13○

14.6K 277 23
                                    

-

Ağrıyan göz kapaklarımı araladım. Güneşin doğuşuna uyanmıştım. Serhat'ın çıplak göğsünün üzerinden yerdeki çantama uzandım. Hareketimle uyanacak gibi oldu. Telefonumu elime aldığımda bir çok mesaj ve çağrı olduğunu görmüştüm. Bir kez daha onları görmezden geldim.

Daha sonra merak etmiş olacaklarını düşünüp Kutay'a mesaj attım. 'Biz iyiyiz merak etmeyin.' Görüldü attığında hala uyanık olduğunu anladım.

Telefonu çantanın içine koyup tekrar kumların üzerine bıraktım.

Hava bayağı serinlemişti. Hala nemli olan bikinime dokunduğumda Serhat gözlerini araladı.

"Dinlendin mi?" Laf olsun diye sorduğum soruma "Evet." diyerek cevap vermişti. Gözleri anında hala çıplak olan göğsüme kayınca omzumun üzerinde dönüp sırtımı ona döndüm. Sırtım göğsüne yaslanınca düşmemem için bir kolunu karnıma sardı.

Güneşin doğuşunu işaret edip "Biraz daha kalabilir miyiz?" diye sorduğumda "Hıhı." gibisinden boğuk bir sesle onayladı.

Birkaç saat önce yaşananları hatırlamak için uygun bir zaman değildi çünkü geniş bir zamanda sağlıklı düşünmem gereken bir meseleydi bu. Ama sorunları görmezden gelerek yıldızların altında sevişmemizi düşündüm.

Sevişmek ah ne hoştur, yıldızların altında.

Gerçekten hoştu. Güneşin altında nasıl olurdu bilmiyordum ama yıldızların altında sevişmek hayaliyle bile yüreğimi çarptıran bir şey olmuştu.

Güneş tenimi ısıtmaya başladığında zaten yorgunluğunu atamamış bedenim yüzünden mayışık bir ses çıkardım.

Ensemde soluk alıp verdiğini hissederken "Omzun nasıl?"diye sordum. Bir şey olursa yeni bir travma yüklenirdi, aman neme lazım?

"İyi görünüyor çok yüklenmedim zaten." Rahatlamamıştım henüz acısı sonradan çıkar diye endişeleniyordum.

"Ama kucağına aldığında yanlışlıkla sol omzuna ağırlığımı vermiştin." Ne söylediğimi idrak edince gözlerimi yumup alt dudağımı ısırdım. O anları hatırlamak ikimiz için de iyi olmazdı.

İşaret parmağıyla karnımda daireler çizerken "Kendini ağırlıktan mı sayıyorsun?" diye sordu. Sesinden güldüğünü anlayabiliyordum. Ne demeye çalışmıştı ki? Memen yok, popon yok mu diyordu? Dudaklarımı sarkıtıp kendimi susturmak için çaba sarfettim. Ne desem gereksiz olacaktı şimdi. Alınamazdım herhalde buna.

Güneşten dolayı gözlerimi kısıp sinirimin bozulduğunu belli edercesine "Benim de kendimce bir bedenim var yani. Anlatabiliyor muyum?"dedim.

"Var tabi." Kulağıma değip içime işleyen sesiyle gözlerimi sıkıca yumup etkisine kapılmamam gerektiğini kendime hatırlattım.

"Var zaten. Neden kandırıyormuş gibi konuşuyorsun?" Bir süre sustuğunda ne diyeceğini bilemediğini hissetmiştim. Yani az önce gayet ele avuca geliyordum herhalde ki bir an bırakmıyordu kalçalarımı, memelerimi. Şimdi neden cılız muamelesi yapmıştı?

"Çağrı huzur versene kendine de bana da." Cümlesinin ikimize de huzur vermeye yeterli olmadığı bilmeliydi bence. Hatta daha da gerilmiştim ama "Senin ağırlığını antrenmanlarda kaldırıyorum zaten o yüzden omzuma bir şey olur diye kafanda kurma." diye açıkladığında hayret etmiş gibi dudaklarım aralandı.

"Anladım." Kelimenin sonunu uzatarak söylediğimde rahatlama hissetmiştim. Arkadaşımıza da bedenimizi beğendirdiğimize de sevinmedik demeyiz artık.

ARKADAŞ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin