Ö.B/Right Now I Need You To Here With Me

1.2K 82 88
                                    

2016 Aralık 7

Louis ellerini başının arasına aldı. Sarsılarak ağlıyordu.

"Hayır!" Diye çığlık attı. Tam şu an dik durup diğerlerine yardım etmesi gerekirken yapamıyordu. Yaşam sevinci alınmış gibiydi. Gözlerinden yaşlar dökülürken sessiz kaldı. Kendi odasındaydı ve kapısı kilitliydi. Kimsenin bu halini görmesini istemiyordu. Kız kardeşlerinin çığlıklarını, ağlayışlarını ve ikizlerin ortalıkta anlamadan saf saf durmasını unutamıyordu.

Gözlerini kapattı. Ellerini gözlerine bastırıp çöktüğü yerden yavaşça kafasını duvara vurdu. Acı dayanılmazdı. Kalbinin olduğu yer acı ile doluydu.

En yakın arkadaşı, sevgilisi, birtanesi, dostu, annesi ölmüştü. Babası yokken baba rolünü alan. Hastahaneden bile onu destekleyen kişi ölmüştü.

Annesi ölmüştü.

2 gün sonra

Louis kapısının çalınması ile kafasını yastığın altına koydu. Odasında ihtiyacı olan her şey olduğu için 2 gündür dışarı çıkmamıştı. Herkes denemişti odasından dışarı çıkarmayı. Kardeşleri, üvey babası, Niall, Liam , Zayn. Herkes denemişti. Onun dışında.

Kapıya bir daha vurulması ile kalan sesi ile bağırdı.

"Git kapımdan ne x-factor'üymüş ne dışarı çıkmasıymış. Annem öldü diyorum anlamıyor musunuz?!" Boğazına giren ağrı ile hafiften öksürdü. Sesi şaşırtıcı bir şekilde daha kısılmamıştı. Yarın x-factor' e gidip yeni çıkan Just Hold On şarkısının promosunu yapması lazımdı ama içinden hiçbir şey yapmak gelmiyordu. Tek yapmak istediği ölene kadar bu yatakta yatmaktı.

"Louis." çekingen bir ses duyduğunda kafasını kaldırdı. Şok içine girerken yüzüstü yattığı yatakta dikleşti.

"Louis benim açar mısın kapıyı?" 2 ayın sonunda ilk defa sesini duymuştu. Şoktan çıkamazken onu görmeyi ertelememek için hemen kilidi açtı. Kapıyı açar açmaz karşısına çökmüş bir surat çıktığında artık ağlamak için 2 tane derdi vardı.

"Harry annem." Louis daha fazla bir şey diyemedi. Harry direk ona sarılırken tek yaptığı ağlamaktı.

Kendisini çok kötü hissediyordu. Güçlü olup kardeşlerine yardımcı olamıyordu. Herkes bu durumu normal karşılıyordu. Çünkü Jay'e en yakın olan kişi Louis'ydi. En çok üzülen, en çok çöken o olmuştu. Onlar her türlü zorluğu beraber atlatmışlardı.

Harry hala Louis ona sarılırken küçük adımlarla yatağa ilerledi. Odada keskin bir koku vardı ve çok dağınıktı. Kafasını göğsüne gömmüş kedi ise mahvolmuş durumdaydı. Göz altları morarmış ve çökmüş, saçları darma dağan olmuş ve kilo vermişti.

Harry Louis ile yaptığı kavgadan sonra Louis'nin kilo verdiğini biliyordu ama Jay' in ölümü ile daha da zayıflamıştı.

"Harry öldü o." Kısık sesle konuştu. Şu ortamı bölmek istemiyordu. Harry gidecek diye ödü kopuyordu. Jay'den sonra tutunacağı bir tek o vardı.

Harry yatakta uzanıp iyice yanına çekti Louis'yi.

"Uyu Lou kalkınca konuşuruz." Harry konuşurken bile Louis'nin gözleri kapanmak üzereydi. 2 günde sadece birkaç saat kestirebilmişti. O bir huzur bulduğu kişiyi toprağa verirken diğeri ile kavga etmişti. Uyuyamıyordu ama şu an en huzurlu olduğu anlardan biriydi. Çünkü evindeydi.

•••••••••

Liam'a sarılıp gözünün köşesiyle Harry'e baktı biri ile konuşuyordu.

"Her zaman yanındayız dostum." Liam hafiften gülümseyerek söyledi. Louis ona teşekkür ederim gibi bir şeyler mırıldanıp direk alkollerin olduğu masaya ilerledi. Koskocaman bardağı kafasına dikti.

Birkaç dakika sonra sahneye çıkacaktı. Evet Harry onu ikna etmişti. Zaten Louis gibi inatçı birini ikna edebilen tek kişi hep Harry olmuştu.

"Louis!" Steve'e döndü. Koşarak yanına geldiğinde hemen elindeki telefonu gösterdi. Arkasındanda kamerayı tutan biri geliyordu.

"Bir numaraya yükseldi." Louis'nin yüzüne bir gülümseme yayıldı. İlk yaptığı Steve'e sarılmak oldu. Sonra ikisi de telefona döndüler.

"Bir numara!"

"Bir numara!"

İkisi de aynı anda söylediklerinde Louis hafiften kıkırdadı.

"Bir numara!" Biraz ilerisinden ses duyduğunda kafasını kaldırdı. Harry elindeki telefona bakıp yakında olanlara gösteriyordu. O kadar tatlıydı ki Louis gidip ona sarılmak ve bir daha asla bırakmamak istiyordu.

Evet annesinin aralarından ayrılması ile biraz yakınlamışlardı ama Louis'nin inatçı kişiliği yüzünden hala eskisi gibi samimi olamamışlardı.

"30 saniye içinde sahneden olmanız lazım." Elinde bir dosya ve kulağında o küçük kulaklıklardan olan kişi odaya girip söyledi.

"Hadi yapalım şunu." Steve oturduğu yerden kalkıp elini Louis'ye uzattı. Louis kalkması ile alkolün etkisi yüzünden düzgün yürüyememe gibi küçük bir şey yaşadıysa bile umursamadı. Oraya çıkacak bu şarkıyı annesine adayacak ve eve gidip kardeşlerine sahip çıkacaktı.

•••••••
Şarkının son sözünün gelmesi ile kafamı kaldırdım. Yüzüm ve elim gökyüzüne dönüktü. Gözlerim kapalıydı. Zihnimde bir meleğin yüzünü canlandırarak söyledim şarkıyı

"If it all goes wrong
Darling, just hold on"

Gözlerimi hafiften açıp parmak uçlarımı öpüp yukarı kaldırdım.

Ben bir arkadaş, dost, baba, abla, kardeş ve anneyi kaybetmişti. Kalbimdeki tüm yeri kaplayan kişiyi kaybetmiştim. Yaralarım iyileştiren, kendisi hastayken bile beni önemseyen birini kaybetmiştim. Hasta yatağında bile çocuklarından ayrılmayan, ümit ile dolu gülen yüzlü bir kadını kaybetmiştim. Beni iyileştiren tek kişiyi kaybetmiştim. Her şeyi ile yanımda olan, bana, kardeşlerime öğüt veren kişiyi kaybetmiştim. Beni besleyen, büyüten, okutan, destekleyen kişiyi kaybetmiştim. Ben bir meleği kaybetmiştim.

7 Aralık 2016 gününde Johannah'ın aramızdan ayrılması ile sadece annemi değil bir parçamı da kaybetmiştim.

Jay'in anısına yazmak istedim.
7 tane çocuğa annelik yapmakla kalmayıp dünyanın her tarafından herkese annellik yapmış kişiydi. Sadece ölüm yıldönümde değil her zaman anılması gereken bir insan.

Daha güzel bir yerde olman umuduyla.

Seni seviyoruz 💙

Seni seviyoruz 💙

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Sweet Creature/Larry StylinsonWhere stories live. Discover now