twelve

4K 427 1.4K
                                    

Kırmızılar kötü bakıyordu, çok kötü.

Omega yerinde titrediğini hissedip kollarını kendi vücuduna sardı ve başını hafifçe aşağı eğdi. Alfa kızgındı, omega onun hissettiği her duyguyu içinde hissedebiliyordu ve o, gerçekten de çok kızgındı.

Ayakta duruyorlar, birbirlerine bakıyorlardı. Alfanın elleri eşinin beline sarılı, gövdesi yine eşinin gövdesine yaslıydı. Vücudunun verdiği sıcaklığın tam aksine bakışları, kesinlikle buz gibiydi.

"Alfa, lütfen böyle bakma bana."

Omega elini onun yüzüne çıkardığında alfa bir hışımla yüzünü geri çekti ve eşinin belini bırakıp vücutlarını birbirlerinden ayırdı.

Omega bu hareketi beklemiyor olduğundan sertçe yere düştüğünde başında keskin bir sızı hissetmeye başladı. Gözlerini bir an için kapatıp açtığında etraftaki ayçiçeklerinin gittiğini, yerine bomboş bir inşaat alanının geldiğini gördü.

"A-alfa?"

Güçsüz sesi etrafa zorlukla yayıldığında ağrıyan başını hafifçe kaldırdı. Yerdeki kanı görünce eli korkuyla saçlarına gitti, ardından sıcak sıvıyı parmakları arasında hissetti.

"Alfa?"

Gözleri hızla dolarken etrafa bakmaya başladı, fakat eşini hiçbir yerde göremedi.

Onu bırakıp gitmiş miydi?

İlk gözyaşı yanağından süzüldüğünde gerisinin gelmesi oldukça kolay oldu. Saniyeler içinde hıçkırarak ağlamaya başladı, daha sonra dakikalarca ağladı.

Saçlarının arasında hissettiği parmaklar onu kendisine getirirken gözlerini hızla açtı. Güneş ışıkları ve ayçiçekleri geri gelirken başındaki ağrı da gitmişti.

Güçlükle yerinden doğruldu ve eliyle başını kontrol etti. Fakat herhangi bir sıvı akışı yok gibi görünüyordu.

"Omegam?"

Duyduğu ses güçlükle yutkunmasına neden olurken gözlerini sımsıkı kapattı, saçlarının arasında dolanan parmakları rahatça hissetmek için kendisine biraz zaman tanıdı.

Saniyeler, belki de dakikalar sonra göz kapakları titreyerek aralandığında karşısında duran tanıdık surat kurumuş dudaklarını hafifçe aralamasına sebep oldu.

"Harry?"

Alfanın yüzünde masum bir gülümseme hayat bulurken bir elini eşinin yanağına atıp elmacık kemiğini hafif hafif okşamaya başladı. "Efendim, bebeğim?"

Louis şaşkınlıkla onu izlemeye devam ederken transa girmiş gibiydi. Hareket edemiyor, hiçbir tepki veremiyordu.

"İhanet."

Harry'nin gülümseyen suratı silinirken ağzından çıkan tek kelime bu olmuştu. Eşinin yanağında duran elini sertçe indirdiğinde omega ne yapacağını bilemedi, yalnızca "Ne?" diye mırıldanabildi.

sunflowers & kisses | l.s.Where stories live. Discover now