sixteen

4.2K 401 1.8K
                                    

Louis utanıyordu.

Öyle çok utanıyordu ki bir gündür Harry'den kaçıp duruyordu. Alfa evine gelmek istediğini söyleyince annesi ve kız kardeşinin döndüğünü söylemişti. Onu kendi evine çağırdığında da biraz hasta hissettiği hakkında saçmalayıp durmuştu.

Rüyasında alfanın ismini sayıkladığını bilmiyordu. Dahası, alfaya söylediği şeyle kendisini resmen bitirmişti: 'Miguel'i görüyordum.'

Tamam, aslında bakıldığında bunun pek kötü bir yanı yoktu. Sonuçta Harry onun hiçbir şeyiydi, değil mi?

Hayır! Kesinlikle kötü bir yanı vardı. Louis sürekli olarak rüyalarında onu görüyordu fakat gerçek hayatta birbirlerinden uzaklaşmaya devam ediyorlardı.

Belki de bu rüyaları artık kafaya takmamalıydı. Düşünmeyi bırakırsa rüyaları da bırakabilirdi. Sonuçta Miguel'le beraber oldukları bir ay boyunca hiç rüya görmemişti. Belki de gerçekten bu kadar çok düşünmeyi bırakıp hayatına devam etmeliydi.

Kapı zilini duyunca kalbi korkuyla tekledi. Harry'nin gelmiş olma ihtimali yüzde kaçtı?

O kapıya uzanamadan Lottie kolu indirdiğinde kapı açıldı ve endişeli bir Miguel karşılarına çıktı.

Genç alfa, önündeki betayı hiç takmadan hızla eve girdi ve dosdoğru Louis'ye doğru ilerlemeye başladı.

Louis daha ne olduğunu anlayamadan bedenini bir çift güçlü kol arasında bulduğunda ne yapacağını şaşırdı, fakat birkaç saniye içinde kendine gelip ellerini alfanın sırtına çıkardı.

Miguel Louis'nin saçlarını okşarken "Louis? İyi misin? Kaç gündür gelemedim yanına, özür dilerim." diye mırıldandı.

Pekala, bu kesinlikle Louis'nin beklediği bir tavır değildi, şaşırmıştı. Miguel onu yalnızca üç gündür görmediği için mi bu kadar endişelenmişti?

"İyiyim alfa, teşekkürler ilgin için."

Miguel gülümsedi ve Louis'nin alnına ufak bir öpücük kondurdu.

Louis'nin telefonu çalmaya başlayınca geri çekildi ve arayanın kim olduğunu bile bile ekrana baktı. Ardından yüz ifadesini hiç bozmamaya çalışarak Harry'nin çağrısını meşgule attı. Sabahtan beri bu kaçıncı arayışıydı Louis sayamamıştı bile.

Miguel'le beraber salondaki ikili koltuğa yan yana oturdular ve alfa onu belinden sımsıkı kavrayarak vücudunu kendisininkine yapıştırdı. Tam o sırada Louis'nin eşofmanının cebinde duran telefon yeniden çalmaya başladı. Louis de hiç düşünmeden yeniden sessize aldı.

Kendisini bok gibi hissediyordu, gerçekten.

Miguel'le beraberken Harry'yi düşünüp duruyordu ve bu oldukça yanlıştı, çünkü Harry gerçekten de Louis'yle yalnızca babasının katilini bulabilmek için beraberdi. Zaten vu sürecin içerisinde kesinlikle Louis'ye gıcık olmaya devam edeceğini kendisi söylemişti. Bu yüzden Louis, ona kapılmadan önce hemen babasının katilini bulmak ve Harry'yle iletişimini olabildiğince azaltmak istiyordu.

Gerçi, katili bulunca ne yapacağı da ayrı bir muammaydı ama...

**

Akşamüstü Lottie ve Jay hava almak istediklerini söyleyip evden ayrılmışlardı. Louis'nin telefonu onlar gittiğinden beri çok fazla çalmamıştı fakat yaklaşık 15 dakikadır hiç susmuyordu.

Telefonu hepten sessize aldı ve masanın üzerine bıraktı. Yan tarafında oturan Miguel'e döndüğünde suratında büyük bir gülümsemeyle kendisini izlediğini gördü.

sunflowers & kisses | l.s.Where stories live. Discover now