kastın var senin, tam kalbime

394 57 23
                                    

"Girebilir miyim?"

Temizlenen kıyafetlerimi yerleştirdiğim sırada, kapının arkasından gelen boğuk ses irkilmeme neden olmuştu.

"Gel..." diye söylendim okul üniformamı askıya asarken.

Taehyung, üzerinde neredeyse abartılı diyebileceğim bir kıyafetle odama giriş yaptığında, ait olduğu yerin kesinlikle burası olmadığını düşünmüştüm.

Kalkan kaşlarımla, üzerindeki siyah pantolonu ve giydiği gözümü alan pullara sahip olan üstü incelediğimde, dudaklarımdan kısık bir ıslık dökülmüştü.

"Nereye?" Diye söylendim onu beğeniyle süzerken.  "Çok hoş görünüyorsun..."

Eğer onu tanımasaydım, Doğu çocuğu olduğunu düşünürdüm. Zira, yüzüne yaptığı hafif makyajı bile, onu izlediğim süreyle orantılı olarak daha da gözüme çarpmaya başlamıştı.

"Parti varmış..." diye söylendi. "Jimin'in bir arkadaşı düzenliyormuş. Güzel bir şeye benziyordu..."

Utangaç tavrı, dudaklarımın biraz daha kıvrılmasına neden olmuştu fakat bir an sonrasında kaşlarım, şüpheyle çatıldığında, yüzümdeki ifadeyi birebir gördüğüne emindim.

"Zengin partilerine pek katılmam..." diye mırıldandım dudaklarımı bükerek.

"Dolayısıyla nasıl oluyorlar pek bilmiyorum ama, genelde sonu güzel bitmez..."

Bana kaşlarını kaldırarak baktığında ben de aynı şekilde sırıtarak karşılık vermiştim.

Taehyung'un yüzümde asılı kalan bakışları, ona doğru bir adım daha attığımda afallık hissiyle dolmuştu.

Yarım ağız sırıtarak elimdeki askıyı tam olarak önünde dikildiği dolabıma yerleştirmiştim.

Bazı halleri beni güldürse de, genel olarak kontrollü oluşu, parti olayında şaşırmama neden olmuştu. Bu tarz şeylere katıldığından habersizdim.

"Yalnız gidesim yok, sorayım dedim..." diye mırıldandığında, aklımda çoktan şimşekler çakılmıştı.

"Gelmek ister misin?"

Göz bebeklerime dalga dalga yayılan şaşkınlık, bir an için gerçekten de duyup duymadığımı sorgulamama neden olmuştu.

"Jungkook olmadan o tarz yerlere giremem..." diye söylendim.

"Batı ayrıcalıkları işte."

Omuzlarımı silkerek, yatağımın üzerinde kalan son pantolonumu da düzgün bir şekilde dolaba yerleştirmiş, kapağını güzelce kapatmıştım.

"Ben varım."

Sesi tok, cümlesi ise fazla ağır bir sözmüş gibi gelmişti kulağıma.

"Bir sorun olacağını sanmıyorum, sonuçta artık resmi bir pilot olmak üzeresin..."

Dudaklarım alaycı bir şekilde kıvrılmıştı.

"Tam olarak bu sebepten dolayı giremediğimin yanı sıra böyle bir şey de istemiyorum." Diye söylendim.

"Ayağımı kaydırmak için her şeyi yapacaklar, bu nedenle cevheri bulana kadar bu şekilde insanlardan uzak, rütbemle kalmalıyım..."

Tıpkı cümlem gibi uzun bir sessizliğe büründüğünde, başımı iki yana sallayarak minik temizleme robotunu çalıştırmıştım.

"Göründüğün kadar umarsız olmadığına sevindim..." diye mırıldandı. "Fakat rütbeni kaybetmemek için ikili tartışmalardan da uzak durmalısın..."

FUTURISTIC -taegi- Where stories live. Discover now