Beynimi delen alarmı sertçe kapatıp tekrar yatağa gömüldüm. 2 dk sonra odaya hayvan gibi dalan Oktay'ın sesiyle uyandım.
"Kulaklığımı sen mi aldın abla ya!"
Derin: Salak mısın oğlum ya kız odasına böyle öküz gibi girilir mi! Sabah sabah kıçına mı sokacaksın kulaklığı of...
Oktay: Abla nerede ya, hem kalksana sen, okula geç kalacaksın, bu arada yediğin haltı müdür babama bildirdi, dua et adam 2 gündür devriyede de başın rahat. Valla kızım mızım demeyecek tıkayacak seni hapise
Derin: Üf sabah sabah amma konuştun, kulaklık 2. Çekmecede al git. Babam da her zamanki gibi bağırıp çağıracak iştee
Oktay kulaklığı alıp odadan çıktı ve yatağımdan çıktım. Telefonumu elime aldım ve instagrama girdim. Melisa gece'nin 3ünde story atmıştı. Gnash i hate you i love you'u paylaşmıştı. Ne yani bu kime göndermeydi? Bana mıydı acaba. Köpek fikri tamamen Ela'dan çıkmıştı. Köpek komşusunun köpeğiydi, ilk duyduğumda kesinlikle karşı çıkmıştım, ona zarar gelir diye endişelenmiştim, hatta Bilalle kavga aşamasına bile gelmiştik, maalesef benden şüphe duymasınlar diye kabul etmek zorunda kalmıştım. Hatta Ela duymuştu bile, "Bu kıza neden böyle istisna geçeceksin" diye. Allahtan plan tam tutmamıştı da hafif sıyrıkla atlatmıştı. Ela Melisa'dan hiç haz etmiyordu. Ona karşı duyduğu anlamsız nefret sinirimi bozuyordu ama belli edemiyordum. Bu Melisada öyle bir şey vardı ki, benim aşırı ilgimi çekiyordu. Öbür kızlar gibi egolu aynı zamanda da korkak değildi. Köpek olayından sonra bile bana diklenmişti. Onunla sürekli tatlı tatlı uğraşasım geliyordu ama bir şekilde ilgi duyduğumu da bilmemesi lazımdı. Yönelimini bilmiyordum ama ondan gay vibes alıyordum. Hay Allah ya, sabah sabah bile Melisayı düşünüyordum. Hele şu Ege de sinirime dokunuyordu, Melisaya vurulmuştu resmen, ancak bir aşık kendini kuduz bir köpeğin önüne atardı, şimdi bana soracaksınız madem kıza ilgi duyuyorsun da neden onu tehlikeye attın diye? Tek başıma çete olsam yapmazdım! Ela ve Bilal... Onlardan son zamanlarda çok soğumuştum. Onlar giderse benden intikam alacak kişiler vardı. Kendime güveniyordum, bana zarar vermek isteyen karşılığını alırdı ama ne yaşarım bilmiyordum. Hazırlığımı tamamlayınca çantamı ve airpodslarımı alıp aşağıya indim. Benimkiler bozulmasın diye Oktay'ın kablolularına el atmıştım ama geri almıştı pezevenk. Babam 1 saat sonra gelirdi Allahtan sabah azarını es geçecektim. Merdivenlerden indim ve mis gibi gözüken kahvaltı sofrasına baktım.
Derin: Vaaay anne hepsi bana mı
"Yok Derin, teyzen kahvaltıya gelecek ama geç otur ye, bu arada yaramazlığını duydum, azarı da babana bıraktım, artık seninle uğraşamam kızım"
Göz devirdim ve ağzıma bir sigara böreği atıp meyve suyundan yudumladım. Ayakta atıştırdığım için annemden yine lafı yesem de takmadım ve el sallayıp çıktım. AirPodslarımı takıp sakin bir şarkı açıp motoruma bindim. Okul evime uzak olduğu için scooter motorumla gidiyordum. Medcezir Mert'in mavi motorunun aynısıydı, hatta ondan görüp zorla bizimkilere aldırmıştım. Bizim Bilal'in de arabası vardı ama kullanmıyordu beyefendi. Ela da arada benim arkama atlardı. Annem zengin bir aileye sahipti ve iç mimardı ama ailesi babamla evlenmesini istemeyince annem dinlememişti ve evlatlıktan red yemişti. Yine de çok iyi kazanıyordu. Motorumla okula girdim ve her zamanki yere, müdürün arabasının yanına çekmiştim. Beni kaç defa uyarmıştı ama banane; oraya çekecektim. Of yine her zamanki gibi Ela ve Bilal yanımda bitecekti. Başka arkadaşım yok denecek kadar azdı ve bu imajımdan çok sıkılmıştım. İlk zamanlar bad girl olmak güzeldi ama keşke normale denebilseydim. Dediğim gibi 5 dakika sonra Ela gelmişti.
Ela: Günaydın başkan
Derin: Günaydın
Ela: Ne o? Tersinden mi kalktın?
