•33•

280 25 58
                                    

***

"Johnny sana dolabın sağ gözüne koy diyorum! Sağını solunu bilmiyor musun?"

Ten bir eli belinde bir eli şakağını ovuştururken sinirlenerek arkadaşını azarlıyordu. Evin içi tam olarak kaostu. Taeyong, Johnny, Yuta ve yaşça küçük kalan arkadaşları Mark, Ten'e taşınmasında yardım etmeye gelmişlerdi.

Taeyong tezgahın üstüne çıkmış Mark'ın kolilerden çıkardığı tabağımsı eşyaları dolaplara yerleştiriyordu. Yuta, Ten'in büyük kitaplığına kitapları yerleştirmekle meşguldü.

Johnny ise Ten ile beraber dolap içlerini yerleştiriyordu. Pek başarılı olduğu söylenemezdi.

Ten, Bangkok'tan Seul'e geri dönme kararı almıştı. Ailesi onun için mükemmel şehir manzarasına sahip bir penthouse daire satın almıştı. Oturma odasının boydan boya camla kaplı olması Seul'un parlak şehir ışıklarını gözler önüne seriyordu.

Ten mutfak kısmından gelen gürültüyle başını çekmeceden kaldırdı.

"Lee Taeyong, siyah kasem kırıldıysa kendini ölmüş bil!"

Ciddi şekilde tehditler savururken Taeyong içeriden inceleştirilmiş bir sesle yanıt verdi.

"Favori kupanı kırdıysam da aynı şey geçerli mi?"

Ten, sinirli bir hırıltı çıkardı. Mutfaktan duyulacak kadar yüksekti sesi.

"Düzgün temizle orayı, gecenin sonunda birimizin ayağı sargılı olmasın!"

Ten bu agresif tavırlarını kesinlikle annesinden almıştı. Onun bu ara ara bağırışları kimseyi etkilemiyordu çünkü herkes eskiden beri bu tavırlarına alışıktı.

Johnny dolabın içinin tozunu almayı bırakıp hırsla toz bezini yere attı.

"Acıktım ben! Bu ne böyle köle gibi aç susuz çalışıyorum?!"

Dramatik şekilde olayı abartarak bağırmıştı. Gerçekten sesi çok çıkmıştı ki içerdekilerin gülüşme sesleri duyuluyordu.

Ten etrafına bakındı. Az uzağında duran başka bir bezi eline alıp Johnny'e fırlattı.

"Geri zekalı, söyleseydin ilk acıktığında. Ben mi dedim çatlayıncaya kadar söyleme diye?!"

Johnny iddialaşmaya devam etti.

"Sus! Karın tokluğuna bile çalışmıyorum şu an. Bu bildiğin insan haklarına aykırı!"

Ten sabır dilenircesine başını yukarı çevirdi.

"Johnny, yürü git ne istiyorsan sipariş et. Delirtme beni."

Arkadaşı sırıtarak sordu.

"Ödüyor musun?"

Ten işine devam ederken başıyla onayladı. Johnny telefonunu bulmak için gezinirken konuştu.

"Bak ben ödüyorum diye gidip saçma sapan şeyler sipariş etme. Kusana kadar hepsini yediririm sana."

Johnny kendi ve diğerleri için pizza sipariş ederken Ten kendine tavuk siparişi vermişti. Pizzadan nefret ediyordu. Siparişler verildiğinde Johnny aylaklık etmek için mutfak kısmına kalabalığın olduğu yöne ilerledi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 08, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

let me tell you | TaeTenWhere stories live. Discover now