42●

3.9K 225 19
                                    

Merhaba millet. İyi okumalar.

-

"Çocuk konusunda isteksiz olman, bilmiyorum sadece güzel olurdu." Kıkırdadığını duyduğumda üzgün olan yüzümü tekrar onun yüzüne çevirdim. Üzülmemin nedeni beni yanlış anlamasından korkmamdı. Bozuntuya vermeyip "İkimizden bir parça güzel olurdu."diye ekledi.

Gülümseyip "Güzel olur ama endişe ediyorum. Yeterli olgunluğa sahip olup olmadığımla alâkalı."diye cevap verdiğimde kafasını yavaşça salladı.

Ellerimi boynuna sarıp onu öptükten sonra "Benim gibi bir güzellik dünya için iyi olurdu." dedim.

Hınzırca gülüp kaşlarını kaldırdı. "Bak sen şuna. Babasına benzese dünya için çok daha iyi olur."

Kaşlarımı çatıp "Sen dünya için falan iyi değilsin sadece benim için iyisin."diye homurdandım.

Gülüşü tekrar kulağıma gelince bir eli belimdeyken diğer elinin tersi ile yavaşça boynumdan aşağı doğru inerek tenimi okşadı. Tenime değen soğuk parmakları ile nefesimi tuttuğumu hissetmezken gözlerine bakıyordum.

Dudaklarını yalayıp yüzümü inceledi ve sakince güldü. "Nefes al."

İlk önce algılamaya çalışıp sonra kafamı eğip nefes aldıktan sonra dudaklarını saçlarımda hissettim.

"Alıyorum."

Utancımı gizleyerek konuştuğumda dudaklarını tekrar saçlarımda hissettim.

"Baş belası."

Bardan çıkarken tekrar göz göze geldiğimizde kısık gözlerine sevgiyle baktım.

-

Serhat'ın evine geldiğimizde ailemin eve geç gelmem ve gelmemem ile ilgili sitemleri aklıma gelince dudaklarımı ısırdım.

"Ne oldu güzelim?"

Serhat'a dönüp "Düğünden önce evlerimize girdiğimiz yok." dedim.

Yaklaşıp koltuğa otururken "Sen bu durumdan şikayetçi misin?" diye muzipçe sordu.

"Şikayetçi olup olmamam konu değil. Ama onlara ayıp ediyormuşuz gibi hissediyorum."

"Düğüne bir hafta kaldı. Bu günden sonra seni de beni de rahat bırakmayacaklar."

Yüzümü buruşturdum. "Gece dışarı çıkarız herhalde."

"Sanmam."

Bir hafta yanıma yaklaşmadan duramayacağını düşünürken bu kayıtsızlığı karşısında şoka uğramıştım.

Ben onu sarmış saçlarını okşarken kısık nefes alış verişini duyuyordum. O pozisyonda bir süre kaldıktan sonra dudaklarımı nazikçe saçlarımda gezdirip "Burada uyuya kalmayalım." diye fısıldadım.

Boğukca göğüslerimin arasında homurdandığını duysam da ne dediğini anlayamamıştım. Güldüğümde kafası göğsümün inip kalkması ile sallanırken "Bari izin ver de gidip rahatça yatakta yatayım." dedim.

Kısık gözleriyle bana bakmak için kafasını kaldırdığında ona sevimlice baktım.

"Rahat yatmayı benimle yatmaya tercih ediyorsun ha? Öyle mi?" Alaylı olsa da ciddi olan sorusuyla göz devirdim.

"Huysuzluğun üzerinde."

"Senin de gıcıklığın üzerinde." Yavaşça konuştuktan sonra "Mütemadiyen." diye ekledi.

"Daha baştan koltukta yatmaya alışacaksın sanırım."

"Bir tane koltuk sokarsam o eve..."

Gülerek dudaklarına işaret parmağımı bastırdığımda o da yavaşça sırıttı.

ARKADAŞ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin