28○

4.8K 195 23
                                    

İyi okumalar. Güzel bölüm oldu.

-

Çağrı'dan;

Kızın söyledikleriyle şok olmuştum. Serhat'a yandan bir bakış attım. Kıza bakıyordu sakince. Kaşları çatıkken ne yapacağımı bilemiyordum. Ayağa kalktığında önüne geçsem de bana bakmadan uzaklaşıp odadan çıktı.

Hızla odadan çıkıp Serhat'ın peşinden koştum. Dengesiz geçen günlerime yenisi ekleniyordu. Ne yapmıştım ben? Ona güvenmediğim için benden intikam alacak mıydı? Uzak durmaya dayanabilir miydi?

Odasına girdiğinde kapıyı kapatmıştı. Kapıyı açacakken durup bekledim. "Ne yapacağım?"diye fısıldadığımda Haluk Amcanın asansörden indiğini gördüm. Bana bakarak yanıma yaklaştığında utançla gözlerimi kaçırdım.

"Gel."diyerek odaya girdiğinde onu takip ettim. Serhat kızgınlıkla baktıktan sonra önüne döndü. "Hoş geldin baba."

Beni görmezden geldiğinde Haluk Amca bana bakıp dudaklarını birbirine bastırdı. "Hoş buldum." Oturunca bana karşısını gösterdi. Ben Serhat'a baktığımda babasına bakıyordu. Yavaşça ilerleyip oturacakken "Baba seninle bir şey konuşalım."dedi.

Bu 'Çık' demek anlamına geliyordu sanırım. Haluk Amca üzgünce bana bakıp "Söyle, işle alakalıysa Çağrı da dinleyebilir."

Kafasını iki yana salladı. "İş değil özel hayat..." Söylediği şeyle kalbimde minik bir hareket hissettim. Sevinç veya heyecan değildi. Üzüntüydü. Beni özel hayatının dışında tuttuğunu söylüyordu.

Boğazımı temizlemediğim için sesim kısık çıkmıştı. "O halde ben çıkayım." Gözleri ilk defa benim gözlerimle buluştu. Düz bakan gözlerinin altında ezilmiş gibi hissediyordum.

Arkamı dönüp odadan çıktım. Dakikalar içerisinde kendimi hiç olmadığım kadar yorgun hissediyordum.

Hande'yi çalışırken gördüğümde ona doğru yaklaşıp "Teşekkür ederim."dedim. Kafasını çekingence salladığında yanından ayrıldım.

Melis'in odasına ilerledim. Elimi yavaşça durmuş gibi hissettiren kalbime götürerek yürüdüm.

Kapısını çalıp içeri girdiğimde bana üzgünce bakıp kollarını iki yana açtı. Herkesle sarılmayı sevmezdim Melis herkes değildi ve ona ihtiyacım vardı. Yaklaşıp kollarımı boynuna sardım.

"Canım üzme kendini, emin ol her şey hallolacak."

Kafamı omzuna yasladım. "Bilmiyorum Melis bilmiyorum. Hata ettim. Onu nasıl dinlemem ya?"

Pişmandım ama geçmişle alâkalı yapabilecek bir şeyimiz yoktu. Onu özlediğimi şimdi keskin bir duygu olarak anladım. Kalbime batıyordu.

Melis omzumu sıvazladı."Seni sevdiğini görüyoruz, elbette düzelecek her şey. Ama doğruydu verdiğin tepki, kendini suçlama. Sadece ona affettirmen gerekiyor kendini."

Kafamı iki yana salladım. "Az önce bana nasıl davrandığını görmeliydin. Tıpkı bir yabancı gibi bakıyordu." Gözlerim o anı hatırlayınca dolmuştu.

Beni sıkıca sarıp "Üzülme canım bu uzun sürmeyecektir. Kendini topla ve onu kazanmak için elinden geleni yap." diyerek teselli vermeye çalıştı.

Ondan ayrıldım. Sakince ayağa kalkıp kapıya ilerlerken "Çağrı." dedi. Durup ona döndüm. Gülümseyerek "Bu maçta avanajlısın." Serhat'ın sevgisinden bahsediyordu sanırım. Gülümsedim. Kafamı onaylar gibi sallayıp odadan çıktım.

Odama girip Serhat için ne yapacağımı düşünürken programımı kontrol ettim. Gece saatlerinde şehir merkezine uzak bir yerde gözlem yapmam gerekiyordu. Bu görev şuana kadar gördüğüm en saçmasıydı. Orada gecemi geçirmeliydim ve gözlem yapacak kişinin ben olduğumdan emin değildim.

ARKADAŞ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin