ARKADAŞ +18

41●

Ne boş adam olduğumu farkedince öfkeden kudurdum. Boktan günler geçiriyorum.

İyi okumalar arkadaşlar.
-

Gece bardan geç dönmüştüm başım çatlıyor ve bu gün ev bakmamız gerekiyordu.

Yataktan yavaşça kalkıp lavaboda biraz onaylandıktan sonra kıyafetlerimi giyinmeye koyuldum. Oyalanarak giyinip aşağı indiğimde anneannem ve annem salonda sessizce otururken babam volta atıyordu. Kaşlarımı çatarak onlara ilerlediğimde babam beni farketmeden dolanmaya devam etti.

Anneme anlamadığımı belli eder gibi baktığımda babam beni fark edip sinirle konuştu. "Ne yapmaya çalışıyorsunuz siz? Şirket için bu kadar önemli bir konuda nasıl bu denli dikkatsiz olabilirsiniz?"

Neyden bahsettiğini anlamayıp yanına bir adım attım. "Baba sakin olup bana neyden bahsettiğini açıklar mısın?"

Ortalıkta duran ama benim görmediğim gazeteyi kaldırıp gösterdi. "Bundan bahsediyorum."

Gazeteyi babamın öfkeli haline kızarak elinden aldım. Gözümün önüne gelen görüntü ile ağzım açılırken sinirle kaşlarımı çattım.

Dün gece barda bir sürü fotoğrafımız çekilmişti ve bu fotoğraflar genellikle Serhat ile kenarda köşede epey yakın olduğumuz anlarda çekilmiş fotoğraflardı. Ve kocaman başlıklarla haber yapılmıştı.

İçerde eğlenmeye gelmiş birinin bu fotoğrafları çekmiş olduğu fikri aklımda çok netti ama neden böyle bir şey yapmış olduğunu sorguluyordum. Ayrıca bu kimdi?

Düşüncelerimi durduramazken babamın varlığı ile utançla ona döndüm.

Konuyla alakalı açıklamayı hangi açıdan yaparsam yapayım konu bizim yani sevgilim ve benim özel hayatımıza gelecekti. Sessizliğimi korurken açıklama yapmak için dudaklarımı araladım. "Bu bizim özel hayatımız ve şirketi etkileyecek bir şey değil."

Dalga geçer gibi gülerken burnundan soludu. "Özel hayat kısmına sonra geleceğiz küçük hanım. Şirket meselesine gelince, bu haberi unutturmak için elinizden geleni yapacaksınız. En uzun süreli yurtdışı ilişkilerimizden biri sonlanabilir."

Huzursuzca kafamı eğip konuşacakken konuyu uzatmamak adına sessiz kaldım.

Telefonum çaldığında balkona çıkıp aramayı cevapladım. "Efendim?"

"Günaydın güzellik." Ses tonunda garip bir tını yoktu haberi görmüş olduğunu varsayıyordum.

"Gün aymadı."

Moralimin bozuk olduğunu anlayınca şakaya vurarak "Çok sarhoştum hatırlamıyorum, diyerek kurtulabilirsin." dedi.

"Biraz önce söyleseydin kurtulabilirdim." Sakinliğine şaşırsam da sormamıştım. Konuşmaya muzipçe sırıtıp devam ettim. "Hem o kadar sarhoş değildim. Nefesini kestiğimi ve boğuk boğuk inlemelerini hatırlıyorum."

Neşeli ve çekici sesi kulağıma geldi. "Öyle mi diyorsun? O halde 'Serhat hadi devam et. Lütfen aşkım. Deliriyorum.' diye ortalığı yıktığını da hatırlıyorsun?"

"Öyle bir şey olmadı. Ama gece normalde süreceğinden daha kısa sürdüğü için koca oğlanın lavabodaki kısık inlemelerini hayal edebiliyorum."

"Beni düşünürken bile bacaklarını birbirine bastırdığını bilmesem bozguna uğrayacağım. Ayrıca beni gece zirvede bıraktığını unutmadım. Karşılığını misliyle alacağım."

Utançla avuç içimi anlıma dayadım. Kısmen doğru sayılırdı. Onunla alakalı bazı şeyleri düşünürken bile tahrik olabiliyordum ve dün gece onu zirvede bırakmıştım. Ama sadece zirvede kalan o değildi ve dün uzun süre boşalmaya çalışmam gerekmişti.