60●

1.5K 167 16
                                    

Yeni bölüm geldi. İyi okumalar.

Oy ve yorumları bekliyorum.

-

El ele eve girdiğimizde karşımda gördüğüm manzara ile donup Serhat'a yan bir bakış attım.

"Hoş geldiniz çocuklar."diyerek yanımıza yürüyen Begüm Teyze ve anneme gülümseyerek karşılık verip ellerimizi ayırdım.

"Bu saatte ne işiniz var?"

Serhat'ın sorduğu soru ile Begüm Teyzeye baktığımda gözlerinin kızardığını görmüştüm.

"Oğlum biliyoruz biz..."

Devam etmeden çekingen ve titrek bakışlarını üzerimizde gezdirdi. Anneme bakıp ne yapmam gerektiğini bilmeden dikildiğimde Serhat "Anne bir izin verin de otursun Çağrı."diyerek hınca hınç dolu salona baktı.

Sergen ve Melis hemen ayaklanınca Serhat'a sorar gibi baktım.

"Sorun yok güzelim sen oturmayacaksın da onlar mı oturacak?"

Göz devirip yanından ayrıldığımda ardımdaki üçlü beni takip ederek salonun ortasına geldiler.

Babamın yanındaki boş yere yavaşça oturduğumda gördüğüm bu manzara büyük bir ailemin olduğu düşüncesinin yanında beni korkutmuştu. Babam yavaşça saçımı okşarken annemler karşımıza oturdu.

Herkes sessiz şekilde olduğu yerde birbiriyle bakışırken Kutay'ın yokluğunu fark edince "Kutay nerede?"diye sordum.

Melis gülümseyip "Hande odada onu ayık tutmaya çalışıyor. Şimdi biz de gidelim." dedikten sonra Sergen ile birlikte bana sırtını döndü.

Kutay'ın ailesinin de endişeli ifadelerini gördüğümde kulağıma gelen sesle Serhat'a döndüm.

"Matem havası pek yardımcı olmuyor. Kimseye bir şey olduğu yok."

Eliyle karnımı işaret ettikten sonra konuşacağı cümleleri yutup sustu ve annesine baktı. Haluk Amca soğukkanlı görünse de yanımda oturan vücudunun gerildiğini hissediyordum.

Begüm Teyze kızgınca yerinden kalkınca korkuyla karşıma baktım. Sanki durumun ciddiyeti yeni yeni yerleşiyordu kafama. Haluk Amca onun peşinden giderken titreyen alt dudağımı dişleyip gözlerimin görünmesinden kaçınarak başımı eğdim.

Bahçeye çıkmak için adımlayan Serhat bana bakmadan gittiği için şükrediyordum. Üzgün görünmem onun için iyi olmazdı.

Omzumda hissettiğim el ile yanıma dönüp anneme sarıldım. Gülümsemeye çalışarak "Saat geç oldu. Uyuman lazım."diye fısıldadı.

Omuz silkip "Yorgun değilim."dediğimde babam itiraz istemeyen ses tonuyla konuştu.

"Saatlerdir koşturuyormuşsun. Dinlenmen lazım."

Annem omzumu sıvazlarken dayanamadan göz yaşlarımı serbest bıraktım.

"Uyuyabilecek durumda değilim."

Kocaman gözlerle bana bakıp doğruldu ve annemin kollarının üzerine kendi kollarını sarıp ağlamamı dindirmek için saçımı okşadı.

"Tamam yavrum. Ağlama sakin ol."

Omuz silkip elimin tersiyle göz yaşlarımdan kurtuldum.

"Bahçeye çıkacağım."

Dışarıda konuştuklarını biliyordum ve doktorun söylediklerini söyleyip, Serhat'ı yorulmaktan kurtarmak istiyordum.

ARKADAŞ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin