Sweet Creature/Larry Stylinson

Ö.B/ You Are My World

"Hayatım, hadi otur kahvaltı yapacağız." Konuyu dağıtma çabasına hafiften gülsem de bir kez daha öpüp dibinden çıktım ve mutfak tezgahına baktım.

"Yardım edebileceğim bir şey var mı?"

"Boo bear evin yanmasını ya da bir yerlerini kesmeni istemiyorum. O yüzden yok. Hem sadece salatalığı kesmek kalmıştı onu da bitirdim. İstersen onu masaya götürebilirsin?" Masumca gülümseyip kafasını yana doğru eğdi.

"Haklısın, haklısın bir şey demiyorum. O zaman götürüyorum salatalıkları" Dayanamayıp bir daha öptüğümde gülüp omzuma vurdu. Hızlıca tabağı alıp masaya götürdüm. Her zamanki yerime oturduğumda karşıma Harry oturmuştu. Arkada ise Fearless bitmiş Habit çalmaya başlamıştı. Müziğin sesini idrak etmemle yeniden streslenmem bir olmuştu. Bunu fark eden Harry ise masanın üzerinde olan elimin üstüne kendi elini koymuştu.

"Lou albümün, şarkıların, sesin, her şeyin mükemmel streslenmek için bir sebebin yok. Hem hayranlarının da bayılacağını biliyorsun. Hem sen demiyor muydun onlar bana güç verdi, onlar için satmadım şarkılarımı diye? Hayranların her zaman ama her zaman senin sesine bayılmışlardı. Hem de gruptayken Midnight Memories albümünün en çok sevilmesinin bir sebebi vardı. O da sendin, senin mükemmel şarkı sözü yazarlığı yeteneğin yüzünden en sevilen albüm olmuştu. O yüzden kendinden asla ama asla şüphe duyma."

Sakin ve pürüzsüz sesi beni yumuşatıyordu. Her bir sinir hücreme dokunup hepsini sakinleştiğini hissedebiliyordum. Dimdik durduğum sandalyeden kalktım. Elimin üstündeki elini avucumun içine alıp onu da ayağa kaldırdım.

"Lou ne oluyor?"

Boşta kalan elimi beline doladım. Otomatik olarak diğer eli omzuma gittiğinde gülümsedim. Ne olursa olsun her şekilde bir vücut oluyorduk.

"Dans et benimle." Dediğimde hafiften gülümseyip vücudunu hareket ettirmeye başladı. Harry'le konuşurken başka bir şey duymayan kulaklarım ikimizin sessizliği sayesinde yeniden şarkıyı duymaya başlamıştı.

I took some time 'cause I've ran out of energy
Of playing someone I heard I'm supposed to be
But honestly, I don't have to choose anymore

Biraz zaman harcadım çünkü olmamı duyduğum kişi olurken enerjim bitti
Ama dürüst olmam gerekirse artık seçmem gerekmiyor

And it's been ages, different stages
Come so far from Princess Park
I'll always need ya
In front of me, in front of me

Ve şimdi yıllar , farklı sahneler geçti
Princess Park'tan çok ilerledik
Her zaman önümde olmana ihtiyacım olacak, önümde

Princess Park kısmında ikimizin de gülüşü genişlemişti. İkimizin ilk yuvası olan yerdi. İlk defa beraber yaşamıştık ve bunu hayranlar da biliyordu. Böyle bir şeyi şarkıya döküp ve bunu hayranların da duymasını sağlamak üzerimdeki yükün kalkmasına sebep olmuştu. Herkes öğreniyordu artık ne kadar Harry'e aşık olduğumu.

"En sevdiğim şarkın bu." Fısıldadığında gözlerine baktım. Yeşil gözleri bana sevgi ile bakıyordu. Yuvamı bulmuş olmamın verdiği huzur vardı üstümde.

"Benim de."

You're the habit that I can't break
You're the feeling I can't put down
You're the shiver that I can't shake
You're the habit that I can't break
You're the high that I need right now
You're the habit that I can't break