve sen de susacaksın. Tamam mı?"

Alfanın ılımlı çıkan sesi omegayı sakinleştirirken susup başını aşağı yukarı salladı. Harry elini çektiğinde dudaklarının kupkuru olduğunu hissedip onları diliyle birkaç kez yaladı.

Alfanın koyu yeşile dönmüş gözlerinin odak noktası omeganın ıslanmaktan parlayan ince dudakları olurken sertçe yutkundu.

Anlam veremedikleri bir ağırlık hissi ikisinin de üzerine çökerken omega kendini öne doğru atmamak zar zor durmaya başladı.

Fakat alfa, omegası kadar güçlü değildi.

İçinde oluşan duygu patlamasına daha fazla dayanamadı ve başını aşağı doğru eğip dolgun dudaklarını omeganın incelerine bastırdı.

Louis anlık gelen öpücükle afalladığında bir elini kaputa yaslayıp dengede kalmaya çalıştı. Alfanın dudakları omeganın dudaklarıyla ıslanırken kollarıyla küçük bedeni sımsıkı sarmalayıp kendisine yapıştırmak istedi, fakat Louis'nin karşılık vermediğini fark edince hiçbir şey yapamadan korkuyla geri çekilmek zorunda kaldı.

"Ben... Üzgünüm. S-sen dudaklarını öyle yalayınca-"

Harry'nin boğuk sesiyle söylediklerini Louis'nin öpülmekten kızarmış dudakları böldü. Kollarını alfanın boynuna dolayınca alfa da onun belini sımsıkı sardı ve öpüşmeyi derinleştirdi.

Dudaklarının arasından içeri kayan dil Louis'nin istemeden de olsa boğuk bir şekilde Harry'nin ağzına inlemesine neden oldu. Bunu yaptıktan hemen sonra biraz utansa da alfaya daha yakın olma isteği ağır bastı ve bir bacağını kaldırıp onun beline sarmaya çalıştı. Kısa boyu yüzünden parmak uçlarına kalkıp öpüşmek zorunda kalıyordu ve bu durum sinirini bozuyordu.

Onun zorlandığını anlayan Harry belinde duran büyük ellerini dolgun kalçalarına indirdi ve onu kucağına alıp kaputun üzerine bıraktı.

Louis kısa bacaklarını alfanın beline sardı, boynunda olan kollarının tutuşunu da sıkılaştırıp vücutlarını iyice birleştirdi.

Alt dudağını yalayıp geçen dil Harry için kırılma noktası olurken omeganın ince belini tek koluyla sımsıkı sardı, diğer elini de onun sağ bacağının uyluk kısmına koyup canını yakmamaya çalışarak narin bedenini kaputun üzerine yatırdı.

sunflowers & kisses | l.s.Donde viven las historias. Descúbrelo ahora