2○

22K 384 85
                                    

Yaptığınız yorumlar çok yararlı oluyor. Hatam varsa direkt düzeltebiliyorum ya da beni motive edebiliyor o yüzden oy ve yorum atmaya özen gösterebilirseniz sevinirim.

♡♡♡

-

Sabah uyandığımda Serhat koltukta yayılmış bir eli kolunun altında bir şekilde uyuyordu. Uyuduğu zaman kuş gibi hafif görünmesi ile gülümsedim. Sanki tamamen ayıktı da ben uyuyordum. Sırtüstü yattığı için saçları geri doğru yatık görünüyordu. Onu izlersem aniden uyanacakmış gibi hissederek ayaklandım.

Mutfağa girdiğimde hazır kahvaltı masasının başında kitap okuyan Sergen'i gördüm. Masaya elimi uzatıp zeytin alacağım anda elime vurup yüzünü buruşturarak "Elini yüzünü yıka." dedi. Baygınca yüzüne bakıp lavaboya gitmek için arkamı döndüğümde Kutay mutfağa girerken "Serhat'ı da uyandırıp öyle gel."dedi.

Bir şey söylemeden yukarı çıkıp elimi yüzümü yıkadım daha sonra Serhat'ı uyandırmak için yanına gittim. Hala kaşları çatık dümdüz yattığını görünce sırıttım. Fotoğraf çekmeyi sevmezdim ama bazı anlarda çekmek isterdim.

Telefonumu çıkarıp ona doğru yaklaştım. İki tane çektikten sonra gözlerini açtığını gördüm, kafamı çevirdiğimde çok yakınımda olduğu için kıkırdadım, balığa benziyordu. Telefonu cebime koyup "Kalk bakalım, kahvaltıya."dedim.

Bana bakarken kafasını salladı gözleri tekrar kapanmaya başlayınca yanına yaklaşıp eğildim, elimi yanağına koydum. "Uykunu alamadın mı? Mışıl mışıl uyuyor gibi görünüyordun." dedim yavaşca.

Gözlerini açıp bileğimden tutup elimi indirdi. "Uykumu alamadım. " diye mırıldandı.

Doğrularak "İstersen biraz daha uyu." dediğimde kalkıp elini omzuma attı ve "Gidelim." dedi. Ben de elimi beline sardığımda mutfağa girdik.

Bizi gördüklerinde bir saniye bakıp tekrar önlerine döndüler. Serhat çayını içerken "Dersiniz başladı mı?" dedi.

Biz ona bakarken o yemek yiyordu. Kimse gitmek istemiyordu. Benim normal durumlarda bile okulda gidişim tesadüfen oluyordu. Bir de başımızda bu kadar sorun varken gitmek mi? Yok ben almayayım.

Kafasını kaldırıp bakınca, bakışlarımıza karşılık "Bu günlük gitmemiz iyi olacak." dedi. Sergen ve Kutay'ın mızmızlanmalarına aldırmadan bana bakıp "Sen de mi gitmek istemiyorsun?" diye sordu.

Umursamazca "Üşendim." değimde konuyu kapatmak adına "Ben çıkacağım az sonra, geç kaldım." dedi.

Kutay ayaklarını sürüyerek yukarı çıktığında biz de peşinden çıktık. Sergen zaten hazır ve nazırdı. Ben giyip aşağı indiğimde onlar da aşağıdaydı. Hep birlikte dışarı çıkacağımız sırada Sergen "Bekleyin." diyerek bizi durdurdu. Ona dönüp ne söyleyeceğini beklemeye başladık.

Elindeki takip cihazlarıyla yaklaşıp benim kolyeme, diğerlerinin saat ve bilekliğine yerleştirdi. Kendisininki siyah kemik gözlüğündeydi. Kendi istediği için takıyordu gözlüğü, numaralı değildi. "Tamamdır." dediğinde dışarı çıktık.

Birlikte Serhat'ın arabasına binince sohbet ederek geçirmiştik yolu. Arabadan indiğimizde Sergen sevgilisinin yanına gitti. Birlikte içeri girdikleri sırada bizim bölümdekilerin toplanmış olduğunu görmüştüm. İç Mimarlık okuyordum. Korkulu rüyalarımdan olan 3D tasarımlarım gözümün önünden film şeridi gibi geçti.

Ne olurdu ki Kutay gibi Yönetim Bilişim Sistemleri tercih etseydim? Sergen'i hiç karıştırmıyorum çünkü Yazılım Mühendisliği canım kardeşimin gözlerinde halkalara sebep oluyordu. Sergen benden daha iyi bir sonuç aldığı için kıskanamıyordum bile. Serhat ise annemin övmesi gereken komşu çocuğu görevini üstleniyordu. Yara izi yüzünden Pilotajın kıyısından dönmek zorunda kalmış olsa da şu an Matematik Mühendisliği okuyordu. Kıskanma falan dediğime bakmayın da hepsiyle inanılmaz gurur duyuyordum. Özellikle Serhat'ın tüm hayal kırıklıkları ile başa çıkabilmesi göğsümü kabartıyordu. Ben doğurdum, diye çığıracağım şimdi!

ARKADAŞ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin