I Mean You're Brave

2.6K 157 136
                                    

"Louis emin misin?" Ellerini pantolonuna sürtüp masaya baktı.

"Sakin ol Hazz. Gayet güzel gözüküyor." Heyecanımı bastırıp sakince konuştum. Bana döndüğünde ellerimi yanaklarına koyup dudaklarına küçül bi öpücük bıraktım. Gülümseyip kendisini gösterdiğini baştan aşağı süzdüm onu.

"Kıyafetlerim iyi değil mi?" Gülüp bukleleriyle oynadım.

"Çok güzelsin." Gamzelerini göstererek güldüğünde hafiften omzuna vurdum. "Giyinmemde bana yardım eder misin?" Daha da güldü. Ellerimden tutup beni yukarı doğru çekiştirdi. Odaya varınca derin bi nefes alıp önündeki kutuya heyecanla baktı. İçimdeki merak duygusu artarken kutuyu kendime doğru çevirip açtım.

"Şey kıyafetlerini değiştirmek istediğini hep biliyordum ve  ben fikir vermek istedim." Durup ifademi izlediğinde kıyafetleri inceledim.

"Fazla abartılı almadım. Günlük için bence sana çok yakışır." Elimdeki siyah pantolonu çevirip durmaya başladım.

Ben buna nasıl sığacam?

"Şey ben çıkıyım sen dene." Odadan çıktığında altımdaki eşofmanı çıkarttım. Pantolonu bacaklarımdan geçirirken zorlanmadan geçti. Üzerine düz tişörtü geçirip gömleği de üzerine geçirdim.

Kapıyı tıklattığında yavaşça kapıya döndüm. Kafasını içeri uzattığında ona doğru dönüp kollarımı açtım. Tamamen  içeri girip yutkunda güldüm. Birkaç kez ağzını açıp kapattığında gülüp ona yaklaştım ve saçlarıyla oynadım. Onun bu tatlı halleri beni etkilerken sakin olmaya çalıştım. Güzel gözleriyle beni süzmeye devam ettiğinde kıkırdadım. Ellerimi saçlarına çıkartım yeniden oynamaya başladım.
(Pantolon askılıklarına ve dar tişörtlere elveda dediğimiz zaman   :(  )

"Konuşturmayacak kadar mı yakışıklı olmuşum" kıkırdayıp yeniden aynaya döndüm.

"Çok yakışmış." Arkama geçip aynadan bana bakmaya devam ettiğinde ona döndüm.

"Bu kadar yakışacağını tahmin etmiyordum" dudaklarını hafiften öpüp odadan çıktım. Tişört üstüme yapışmazken ya da pantolon askılıklarım olmadan çok garip hissediyordum. Ellerimi eskiden oldukları yere götürdüğümde iç çektim. Böyle bir değişime ihtiyacım vardı. Kapı zili tüm evi doldurduğunda olduğum yerde durdum. Kalbim çok hızlı atmaya ve ellerim terlemeye başladı. Ne yapacağımı bilemezken arkamda olan Harry'e döndüm.

"Söylemesek mi daha zamanımız var." Sakin olmaya çalıştım. Kalbim her saniye daha hızlı atarken kapı zili bi daha çaldı.

"Eğer istemiyorsan söylemeyiz" ellerimi anlına düşmüş saç tellerine çıkarttım. "Eğer korkuyorsan Hazz başka bi zaman söyleyebiliriz benim için önemli değil." Derin bi nefes alıp 3. Kez çalan kapıya bi de bana baktı.

"Söylemeliyiz Lou hakları var."  Kapıyı açmak için yanımdan geçtiğinde derin bi nefes alıp gülümsedim. Harry kapıyı açtığında kapının önünde oluşan kalabalığa baktım.

"Harry!" Hafiften bağırarak Harry'e sarılan anneme karşı gülümsedim.

"Archooo" ikizler üstüme doğru koştuklarında gülümseyip onlara doğru eğildim. İçime bı sıcaklık yayılırken özlemle onları biraz daha kendime bastırdım. İkizleri bırakıp ayağı kalktım. Harry çoğu kişi ile sarılmış ve konuşuyordu. Anne gelip bana sıkıca sarıldığında ellerimin titremesini belli etmeden beline doladım.

"İyi misin tatlım." Gülümseyip kafamı salladım.

"Teşekkür ederim. Çok iyiyim siz nasılsınız" saçma bir resmiyetle konuştuğumu fark edince kendime küfür etmeye başladım. Harry'nin gülme sesi kulaklarıma dolduğunda rahatlamaya çalıştım.

"Ben de iyiyim Louis. Bakıyorum kilo almışsın." Gözleri ile beni süzdüğünde gülümsedim. Gözlerim Harry'e takılırken konuşmaya  başladım.

"Hazz-yani Harry ile ayrı eve çıkmak çok iyi fikirdi. Normal kiloma dönebildim sonunda" gözlerimi Harry den ayırıp Anne'e çevirdiğimde gülümseyio gözlerini ben ve Harry arasında gezdirdi.

"Kesin öyledir tatlım. Neysr ben çekiliyim de Jay ile biraz sarıl." Kıkırdayıp konuşmamızı kesti ve salona doğru ilerledi.

"Loueh" gözleri parlayan dünyalar güzeli annemi gördüğümde yüzümdeki gergin gülümseme gerçeğe dönüştü. Kollarımı açıp ona sarıldığımda kokusunu içine çektim.

"Bazen dünyaca ünlü bi şarkıcı olmanı istemiyorum. Her zaman benin minik bebeğim olarak kalmanı istiyorum." Kafasını boynumdan kaldırıp bana baktığında yanaklarını öptüm.

"Turlarından da nefret ediyorum bu arada. Seni 6-7 ay görmemek ölün gibi." Yeniden sarıldığında ben de kollarımı ona sardım. Karşıdan Lottie Harry ile konuştuğunu görünce gülümsedim. Gemma Lottie'nin omzuna kolunu atıp diğer elini de Harry'nin omzuna koydu. Kollarımı annemden ayırıp onun salona doğru gitmesini izledim. Yavaştan Lottie'nin yanına gittim. Ellerimle saçlarını dağıtırken tırnaklarını koluma geçirdi.

"Bakıyorum ki hala kedisin." Gözlerini devirip kolunu belime doladı.

"Bakıyorum ki hala kirpisin." Göz devirme sırası bana geçerken Harry ve Gemma bizi izliyorlardı. Gemma'ya başımla selam verirdim.

"Hadi salona geçelim ha?" Harry ellerini çarpıp sorarcasına baktı. Gemma ve Lottie kol kol girio kıkırdaşarak salona doğru ilerlediler. İkisininde gittiğine emin olduğumda Harry'i kollarımın arasına aldım.

"Eminiz değil mi?" Sorduğumda kafasını salladı. "Eminiz." Kıkırdayıp dudaklarımızı birleştirdim.

"Louis, Harry" İçerden Robin seslendiğinde homurdandım.

"Böyle an bozulur muydu?" Dudaklarımı büktüm. Küçük bi öpücük bırakıp kıpırdayıp kollarımın arasından çıktı. Arkasından onu takip ettim.

••••••••

Ellerimi çırpıp herkesin dikkatini kendime çevirmeye çalıştım. Gemma ve Lottie aralarında konuşmaya devam edince dikkatlerini çekebilmek için artıdan öksürdüm. Ellerimi terlerken heyecandan ne yapacağımı bilemez hale geldim. Masanın altından bacağımda bi sıcaklık hissettiğimde sağ tarafımda oturup bana güven verici gözlerle bakan sevgilime döndüm. Bi elimi elini tutmak için masanın altına koyarken sabırla benim konuşmamı bekleyen aileme baktım.

"Yemekler nasıldı?" Biraz daha oyalamak için saçma sapan bi soru sorduğum da Harry elimi sıktı. Herkes  konuşmaya başladığında derin bi nefes aldım.

"Biz yani ben ve Louis size bir şey söylemek istiyoruz. Başından beri haberiniz olması gerekiyordu en büyük hakkınız bu ama cesaretimiz yoktu." Derin bi nefes alıp bana döndüğünde göğüs kafesimdeki baskınlığı geçirmek için derin bi nefes aldım.

"Biz çıkıyoruz." Masanın altında birleşmiş ellerimizi yukarı kaldırdım.

Özür dilerim özür dilerim özür dilerim.

Biliyorum bayadır bekletiyorum. Yine saçma bi bölümle karşınızdayım. Sınav haftası projeler ev ödevleri artıdan katıldığım etkinlikler derken zamanım kaldı. Saat gece 1.30 ve 6 da kalkıp okula gitmem gerekiyor ama sizi çok boşladım ve içim rahat etmiyordu. Okuduğunuz için teşekkürler

All the love xx

Sweet Creature/Larry StylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin