•23•

1.3K 129 72
                                    

***


Haru eve geldiğinde kapıyı Kun açmıştı. Vakit kaybetmeden Ten'in yanına gitti. Ten kardeşinin geldiğini anlasa da dönüp bakmadı.

Haru dikkati üstüne toplamak için konuştu.

"Nereye gittiğimi sormayacak mısınız?"

"İstediğin yere gitmekte özgürsün."

Oturma odasında koltukta yatan abisine bakmaya devam etti.

"Taeyong'un yanındaydım."

Ten duyduklarını algılayamadı. Yattığı yerde hareketsiz kalıp kızın gözlerine baktı. Yalan söylemediğine emindi çünkü kız son derece ciddi konuşmuştu. Ten şimdi ne olacak diye düşünüyordu içinden.

"Benden izinsiz? Neden bunu yaptın?"

Ten ağlamaklı bi tonda söyledi.

"Ben yapmasaydım sen cesaretini asla toplayamazdın. Acı çekiyordun ve artık Taeyong biliyor."

Duyduğu şeylerle duraksadı. Sinirlendiğini hissediyordu.

"Sen aptalsın! Benim işlerime burnunu sokmandan sıkıldım!"

Ten sesini yükseltti. Kız korkmuş görünmüyordu.

"Artık senin işlerin filan yok. Şimdi o yükü biraz Taeyong taşısın."

"P-Peki ne dedi?"

Ten sinirli olsa da çaresizce soru sormaktan kendini alıkoyamadı.

"Onun içinde zor olduğunu ve biraz düşünmesi gerektiğini söyledi."

"Sen ne düşünüyordun! Söyleyince Taeyong'un hemen benimle olacağını mı? Nefret ediyorum! Seni ilgilendirmeyen işlere burnunu sokmandan."

"Ben söylemeseydim o asla öğrenemeyecekti."

"İstediğim buydu zaten!"

"Her neyse abi. Biraz sonuca odaklanır mısın?"

"Hangi sonuç ?Sonuç alamamışsın bile."

"Biraz zaman tanı. Sen bu kadar sürede bu olanları kaldıramazken onun 1 saatte algılamasını bekleme."

"Başka bir şey dedi mi?"

"Genel olarak dinledi. Konuşmadı ama iyi tarafı bütün olanları Jaehyun'un yanındayken söyledim. O Jaehyun denilen iblisin gözlerindeki korkuyu görmeliydin."

"Gerçekten mi?"

Ten bir saniyeliğinde gülümsemişti.

"Evet. Sonuç olarak ondan tokat yemiş olsam ve sarsılmış olsam da aşırı gururluyum."

"Tokat? Sana tokat mı attı?"

"Evet ama adrenalin yüzünden çok da hissetmedim. Sorun değil onu ihbar ettiğimizde zaten cezasını alacak."

Ten sinirli ve gergin görünüyordu. Her zaman yaptığını yaparak üstüne laf söylemeden odasına çıktı. Kız da yukarı çıkan abisini umursamadan etrafı toparlamaya başladı. O etrafı toplarken telefonunun zil sesi duyuldu. Aynı sırada kapının çalınmasıyla kız arada kalarak biraz duraksadı. Önce kapıya koştuğunda kapıyı beklemeden açtı.

"Taeyong nerede? Ona neler anlattın?"

Jaehyun çıldırmış bir şekilde içeriye daldığında kız köşeye savurmuştu.

"Ten!"

Jaehyun'a karşı olan korkusuz tavrı yok olmuştu Haru'nun. Jaehyun her an bir şey yapacak gibiydi.

let me tell you | TaeTenWhere stories live. Discover now