•13•

1.3K 159 16
                                    


***

Taeyong her zamanki merakına yenik düşmüştü. Evden ayrılıp eskiden her sabah uğradıkları kahve dükkanına gidiyordu. Kısa süren yolculuğun ardından kahve dükkanının önüne gelmişti. İçeri girdiğinde her zaman hoşuna giden kahve kokusu bu defa onu rahatsız etmişti.

Bu koku ona Ten'i hatırlatmıştı. Her gelişlerinde içeri girdiklerinde Ten kokuyu alınca kahve kokusunun ne kadar güzel olduğundan bahsederdi. Bu ortam ona Ten ile geçirdikleri zamanı hatırlatıyordu.İ tiraf etmek gerekirse çok özlemişti. Eskiden yaşadıkları sevgi dolu ilişkileri şimdi yanıp kül olmuştu.

Gerginlikle kasaya doğru yaklaştı ve tanıdık yüz ona eskiden kalma bir gülümseme verdi.

"Merhaba Taeyong!"

"Merhaba Shinjung."

"Sanırım Ten'in bıraktığı şeyi almaya geldin."

"Evet."

Shinjung arka tarafa giderek gözden kayboldu. Taeyong sessizce ve merakla beklemeye devam etti.

Shinjung elinde bir zarf ile gelince Taeyong elini uzattı. Zarfı aldı. Nazik bir gülümseme ile Shinjung'a teşekkür etti.

Tam yanından ayrılacakken Shinjung sormadan duramadı

"Ten iyi mi? Onu hiç böyle görmemiştim. O şey gibi görünüyor, ölü."

"Ben... bilmiyorum. Biz ayrıldık."

"Ah, çok üzgünüm. Ne kadar aptalım."

Adam paniklemişti. Konuştuğu için pişman gibiydi.

"Sorun değil. Bilemezdin."

Acı bir gülümsemeyle onu teselli etti. Ardından dükkanın diğer ucundaki masaya yerleşti. Elindeki zarfı telaş ve merakla açtı. Katlanmış beyaz kağıdı açınca Ten'in her zaman hayran kaldığı el yazısı göründü.

Merhaba Taeyong,

Sen bu mektubumu aldığında ben çoktan yolculuğa çıkmış olacağım. Hatta gideceğim yere ulaşmış olacağım. Öncelikle ayrılığımızdan bu yana mesajlarıma cevap verdiğin için teşekkür ederim. Beni engelleyebilirdin ama yapmadın. Bu yaptığın benim için o kadar değerliydi ki anlatamam.

Ayrıldığımız günden beri senden hiç vazgeçmedim Taeyong. Sen beni bıraksan da ben bırakamadım. Sana bunu o gün de söylemeye çalıştım ama dinlemedin.

Sen beni hiç dinlemedin. Hiç bitmeyeceğini sandığım ilişkimizin sonu geldiğinde inanamadım. Lanetli miydik? Evlilik yeminimizi bozacak kadar güçlü bir lanet olmalı.

Seni aldattığımı düşündüğün gün başlayan acı hiç azalmadı. Günler geçti gitti. Sen gittin. Acı gitmedi. Azalacağını düşündüm. Azalmadı. Aksine Jaehyun ile seni gördüğümde gerçek acının ne olduğunu anladım.

Reenkarnasyona hep inanmışımdır bilirsin. Umarım bir sonraki yaşamımızda yine birlikte oluruz. Daha temiz ve yalansız.

Uzun süre yalanlar ile yaşamaya dayandım. Ama acı artıyor. Daha fazla dayanamıyorum. Böyle olmasını hiç istememiştim. Ne yazık ki ben bu acı ile yaşayabilmek için fazla güçsüzüm. Fazla korkağım.

Ben onların iftiralarının esiri oldum Taeyong. Kurtulamıyorum.

Seni seviyorum Taeyong. Sana olanları tam giderken anlatmam bir işimize yaramayacak. Artık kendimi açıklamak istemiyorum. Ben gitmişken, senin bu konu üstüne kafanı bulandırmak istemiyorum.

Her şey için teşekkürler Taeyong. Hayatımın en güzel zamanlarında yanımda olduğun için teşekkürler.
                                                -Ten


***

let me tell you | TaeTenWhere stories live. Discover now