heveslerim sığarmış aslında, küçük bir balona

360 52 35
                                    

Genç adam, gözlerini araladığında boynuna düzenli olarak çarpan sıcak nefesleri hissediyordu.

Sol kolu, simsiyah saçlara sahip oğlan çocuğunun kafasının ağırlığı yüzünden uyuşsa da, uzun zamandır böyle rahat bir uyku çekmemişti.

Yavaşça doğrularak, diğerini uyandırmadan yataktan indiğinde; kaygılarının biraz olsun dindiğini düşündü.

Derin bir nefes alırken, odadaki sıcaklık birden bire vücuduna oldukça yüksek gelmiş ve tişörtünü çıkarmak istemesine neden olmuştu.

Bu odaya sayısız kez girmişti ama ilk defa atmosfer bu kadar yoğun anlamları barındırıyordu.

Üzerinden sıyırdığı tişört nazik kıvrımlarını ve keskin hatlarını tümüyle göz önüne serdiğinde derin bir nefes almıştı.

Onunla uyumuştu.

İlk kez.

Pencerenin önünde, Doğu Kent'e bakan tarafta öylece duruyorken bir gün bu odaya, güneşin doğup doğmayacağını merak etti.

Yutkunarak, arkasına döndüğünde gördüğü manzara dudaklarının hafifçe kıvrılmasına neden olmuştu.

Genç çocuğun üzerindeki örtü kaymış, tişörtü sıyrılarak belini açıkta bırakmıştı.

Yüzündeki ifadeyi bozmadan birkaç adımda yatağın kenarına ulaşmış ve sandalyeyi biraz kenara iterek oturmuş, kayan örtüyü düzeltmişti.

"Seni böyle görmek pek mümkün değil gibi ha..." diye fısıldadı habersizce uyuyan gence doğru.

Zira her daim asi bir ifadeyi barındıran yüzü gevşemiş, kaşları düzelmiş ve biçimli dudakları serbestçe aralanmıştı.

Bir an sonrasında ise, genç çocuk mırıldandığında uyandırmamak için hızla geri çekildi.

Bazen gözüne çarpan çilleri, sanki yıldızlar düşmüş gibi loş ışığın altında ışıldıyorken Taehyung'un eli istemsizce beyaz tene doğru yönelmişti.

Parmak uçları, sıcak tene dokunduğu an sanki alev almış gibi sızladığında dudaklarını birbirine bastırdı.

Önce saç diplerini okşadı nazikçe, teni parmak uçlarında saten hissi uyandırıyordu.

Kirpiklerini, küçük burnunu, içini kıpır kıpır yapan çillerini, kızaran yanaklarını okşadı sonra.

"Gratian..." diye fısıldadı. "Bu hayatta en çok istediğin şey; güneşi görmek mi sahiden?"

Başlı başına bir güneşi andırıyorken sen, aynaya bakmak yetmiyor mu?

"Bana mı soruyorsun?"

Şaşkınlık, tıpkı simsiyah bir mürekkebin suda dağılması gibi, Taehyung'un göz bebeklerine dağıldığında ilk başta tam olarak ne olduğunu anlayamamıştı.

Ne ara uyanmıştı?

Uyandıysa neden gözleri kapalıydı?

Yoksa uykusunda mı konuşuyordu?

Başını biraz daha yaklaştırırken, düzenli nefesleri hissettiğinde şaşkınlığı ikiye katlanmıştı.

"Evet..." diye fısıldadı.

Nefesi, gencin kirpiklerinin titremesine neden olmuştu.

"Tabi ki, pilot olmak..." Bir sonraki sözler, sanki uyanık bir Yoongi'nin ağzından çıkıyormuşçasına, kendinden emin geliyordu kulağa.

FUTURISTIC -taegi- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin