•28•

767 75 25
                                    

                              * * *
"Ten!Bavulunu artık indirir misin?Arabaya yerleştireceğim!"
Haru alt kattan Ten'e seslendi.Bir kaç dakika sonra Ten yavaş yavaş büyük boy bavuluyla merdivenlerden indi.

"Tamam.Ben hallediyorum.Senin bavulun nerede?"

"Çoktan bagaja yerleştirdim.Acele etmezsen uçağı kaçıracaksın."

Ten bavulu sürükleyerek kapıdan çıktı.Arabanın bagajına bavulu bıraktı.Haru hemen arkasında evin kapısını kilitledi.Abisi çoktan arabaya yerleşmişti.Kız peşinden gidip arka koltuğa abisinin yanına oturdu.Taksiciye Incheon Havalimanı'na gideceklerini söyledi.

Uzun süren yolculuk sırasında Ten dışarıyı izledi.Biraz buruktu içi.Seul'den ayrılmak zor geliyordu.Yıllarını verdiği şehirden ayrılmak zor geliyordu.Şehir değildi aslında ayrılması zor olan.Geride bıraktıklarıydı.Anıları,evi,arkadaşları ve sanırım en çok üzeni sevdiğiydi.

Zamanın nasıl geçtiğini fark edemedi.Havalimanının dış hatlar kapısında araba durduğunda düşüncelerinden koptu.Kız taksiciye ücreti ödedikten sonra arabadan inip bavulları aldılar.Havaalanına girip güvenlik kontrollerinden geçtiler.

Ten Bangkok için bilet kesilen kısıma geçerken Haru Şangay tarafına ilerledi.İki kardeş,bavulları teslim edip biletlerini aldılar.Herkesin işlemi bittiğinde birlikte dış hatlar kısmına geçtiler.İkisinin de uçak saati yaklaşmıştı.

Anne ve babalarının ziyaretinden biraz zaman geçmişti.Tayland'a dönmeyeceğini söyleyen Ten  vazgeçmişti.

Üstünde çok düşünmüştü.Seul'de daha fazla ne yapabilirdi?Çok şey yaşamıştı.Seul'de bırakmanın doğru olduğuna inandı.Taeyong'a yakın olduğunda her ikisinin de kafası karışıyordu.En azından Taeyong için işleri biraz daha kolaylaştırdığını düşünüyordu Kore'den ayrılarak.Geri dönmem dediği yere geri dönme fikri biraz rahatsız hissettiriyordu.

Genel güvenlik kontrollerinden tekrar geçtiklerinde Haru kahve dükkanına doğru yönelerek konuştu.

"Kahve alacağım,ister misin?"

Ten hayır anlamında başını salladığında hareketlenen saçları sevimli görünüyordu.
"Kapıya ilerlesem iyi olacak uçağa alım çoktan başlamıştır."

Haru'nun istemsizce yüzü düştü.
"Ayrılıyor muyuz?Hemen mi?"

Ten hafifçe güldü. "Hemen derken?Sence de geç değil mi?Bir aydır birlikteyiz."

Haru dalga geçen abisinin koluna hafifçe vurdu gülerek.Ardından sıkıca sarıldı.

"Kendini mutsuz hissettiğinde,işler istediğin gibi gitmediğinde ve yanında kimse yokmuş gibi hissettiğinde beni arayacağına söz vermeni istiyorum."

Sarılmayı kesip gözlerinin içine bakarak sarfetti sözlerini.Gözleri hafif doluydu.

Ten bıkkınlıkla gözlerini devirdi.

"Haru altı üstü eve dönüyorum.Abartma.Görüşemeyecekmişi gibi davranma."

Haru hafif bir sinirle cevapladı.
"Ya!Konuyu dağıtma.Söz ver."

Ten seslice nefesini bıraktı.

"İyi tamam söz!Seni arayacağım."

Kızın yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu.Eski neşeli haline geri döndü.

"Annemler seni bunaltmaya başladığı anda Çin'e gelebilirsin."

Ten son kez sataşmak adına sinir bozucu bir sesle konuştu.

"Sana soran olmadı.Zaten istersem Chenle'nun yanına gelebilirim."

"Hahaha.İkinizi eve almazsam görürsün kime geldiğini!"

Kız iddialı şekilde konuştuğunda Ten hazır cevaplığıyla devam etti.

"Renjun olduğundan sana ve evinize ihtiyacımız olmaz."

Kız gülerek abisinin karnına vurdu.

"Hadi gidiyorum artık.İndiğimde yazarım."

Geri geri yürürken konuştu Ten.Kız el salladığında karşılık verdi.Ardından alt katta bulunan giriş kapısına doğru yöneldi.

* * *

uzun zaman sonra merhaba!umarım herkes iyi bir okul dönemi geçiriyordur.sınavlarınız umarım iyidir.sizi seviyorum💞 -haru

let me tell you | TaeTenWhere stories live. Discover now