•18•

1.3K 138 30
                                    

***

Günün yarısı çoktan geçmişti.Saat öğleden sonra 1 olmuştu. Haru havanın açık olmasından etkilenerek dün yaptığı planlardan birini gerçekleştirmeyi düşündü.

Bu saate kadar uyuyan abisini uzun süren çabaları sonucunda uyandırabilmişti. Aslında bugün yapacak pek bir şey bulamamıştı.

O sebeple abisinin kötü görünümünden kurtulmak için çabalamak mantıklı gelmişti. Evden çıktıklarından beri Haru abisine nereye gittiklerini söylemiyordu.

Bütün yolculuk boyunca arabada sessizlik hakimdi. Alışveriş merkezinin otoparkına girene kadar ses yoktu.

Nereye geldiklerini anlayan Ten mızmızlanmaya başladı.

"Kalabalık yerleri sevmiyorum. Geri dönelim."

"Hayır."

"Gitmek istemiyorum."

"İğrenç görünüyorsun. Artık yeni kıyafetlere ihtiyacın var."

"Bana iğrenç deme sürekli. Sensin iğrenç."

"Arabadan in artık."

Kız arabadan inmiş Ten'in kapısının önünde bekliyordu. Ten homurdanarak  arabadan indi.

Kız hevesle ve sırıtmayla abisinin koluna yapıştı. Arabanın anahtarını valeye bıraktı.

Asansör ile alışveriş merkezinin zemin katına çıktılar. Kız abisini ilk gördüğü mağazaya götürdü. Ten etrafa isteksizce bakarken kız heyecanla kollarına kıyafet toplamaya başlamıştı bile.

Ten kısa bir süre gezindikten sonra yorulduğunu hissedip bir köşeye oturdu. Kız kardeşi ona elindekileri gösterdiğinde çok tepki vermeden onayladı.

Haru onu denemeye zorlasa da uğraşmadan kızın beğendiklerini aldı.

Şu an gerçekten sadece yatmak istiyordu. Küçük kardeşi onu mağazadan mağazaya sürüklemeye devam etti. Elleri poşetlerle dolmuştu.

Kız, bütün poşetleri abisine bırakıp alışveriş maratonuna devam ediyordu.

Ten, son girdikleri mağazada boş bir şekilde gezinerek Haru'yu bekliyordu.

Lükse olan takıntısı hep bilinmesine rağmen şu an çevresindeki oldukça lüks kıyafetlere hiç bakmıyordu.

Gözleri reyonlarda gezerken gördüğü kişi karşında kanı donmuştu adeta. Gördüklerine önce inanamadı. Biraz yaklaşıp emin olmak istedi.

Korkmuştu.

O gördüklerini anlamaya çalışırken adam onu çoktan fark etmişti.

Ten yanına yaklaşan adamı fark ettiğinde ise kaçmak için çok geçti.

Olduğu yerde dikilip kaldı.

Adam yüzünde rahatsız edici bir sırıtmayla Ten'e yaklaştı.

Selam vermek adına yanağına hızlı bir öpücük kondurup geri çekildi. Fazla rahat davranıyordu.

"Ten! Seni burada görmeyi beklemiyordum."

Mavi saçlarına elini daldırdı. Ten cevap vermeyince devam etti.

"Nasıl gidiyor? İyi misin? Taeyong nasıl?"

Sorulan sorular karşında Ten takılıp kalmıştı.

Cevap veremiyordu.

Titremeye başladığını fark edememişti bile.

Çenesi kasılmış bir şekilde bütün yaşadıklarının suçlusuna baktı.

let me tell you | TaeTenजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें