eighteen

4.4K 423 1.2K
                                    

dün de bölüm atmıştım okuyuverin 😙

• • •

Louis her zamanki gibi kendisine uzun gelen hoodiesinin kollarıyla oynarken başı aşağı eğikti. Harry'yle beraber içinde oturdukları araba sallanıp duruyordu, fakat Louis bir an olsun başını kaldırıp etrafa bakmıyordu.

İçten içe hâlâ az önce yaptığı şeyin utancını yaşıyordu. Resmen Harry'yi öpmek istemişti ve alfa onu reddetmişti. Bunu düşündüğü her an ağlayası geliyordu fakat daha sonra aklına hâlâ kilit altında duran Miguel'i getirip utancının üzerini sinirle kapatıyordu.

Yutkunarak başını sol tarafa çevirdiğinde Harry'nin arabayı sürerken dikkatli bir şekilde yolu incelediğini gördü. Yolcu koltuğunda çaktırmamaya çalışarak hafifçe Harry'ye doğru döndü ve sırtını kapıya yaslayarak alfayı izlemeye başladı.

Daha birkaç ay önce bu arabanın içinde alfayla ne durumda oldukları aklına gelince hafifçe güldü. Gerçi şu an çok daha kötü bir durumdaydı ama...

"Neye bakıyorsun?" Harry gülerek anahtarı kontaktan çıkardı. "Geldik hadi, in arabadan." 

Louis kendine gelmek ister gibi başını hızlı hızlı iki yana salladı ve arabadan indi. Kapıyı kapatır kapatmaz başını kaldırıp etrafa baktı.

Arabanın üzerinde durduğu yolun iki yanı neredeyse omeganın boyu kadar olan ayçiçekleriyle doluydu. Güneş batmak üzere, yeryüzüne biraz daha yakında duruyordu. Ufuk mor ve mavi renklere bürünmüştü. Çiçekler öyle güzel kokuyordu ki Louis içine derin bir nefes çekmeden edemedi. Ardından hemen gözleri doldu ve yan tarafında Harry'nin varlığını hissedip ona doğru döndü.

Alfanın büyük eli öne doğru uzanmış, omeganın minik elini kavramak için bekliyordu.

Louis dudakları hafifçe aralanmış bir şekilde Harry'nin suratına bakınca Harry rahat bir şekilde gülümsedi. Kendisinden beklenilmeyecek derecede yumuşak bir sesle "Gel." diye fısıldadı, ardından çenesiyle elini işaret etti.

Louis ise tereddüt etse de kendisine uzatılan eli tuttu ve alfanın onu uzun ayçiçeklerinin arasına sürüklemesine izin verdi.

Tereddüt etmesinin sebebi alfa değil, kendisiydi. Aylarca rüyalarına giren o yerde, rüyalarını güzelleştiren o alfayla aynı havayı soluyup sakin kalabilir miydi bilmiyordu.

Harry onu birkaç saniye boyunca sürükledi, ardından ayçiçeklerinin budanmış olduğu bir boşlukta durdu. Yalnızca küçük küçük çıkmış çimlerin olduğu ayçiçeksiz yer nereden bakılsa en fazla dört metrekareydi.

Louis etrafında her yeri kaplayan ayçiçeklerini incelerken arkasından alfanın odunsu kokusunu alınca hemen o tarafa döndü. Heyecandan ayakları birbirine karışınca yalpaladı, ardından alfanın güçlü kolları hızla beline sarıldı.

Vücutları birleşince elleri istemsizce alfanın göğsünün üzerinde durdu. Alfanın bir eli belinden sırtına kaydı, ardından omegayı yavaş yavaş geriye doğru yatırmaya başladı. Bunun üzerine Louis ne olduğunu anlayamadan korkuyla ellerini Harry'nin boynuna sardı, vücudunu da iyice onunkine yapıştırdı.

Belini yay gibi gerdiği sırada sırtı yumuşak bir şekilde çimlerle buluştu, ardından o da rahat bir nefes verdi.

Harry'nin burnu yeniden kendisininkine temas etmeye başlayınca derin derin nefesler almaya başladı, göz kapakları yeniden kapanmak istiyordu.

"Loueh..."

Harry omeganın ismindeki son kısmı derin bir nefes vererek söylediğinde Louis nereden cesaret aldığını bilmeden onun boynundaki kollarının tutuşunu sıkılaştırdı.

sunflowers & kisses | l.s.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin