Ten kendi başına kaldığında sessiz sessiz kitaplarını yerleştirmeye devam etti. Beline dolanan kollar ile korkuyla zıpladı. Mutfaktan çok gürültü gelse de işine odaklandığı için yanına yaklaşıldığını fark etmemişti.

"Mutfak dolapları tamamdır."

Arkasındaki adam çenesini omzuna yaslamıştı. Hafif bir tonda konuşuyordu.

Elindeki kitabı rafa yerleştirip hafifçe başını çevirip bakmaya çalıştı. Pozisyonları yüzünden pek mümkün olmamıştı. Beline dolanmış olan kollara sarıldı.

"Kitaplar da neredeyse bitiyor."

"Dinlen biraz. Hiç durmuyorsun."

"Bir an önce taşınma işlerinin bitmesi gerekiyor ama. Ben yapmazsam başkasının yapacağı yok.

Taeyong duyduğu sözlere alınarak karşı çıktı. Çenesini omzundan çekip konuştu.

"Hiçte bile. Dolapları yerleştirdim ya!"

Ten onun bu haline gülerek kolunu okşadı.

"Evet, haklısın teşekkür ederim. Kızma."

Taeyong tekrar sakinleşerek başını tekrar omzuna yerleştirdi.

"Biraz dinlenmezsen kızacağım. Yoruldun artık, hadi."

Belindeki kolları sıkılaştırarak Ten'i hareket ettirdi ve deri koltuklara götürmek için hamle yaptı. Kitaplıktan uzaklaşıp geri geri giderek koltuğa ulaştılar.

Taeyong arkada kalmanın faydalarından yararlanarak kendini koltuğa bıraktı ve beraberinde Ten'i de üstüne çekti.

"Ya, napıyorsun sersem?"

"Dinlenmeni sağlıyorum."

Ten hafifçe koluna vurdu.

"Çöz şu kollarını. Bizimkiler gelirse dillerinden düşürmezler bu halimizi."

"Hangi halimizi? Aşırı sevimli mutlu sevgi dolu ve aşık halimizi mi?"

Ten saçma maddelere güldü.

"Evet, Johnny'e göre bütün saydıkların mıç mıç olarak adlandırılıyor. Mıç mıç davranışlarımızı görmesini istemeyiz. Ayrıca Mark'ın gözlerini kısarak bizi yargılamasını istemiyorum."

"Sanki kendisi yapmıyor. Donghyuck'un yanında nasıl olduğunu hepimiz biliyoruz."

Taeyong bahaneler ve itirazlar sıralarken konuşmaları araya giren farklı bir sesle bölündü.

"Ya! Biz sizin mıç mıç ilişkinize şahit olmak zorundayız?!"

Johnny'nin sözleri üstüne Ten bilmiş şekilde Taeyong'a konuştu.

"Al işte söylemiştim."

Cümlenin devamını Johnny'e ithafen getirdi.

"Bir kez şahitlik etmiştin, yine etmen sorun olmaz sanırım."

Johnny, düğünlerinde şahit olmuştu. Buna istinaden konuşmuştu Ten.

Mark'ın gözleri kısıktı. Kucak kucağa oturan çifte yargılayıcı şekilde bakıyordu ses çıkarmadan.

Johnny konuştu.

"Siz bir evlenin de. Şahit ne ki? Nikahınızı bile kıyarım."

Yuta da sohbete katılarak arkadaşına sataştı.

"Adamlar ikinci kez evleniyor sen daha biri başaramadın."

"İkinci kez evleneceğimiz nereden çıktı?"

Ten iddiaları reddederek gözleri kısık şekilde arkadaşına baktı.

Duyduğu sözlerle biraz alınmış olacak ki Taeyong konuştuğunda huzursuz ses tonu belli oluyordu.

"Evlenmeyecek miyiz?"

"Evlenmem mi gerekiyor?"

"Ama evlenmiştin."

Dudaklarını üzgünce büktü ve Ten'e baktı. Aynı sırada Yuta Johnny'e artık evlilik yaşının geldiğini birisini bulmasına dair öğütler yağdırıyordu.

"Bitti gitti artık o zamanlar, ben artık bekar kalıcam. Kimseyi istemiyorum hayatımda."

Taeyong kaşlarını çatarak Ten'in koluna hafifçe vurdu.

"Kucağımda oturuyor olmana rağmen çok cesur laflar ediyorsun!"

Ten acımış gibi bağırdı.

"Ya! Acıdı. Şiddet yanlısı biriyle beraber olamazdım zaten."

Taeyong, başını hafifçe kaldırıp Ten'in omzunun üstünden yanağına uzandı. Yanağına yakın şekilde dururken konuştu.

"Böyle biriyle olur muydun?"

Yanağına öpücük bıraktı ama birinciden sonra arkası kesilmemişti. Suratında denk geldiği her yere öpücük bıraktı. Ten kaçmaya çalışsa da pek başarılı olamamıştı. Zaten gerçekten kaçmak da istemiyordu.

"Ya- sersem- rahat dur!"

Taeyong saldırısına ara verip geri çekildiğinde Ten gülmeye devam ediyordu.

"Böyle biriyle de olmam."

Tae bıkkın şekilde nefesini bıraktı.

"Fazla seçicisiniz bayım. Nasıl birini arıyorsunuz acaba?"

"Hm, fazla öz güvenli ve mükemmeliyetçi olabilir. Kafasına esince saç rengini değiştiren biri. Evin içinde kendi halinde rap yapan, susması söylenilince sanata saygınız yok diye sızlanan birisi olsun istiyorum. Tabi daha bir sürü kriterim var ama sabaha kadar uzar saymaya devam edersem."

"Sen benim gibi birini arıyorsun."

"Aradığımı nereden çıkardın? Zaten buldum."

İşittiği sözler Taeyong'un gülümsemesini sağlamıştı. Karnında hep aptalca olduğunu düşündüğü kelebeklenme hissi oluşmuştu.

Ten hafifçe başını çevirerek Taeyong'un dudaklarına bir öpücük bıraktı.

***
şu kitabı bitirmeyi başarırsam para toplayıp kurban keselim.


You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 08, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

let me tell you | TaeTenWhere stories live. Discover now