bir mevsimdi, çoktan yitip gitti

286 34 47
                                    

"Harikaydın Yoongi!"

Sınıf arkadaşımın coşkulu sözlerine karşılık gülümserken, koskocaman kendini beğenmiş ifademi silmeye çalışsam da şu anın heyecanıyla pek mümkün değildi.

"Teşekkürler..."

Birkaç saniye öncesinde, birkaç haftadır hazırlandığım ve tüm okulun izleyecek olduğu gösteriyi bitirmiş bulunuyordum.

Bu, Kent'in ne kadar güçlü silahlara sahip olduğunu herkes bir kez daha anlasın fikri üzerine kurulmuş bir güç gösterisinden başka bir şey değildi aslında.

Dünyayı yeterince mahvettik; bakın elimizde daha neler var, demek içindi.

Zira aynı anda tüm televizyon kanallarında ve internette yayınlanmasının başka açıklamasını bulamıyordum.

Bundan hoşlanmasam da ne kadar iyi bir pilot olduğumu ispatlamam için bir fırsat olduğundan sıkı bir şekilde çalışmış ve tıpkı bir balerini andıran hareketlerle havada süzüldüğüm gösterimi harika bir şekilde sunmuştum.

"Yönetimden çağırılıyorsun, Yoongi."

Bugün, tüm ayak işlerini yapan o olduğundan aşina olduğum yüzüyle karşımda duran, alt dönemden sakin bir öğrenciydi.

Şaşırsam da başımı sallayarak onaylamıştım.

Hızlı bir şekilde lavabolara yönelirken merakımı bir an önce gidermek adına kısaca elimi yüzümü yıkamış saçlarımı parmaklarımla geriye doğru tarayarak uçuş sırasında dağılmış tutamlarımı düzeltmiştim.

İçimde giderek kabaran merakla kapıyı tıklatmış, aldığım komutla yavaşça içeriye girmiştim.

Beni bekleyen manzara, neredeyse tükürüğümde boğulmama neden olacak türdendi.

Kent Başkanı da dahil olmak üzere tüm protokol okul müdürünün odasındaki kanepelere dizilmiş bir şekilde oturuyorlardı.

Müdürmüz yüzündeki tüm kaslarını kullanarak gülümsemiş ve konuşmuştu:

"Gel Min Yoongi..."

Girdiğim andan itibaren bana saplanan keskin bakışlarını üzerimde tüm ağırlıklarıyla hissediyordum lakin duruşumu bozmadan saygılı bir şekilde selam vermiş, içeriye adımlamıştım.

"Beni çağırmışsınız efendim."

Üzerimde biraz merak biraz da takdir barındıran bakışların ağırlığını sessiz bir şekilde kabullenirken beni incelemelerine izin vermiştim.

Gözümün üzerindeki yara izini makyajla kapattığım için göze batan bir şey bulamadıklarına emindim.

Terleyen avuç içlerimi pantolonuma silmemek için kendimi zor tutuyordum lakin yüzüm olabildiğince hareketsiz mimiklerle bezenmişti.

"Kentimizin saygıdeğer başkanı, gösterini bizzat izlemiş bu nedenle kabinesiyle beraber hem seninle tanışıp, hem de seni tebrik etmek istemişler...."

Okul müdürünün sinir bozucu sesinden dolayı yüzümü buruşturmak istiyordum. Odada olan herkese yağ çekmek için can çekişiyordu bunu gözlerinde görüyor ve aynı performansı göstermemi içten içe istediğini de biliyordum.

Masanın başında oturan Başkan'ın yüzündeki ifade büyük bir gurur barındırıyordu.

"Oturmaz mısın genç adam?"

FUTURISTIC -taegi- Where stories live. Discover now